Minho heycanla kedilerini taşıma kutularına koyup arabanın arka koltuğuna koymuş ve emniyet kemerini de üçünün kutusunu kapsayacak şekilde taktıktan sonra Jisung'ı aramıştı. Şerefsiz Changbin hiçbir şekilde onlara gitmesine izin vermediği için Jisung'ı bi süredir görmüyordu. Ama Minho durmayıp her akşam Jisung'a yazmış ve birkaç saat boyunca sohbet etmişlerdi.
"Selam Ji! Soonie Doongie ve Dori hazır. Seni almaya geleyim mi?"
"Bende hazırımm Minho gelebilirsin."
"Beş dakikaya ordayım." Minho telefonu kapattıktan sonra heycanla arabayı çalıştırmış ve Jisung'ı almaya gitmişti. Changbin'in SBMV'de işi olmasından dolayı bu kadar rahattı.
Hızlı bir şekilde evlerinin oraya vardığında Jisung'ı tekrar aramış ve geldiğini söylemişti. Jisung sekerek mutlu bir şekilde gelirken Minho ona gülümsemişti. Akşam saatleri olduğundan hava kararmaya başlamıştı.
"Ben geldimm." Jisung arabaya binip gülümsediğinde Minho'da aynı şekilde karşılık verip "Hoşgeldinn." Demişti.
Sohbet ederek hızlı bir yolculuk içerisinde veterinere geldiklerinde Minho Soonie ve Doongi'yi, Jisung'da Dori'yi almış ve içeriye götürmüştü.
Gerekli aşılar ve kontroller yapılırken Jisung etrafı inceliyor, Minho'da onu izliyordu. Yaklaşık bir saat icerisinde işleri bittiğinde Minho bu kadar kısa sürede Jisung'dan ayrılmak istememişti.
"Jisung eğer bir işin yoksa, yani ben aşırı boşum o yüzden, bana gelsene ya. Geçen izlemek istediğin bir film vardı onu izleriz." Minho biraz çekinerek konuştuğunda Jisung düşünmeden kabul etmişti çünkü o filmi tek izlemek istemiyordu. Felix'de çoktan onlardan gittiği için izleyecek kimsesi yoktu.
"Olurr o filmi izlemeyi gerçekten çok istiyorum umarım beni hayal kırıklığına uğratmaz." Jisung arabaya binerken konuştuğunda Minho'da elliyle 'yes be' işareti yaparak Jisung görmesin diye arkadan dolanmış ve sürücü koltuğuna geçmişti.
Yolda bi markette durup mısır, cips ve çikolata gibi şeyler aldıktan sonra hızlıca sohbet ederek Minho'nun evine varmışlardı.
Önce bir şeyler yemiş ve biraz atıştırmalık hazırladıktan sonra filmi açmışlardı.
İkisi bi koltuğa yanyana oturduklarında Minho biraz daha Jisung'a yaklaşmıştı. Jisung bunu fark edince kendi kendine gülümsemiş ve kafasını Minho'nun omzuna koyarak ona daha çok yaklaşmıştı.
Minho bu temas ile 'aşkımdan yanıyorum' diye bağırmak istesee hiçbir şey diyememiş ve heycandan öylece oturmaya devam etmişti.
Film ilerlerken duygusal sahnelerden dolayı Jisung'ın ara ara gözleri doluyordu. Bir yerde Jisung ağlamaya başladığında Minho onun kafasını kaldırıp yüzünü okşayarak gözyaşlarını silmişti.
"Ağlama ama, o sadece bir film."
"Ama görmüyor musun, eskiden her gün saçlarını okşayarak uyuttuğu sevgilisinin şimdi kanserden dolayı saçları döküldü." Jisung kendi yaşamış gibi ağlamaya devam ederken Minho sarılmak istemişti ama Jisung yeltenmeyince sadece tekrar gözyaşlarını silmeye çalışmıştı.
Jisung tekrar kafasını Minho'nun omzuna koyacakken Minho kolunu kaldırmış ve Jisung'ın kafasını göğsüne koyarak kolunu onun omzuna sarmıştı.
Jisung bununla birlikte şaşırsa bile filme odaklanmaya çalışmıştı.
Sonunda film bittiğinde Jisung olduğu yerde uyuya kalmıştı. Minho hareketlenirken onun uyuduğunu görünce bir süre daha öyle kalmış sonra da yavaş hareketlerle çekilerek Jisung'ı koltuğa yatırmıştı.
Bir anda çalmaya başlayan Jisung'ın telefonunu masanın üzerinden alarak hemen sesini kapatmış ve kim olduğuna bakmıştı. Changbin olduğunu görünce telefonu açmıştı.
Jisung telefon sesi ile uyansada gözlerini açamayacak kadar olan uykusundan dolayı ses çıkarmadan yatmaya devam etmişti.
"Nerdesin Jisung? Evde olacağını söylemiştin." Changbin'in sözleri ile Minho 'umarım ölmem' diye içinden geçirdikten sonra sessiz bir şekilde konuşmaya başlamıştı.
"Changbin benim Minho."
"LAN JISUNG NERDE?"
"bağırma lan kulağımı siktin, Jisung uyuyor."
"NERDE UYUYOR?"
"Lan bağırma, benim evdeyiz."
"NE YAPTIN KARDEŞİME?"
"Bir şey yapmadım, ne yapacağım ya. Bugün kedilerimi veterinere götürdük birlikte, sana yalvarmama rağmen gelmeyince Jisung'dan rica ettim. Sonra da gel film izleyelim dedim. O da kabul etti. Filmin sonunda uyuya kaldı."
"Yapacağın işe senin Minho. Ne diye benden habersiz iş yapıyorsunuz siz."
"Ya izin istesek sanki izin verecektin."
"Sikerim seni."
"Jisung hariç kimse ilgimi çekmiyor." Jisung bununla birlikte gülümsemek istese de Minho'nun ona bakabilme olasılığı yüzünden gülüşünü tutmuştu. Sanırım gerçekten Minho onu çok seviyordu.
"Sabah yedide kardeşimi evde görmezsem ve evin içinde sende olursan bir daha hiçbir şekilde eve girmene izin vermem kapat telefonu ve sakın kardeşime dokunayım deme."
"Daha o evreye bile geçemedik ve tamam sabah erkenden getiririm kapat artık telefonu yeter." Minho'nun sözleri ile Changbin telefonu onun suratına kapatmıştı.
Minho bir süre ayakta Jisung'ı izledikten sonra yanına çökmüş, dudağını hafifçe yanağına bastırıp öpmüş ve "İyi geceler Sungie'm, umarım bir gün sende benim seni sevdiğim gibi sevebilirsin." Dedikten sonra battaniye alıp onun üstünü örtmüştü.
Jisung bu hareketlere fazlasıyla etkilenirken uykuya dalmıştı.
//////\\\\\\
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Geçiş bölümü olarak düşünün, biraz Minsung yazmak istedim.
Diğer bölüm Chanmin ve artık biraz olaylar başlasın Park Jinyoung işi çok uzadı.
