24

1K 168 39
                                    

Sam sabah kalktığında gerçekten Jeongin'i uyandıramamıştı. Bu yüzden mutfaktan bir bardak su alarak geldiğinde oflayarak eline biraz dökmüş ve Jeongin'in suratına serpmişti.

Jeongin irkilerek uyandığında elinde bardakla Sam'i gördüğünde utanma duygusunu aşırı fazla hissediyordu
şu an.

Bir şey demeden yataktan kalkıp lavaboya gitmeye yeltendiğinde Sam elindeki bardağı yatağın yanındaki sehpaya koyduktan sonra Jeongin'in belinden tutarak kendisine çekmişti.

"Günaydın yok mu?" Sam kafasını yaklaştırmış ve gülümseyerek burnunu Jeongin'in burnuna değdirdiğinde Jeongin heycandan dolayı kasılan midesini umursamamaya çalışmıştı.

"Günaydınn, sadece kendimi biraz rezil hissettim sanırım." Jeongin gerçekten de Sam'in onu öyle uyandırmasından utanmıştı. Muhtemelen ondan önce defalarca çağırdığına emindi çünkü.

"Rezil hissedecek bir şey yok ki."

"Of ne bileyim." Jeongin kafasını eğerek konuştuğunda Sam onun çenesinden tutarak kendi yüzünün hizasına getirmişti. Boy farkları nedeni ile Sam hafif eğilirken Jeongin'de kafasını yukarı kaldırıyordu.

Sam bir şey demeden uzun süredir öpmek istediği dudaklara uzanmıştı ki çalan telefon ile "Sikeyim." Diyerek seslice konuşarak telefona yönelmişti.

Jeongin ona gülerken koşarak lavaboya gitmiş ve elini yüzünü yıkadıktan sonra Sam'in yanına geri dönmüştü. Sam çatık kaşlarla telefonla konuşuyordu. Telefonu sinirle kapatıp yatağa fırlattığında Jeongin, Park Jinyoung'un öldüğü haberini aldığını anlamıştı.

"Ne oldu Sam?" Salağa yatarak yanına giderken Sam onu baştan aşağı süzmüş sonra da yatağa oturmuş ve yanını patpatlamıştı.

Jeongin oturduğunda ise "Siz yaptınız değil mi?" Diye sormuştu.

Jeongin bir şeyler gizlemek ve saklamak istemiyordu. Zaten onun suçlu olduğunu ve defalarca işini mahvettiğini bildiği kişiyi evine alıyorsa buna da bir şey demez diyerek suçunu kabul etmişti.

"Sen aramadan önce yaptık."
Jeongin'in itirafı ile Sam uzun saçlarını elleri arasına almıştı.

"Olması gereken buydu." Jeongin bir cevap alamayınca konuşmaya başlamıştı.

"Elinde hiçbir gücü kalmamıştı zaten, depoları patladıktan ve en güvendiği üç adam ortadan kalktıktan sonra onu bulması zor olmadı." Sam şu an bunları dinlemek istemiyordu.

"Tamam, anlatma."

"Sana karşı ilk defa bu kadar netim."

"Farkındayım ve net olmanı hiç sevmedim."

"Neden? Hep doğruyu söylememi istiyordun oysa?"

"Doğrular sana kapılmadan önceki düşüncelerimdi. Şimdi yalanlarına ihityacım var." Sam'in sözlerine Jeongin bir şey diyememişti.

"Bundan önceki görevlerimizde de yolumuza çıkan siz miydiniz?"

"Evet." Jeongin'in dürüstlük ile cevapladığı soruların her birinde içine daha çok sıkıntı çöküyordu.

"Neden bana anlatıyorsun Jeongin?"

"Sana güveniyorum."

"Ben güven verecek hiçbir şey yapmadım. Şu an bu konuşmaları ses kaydına alıyorda olabilirim."

"Umrumda değil Sam ben sana güveniyorum ve bunları anlattım
Eğer bunları ses kaydına alıyorsan sadece sana güvenen bir insanın güvenini boşa çıkartmış olursun." Jeongin'in sözlerine Sam bir şey dememiş ve ayağa kalkmıştı.

"Şimdilik boşverelim bunları, bir şeyler yiyelim, NIS'e gitmem gerek, Namjoon'dan azar yiyeceğim."

"Neden azar yiyesin ki? Kaç yaşında adamsın şurda."

"Park bizim görevimizdi ama başarısız sonuçlandı. Bu yüzden müdür bizi azarlayacaktır."

"Oh.. üzgünüm." Jeongin kafasını eğerek konuştuğunda Sam tek kolu ile onu kendine çekmişti.

Boynuna minik bi öpücük bıraktıktan sonra kulağına "Seni seviyorum Bob." Diye fısıldamıştı. Jeongin şaşkınlıkla kafasını kaldırdığında Sam gülümsemişti.

"Ama nasıl..."

"Seungmin'in kaçık eski sevgilisi yüzünden ifşa oldun."

"Bunu herkes öğrendi mi?"

"Hayır sadece ben anladım  araştırmaya başladılar ama bir şey bulamadılar."

"Sam ben..."

"Bir şey demene gerek yok, ismin önemli değil çünkü sen benim Jeong'umsun." Sam'in sözleri ile Jeongin gülümseyerek kollarını onun boynuna dolamıştı. O da aynı şekilde Sam'in kulağına yaklaşmış ve "Bende seni seviyorum Sam." Demişti.

Bir süre öyle kaldıklarına ilk ayrılan Jeongin olmuştu.

Sam bir şey demeden onun elini tutup odadan çıkarken akşam toplamadığı masayı toplamaya başlamıştı.

"Kahvaltı hazırlayayım mı ikimize?" Jeongin, Sam masayı toplarken bunu yapabilirdi.

"Olur ama çok vaktim yok yani hızlıca atıştırıp çıkalım olur mu?"

"Başka bir gün birlikte kahvaltı yapmaya gidelim." Jeongin bunu dedikten sonra mutfağa ilerlemiş ve dolapta bulduğu şeyleri çıkarmaya başlamıştı. Sam'de geldiğinde çok konuşmadan bir şeyler yemişler ve evden çıkmak için Sam üzerini değiştirmeye gitmişti.

"Önce seni birakayım ordan geçerim. Evine mi bırakayım başka yere mi?"
Arabaya bindiklerinde Sam'in konuşmasına Jeongin biraz düşünmüştü. Aslında SBMV'ye gitmesi gerekiyordu.

"NIS'e yakın bir yerde indirirsin beni benim gideceğim yer biraz ters."

"Nereye gideceksin?"

"Boşver Sam."

"Dünkü ölümü konuşmak için kendi binana gideceksin değil mi?" Sam'in sorusu ile Jeongin iç çekerek kafasını sallamıştı.

"SBMV?"

"Nasıl biliyorsun bunu?"

"Changbin'i araştırırken orda çalıştığını gördük, dışardan düz bi avukatlık bürosuna benzemiyor."

"Sadece tahmin yani?"

"Evet sadece tahmin ettim." Sam bunun ardından arabayı çalıştırmış ve yoluna gerçekten ters olmasına rağmen SBMV'ye sürmeye başlamıştı.

Can sıkıcı konuları bir yana bırakarak kendileri hakkında sohbet ederek yolu bitirmişlerdi.

"Teşekkür ederim. Her şey için." Jeongin çıkmadan önce Sam'in yanağını öperek konuştuğunda Sam'de onun yanağını öpmüştü ama bir şey dememişti. Jeongin'de bir şey demeden arabadan inip binaya ilerlediğinde artık Bob olma vakti gelmişti.

//////\\\\\\

Bence bir şeylerin artık öğrenilmesi gerekiyordu kaç bölüm oldu şurda aaaaaa

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bence bir şeylerin artık öğrenilmesi gerekiyordu kaç bölüm oldu şurda aaaaaa

Artık öpüşsünler yeter bu yanaktan öpücükler dediğinizi duyar gibiyim bence de öpüşsünler artık

Diğer bölümde ne yazarım bilmiyorum

Gorusuruzz

District 9 || Chanmin,HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin