İki ay geçmişti.
Herkes garipsenecek bir şekilde mutluydu. Sam ve Bob iyi bir şekilde ilerliyordu. Sky, Chris ve tabiki arkadaşları sayesinde çok daha iyiydi. Minho ve Jisung'ın ilişkisi birkaç prüz hariç çok güzel gidiyordu. Felix ve Changbin... Çok güzel olmuşlardı.
Şimdi ise Changbin, Felix'in evinin önünde onu almak için bekliyordu.
Felix evden çıktığında arabanın dışında onu bekleyen sevgilisine koşarak sarılmıştı. Changbin dudaklarını onun yanağına bastırdığında Felix gülümsemişti.Changbin'le sevgili olduktan sonra heycanı her zamankinden daha çok artmıştı.
"Ne yapıyoruz bugün?" Changbin arabaya yaslanırken ellerini de Felix'in beline sarmıştı.
"Changbin beni SBMV'ye götürsene." Felix orayı gerçekten merak ettiği için böyle söylemişti, kabul etmeyeceğini biliyordu ama şansını denemekten zarar gelmezdi.
"Bunu yapmayacağımı gayet iyi biliyorsun Felix."
"Ya ama çok merak ediyorum."
"Olmaz yavrum orda çok fazla şey oluyor ve bazıları senin görmen için uygun değil." Changbin, Felix'in oraya gittiğinde her yeri gezeceğini biliyordu. Alt katlarda genelde işkence odaları olduğundan Felix bunları görünce rahatsız olacağını da biliyordu.
"Ya ben küçük çocuk değilim ki. Neden Jisung ve bana hiçbir şey göstermiyorsunuz?"
"Küçük çocuksun demedim ki sevgilim, sadece silahtan ve kandan rahatsız olduğunu biliyorum ve orası sandığın gibi şirket gibi dursada öyle değil." Changbin ne kadar olmayacaklarını düşünsede şu an Felix'i gerçekten seviyordu ve ona sürekli sevgi sözcükleri kullanmayı ihmalde etmiyordu.
"Of tamam nereye gideceğiz o zaman ben oraya gitmek istiyordum." Felix dudaklarını büzerek konuştuğunda Changbin one gülümsemişti.
"Kahvaltı yapmaya gidelim, ordan da birlikte gezeriz olur mu?"
"Harika olur."
...
"Ya Changbin sadece tadına bak, hadi." Felix çilek reçelini Changbin'e uzatırken Changbin yüzünü eşkiterek geri çekilmeye çalışılıyordu.
Kahvaltı için güzel bir çay bahçesinde gelmişlerdi. Changbin çilek reçelini sevmediğini söylediğinde Felix ona "hiç yedin mi ki" diye sormuştu. Changbin en son sekiz yaşında yediğini söyleyince Felix ille yemesini belki de seveceğini söylüyordu.
"Yavrum yemek istemiyorum dedim."
"Ama tadını hatırlamıyorsundur bile."
Changbin sırf Felix'i kırmamak için tam ağzını açmıştı ki telefonu çalmıştı. İçinden 'tam vaktinde' diye sevinirken açmıştı telefonu.
"Efendim Minho?"
"SBMV'ye gelmen gerek, nerdesin?" Minho aceleci bi tavırla konuştuğunda Changbin "Felix ile birlikteyim, acil mi?" Demişti.
"Acil Changbin gelmen gerek."
"Felix'i eve bırakıp geliyorum."
"Felix'i de al gel Changbin acil diyorum."
"Geliyorum."
Changbin ayağa kalktığında Felix "Ne oldu?" Diye sormuştu.
"SBMV'ye gidiyoruz." Changbin bunu dedikten sonra masaya fazlasıyla para bırakmış ve Felix'in elini tutarak kalkmıştı.
Felix mutlulukla yürümeye başladığında Changbin'in telefonu yeniden çalmıştı.
"Efendim Bob."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
District 9 || Chanmin,Hyunin
Fanfiction"Güney Kore'nin en ünlü ve en başarılı iki NIS Ajanı Chris ve Sam iki tane liseli çocuğumu yakalayamayacak."