Aradan geçen üç gün içersinde, üç şehirde planlandığı üzere ardı ardına atlı patlama daha olmuştu. Sam bu sırada boş durmamış ve elinde mükemmel bir kanıt ile Jeongin'in Busan'dan dönmesini beklemeye başlamıştı.
Çarşamba sabahı Jungsu, Sam'i aramış ve Jeongin'in Seul'e geldiğini söylemişti. Birkaç saat bekledikten sonra Sam bir arama emri çıkartıp ekibini almış ve Jeongin ve Seungmin'in evine doğru yola çıkmıştı.
Eve vardıklarında Jeongin kapıyı uykulu gözler ile açmıştı. Şaşkınca Sam'e ve arkasındakilere baktığında ne olduğunu anlamamıştı çünkü patlama ile alakalı arkasında hiç iz bırakmamıştı.
"Sam?"
"Cinayetten tutuklusun Yang Jeongin." Sam'in yüzünde ifade olmadan söylediği sözler ile arkasından iki kişi çıkıp Jeongin'in bileklerine kelepçe takmıştı. "Ne!?" Jeongin şaşkınca olanlara bakarken Seungmin gelmişti.
"Ne oluyor? Neden kelepçeliyorsunuz?" Endişe ile arkadaşına baktığında Jeongin anlamadığından 'bilmiyorum' şeklinde kafasını sallamıştı.
Sam o an elindeki arama emrini Seungmin'e vermiş ve evi arayacaklarını söyledikten hemen sonra arkasında duran adamlara emir vermişti. O sırada Jeongin arabaya bindirilip çoktan NIS'e götürülmeye başlamıştı.
Sky ve Bob, asla evde çalışmadıklarından dolayı evde önemli bir şey bulunamamıştı ki, Jeongin'in çalışma masasının kilitli olan çekmesinden çıkan silah ile Sky küfür etmişti.
"Umarım bu silahın bir ruhsatı vardır Bay Kim. fakat bildiğim üzere Yang Jeongin daha reşit değil."
"Silahın ruhsatı var ama bize ait değil."
"Kime ait?"
"Jeongin'in babasına." Sam bunu duyunca Jeongin'in kendisine yalan söylediğini düşünerek yine ona inandığı için kendine kızmıştı.
"Size ait olmayan bir silahı evin içinde bulunduramazsınız Bay Kim." Sam'in sözleri ile Sky artık kendisine gelmişti ve karşısındaki ajana aynı şekilde karşılığını verecekti.
"Fakat bu silahın ruhsatı, Jeongin'in babasına ait, yani aralarında kan bağı olduğu için bulundurmamızda hicbir sorun yok. Yanlış mı biliyorum Bay Hwang?" Sky'ın sözlerini Sam umursamamış ve odadan çıkmıştı.
Şimdi gidip Jeongin'i sorguya alacaktı. Yine en başa döndüklerini hissediyordu, ama olması gereken bu değil miydi?
Sam hızlı bir şekilde NIS binasına girdiğinde sorgu odalarına yönelmişti. Kapıda bekleyen Chris ile birlikte elleri hâlâ kelepçeli duran Jeongin'in yanına girmişlerdi.
"Sam ne oluyor? Ne cinayeti? Ben gerçekten anlamıyorum. Hiçbir şey yapmadım." Jeongin konuşurken Sam onu susturmuştu.
"Üç gündür nerdeydin Yang?"
"Busan'daydım."
"Neden gittin? Patlamalar ile nasıl bir ilgin var?" Chris sessizce Sam ve Jeongin'i izliyordu. Aralarında bir şeyler geçtiği belliydi ama sesini çıkarmak istemiyordu.
"Annemin mezarına gittim. Bir günde dönmek saçma olur diye üç gün orda kaldım. Sam ben gerçekten bir şey yapmadım." Sam, Jeongin'in annesinin yanına gittiğini duyunca ona inanmıştı. Doğruyu söylüyordu fakat eksik anlatıyordu. Oraya sadece annesi için gitmediğini biliyordu.
"Öncelikle bana Sam diye hitap etmeyi bırak, şu an sorgudasın." Sam'in sert sözleri ile Jeongin ona anlamsızca bakıyordu.
"Benim patlamalarla bir ilgim yok, ayrıca kimseyi öldürmedim ne cinayetinden bahsediyorsun?" Jeongin'in sözleri ile Chris bilgisayarı masanın üzerine koyarak açmıştı. Sam, Jeongin'in sandalyesinin arkasına gidip omuzlarından tutarken videoyu açmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
District 9 || Chanmin,Hyunin
Fanfic"Güney Kore'nin en ünlü ve en başarılı iki NIS Ajanı Chris ve Sam iki tane liseli çocuğumu yakalayamayacak."