Sam ve Bob sessizce otururken kapı çalmıştı, Sam "gir" dedikten sonra içeriye biri Changbin ile birlikte girmişti.
Changbin'in gelmesi ile birlikte Bob ayağa kalkıp ona sarılmıştı. "Changbin hyung beni kaçırdılar, sonrada öldürmeye çalıştılar."
"Yarım saate geliyorum diyip kayboldun, aklım çıktı meraktan." Changbin konuşurken Bob'u kendisinden ayırmış ve Sam'e dönmüş, "Olay ne tam olarak?" Diye sormuştu.
"Çektikleri video yüzünden başına bela aldı, eminim detayları kendisi size anlatacaktır. Şuraya bir imza attıktan sonra dışarda asistanım sizi bekliyor olacak, Jeongin'de imza attıktan sonra gidebilirsiniz." Sam ayağa kalkıp kağıdı Changbin'in önüne itmişti. Changbin hızla imzaladıktan sonra Bob ile birlikte odadan çıkacaktı ki Bob'un sözleri ile elini alnına atıp sabır dilenmişti.
"Görüşürüz Sam, lütfen tekrar buluşalım ama bu sefer silahlı adamlar olmasın." Bob'un sözleri ile Sam gülerken Changbin onun kolundan tutmuş ve dışarı çıkarmıştı.
"Ne diye başınıza bela açıyorsunuz anlamıyorum ki. İmzayı at gidelim, Seungmin delirdi meraktan."
"Öldüm sanki ne bu telaş?"
"Ölecektin zaten salak"
"Sam gelip kurtardı beni bir şey olmadı işte"
"Sam falan hayırdır sen ya? Konuşacağız bunların hepsini, şuradan bir çıkalım önce."
Changbin'in sözlerine Bob cevap vermeden önüne gittiği masanın başında adının altına imza atarak Changbin ile birlikte binadan çıkmıştı....
Chris, Hongjoong'u, Yoongi ise San'ı sorguya alırken ikili ağızlarını dahi açmıyordu. Sam, Jeongin'i gönderdikten sonra hızla odadan çıkıp sorgu odasına ilerlemişti. Hongjoong'un sorgusuna pat diye girerken yüzünde hiçbir duygu yoktu.
"Konuştu mu?" Sam'in sorusu ile Chris hiç bir şey söylemeden kafasını iki yana sallamıştı.
"Konuşacak mısın yoksa ben seni kendi yöntemlerimle konuşturayım mı?"
Sam'in tehditkar sözü ile Hongjoong'un ağzından bir 'hah' nidası dökülmüştü.
Sam, Jeongin'e yapılanın aynısını ona yapacaktı çünkü.. çünküsü yok. Öyle istiyordu.
Önce yumruğu suratına geçirmiş ve sandalyeden düşmesini sağlamıştı. Sonra geri kaldırmış ve bu sefer de saçlarından tutarak yere fırlatmıştı. Chris Sam'in yaptığına şaşırmış fakat müdahale etmemişti.
"Böyle devam et ve ben hırsımı alana kadar konuşma." Sam bu sefer saçlarından tutarak kaldırmış, sandalye tekrar oturtmuştu. Chris "Sam!" diye uyarı niteliğinde konuştuğunda Sam onu "Karışma!" diyerek susturmuştu.
Tekrar bir yumruk attıktan sonra Hongjoong yere tekrar yığılmıştı.
"Hadi ama hiç eğlenceli değilsin. Hep böyle kendini yere mi atacaksın?"
Sam yerdeki bedenin karnına sert bir tekme atmış ve konuşmaya devam etmişti. "Oysa 18 yaşında bir çocuğa silah doğrultup onu döverken iyiydi ha?"Hongjoong acı ile gülmüştü. "Gercekten onun 18 yaşında olduğuna inanıyor musunuz?"
"Bu seni hiç alâkadar etmez. Ya şimdi burda Park Jinyoung ile ilgili bildiklerini anlatırsın. Ya da seni kendi ellerimle öldürürüm."
"Bunu yapmaya gücün yetmez."
"Ah hadi deneyelim o zaman." Sam tekrar Hongjoong'un yakalarından tutmuştu ki odanın kapısının açılması ile içeri Yoongi girmişti. "Uğraşma bununla Hwang, San her şeyi öttü." Yoongi'nin sözleri ile Hongjoong şaşıran gözler ile ona bakmıştı.
"Yalan söylüyorsun. San asla bize ihanet etmez."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
District 9 || Chanmin,Hyunin
Fanfiction"Güney Kore'nin en ünlü ve en başarılı iki NIS Ajanı Chris ve Sam iki tane liseli çocuğumu yakalayamayacak."