Sabr-ı Sükut 7. Seri ( Kaymakam Beyin Küçük Yari )

Medcezir / 25

İnanın yorgun halde yarım bölümü tamamladım sizin için. Bölüme bakarken yüklendi hemen kaldırdım ama siz de merak ettiniz...😍😍🥰

🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷

Hüma kanadı kırık bir kuş misaliydi. Gözleri yaşlı, yüreği yaralıydı. Sızım sızım sızlıyordu tüm bedeni ruhu. Boğulacak gibi hissederek önünde takılı olan yeşil işlemeli mutfak önlüğünü çıkarıp yürürken yere attı. Gözünün önünde kocasının o heybetli bedeniyle çekip gidişi vardı. Bacağının acısına bile aldırmadan ağlayarak dere kenarına gelip haftalar önce korktuğu ama şimdilerde dostları olan iki köpeğin yanına gelip oturdu. Kocasıyla yaşadıkları bir bir gözünün önünden geçerken " seninle burada evdeki eşyaları yıkamıştık... O zaman seninle gerçek anlamda karı ve koca olacağımız aklımın ucundan bile geçmezdi... Ama oldu ve gerçekten karı koca olduk... Ama bitti herşey... " deyip hıçkırarak ardında ki selvi söğüt ağacına dayanıp bacaklarını toplayıp başını dizlerine koyup " Ah Tuğrul! Senin o sert esen sert kabuklu sokaklarından geçerdim ben... Sen olmasan belki, sana gelemezdim çekinirdim belki de... Sen hep ilk adımları attın bu evlilik için... Ben sana güvendim düştüm peşine sonum ne olur demeden... Sen o evdeyken ben mutluydum herşeye rağmen... Ben sen kaymakam olamasan bile bir ömür burada bu şekilde yaşamaya razıydım..." deyip kocasının genellikle ders çalıştığı odanın camına bakarak " senin odanın perdesinin oynaması ve senin evde olduğunu bilmek bana herşey demekti...
Bahçede olunca ikinci defa bakamazdım utanırdım seninde beni gördüğünü düşünerek... Bilemiyorum belki de dayanamazdı kalbim bu heyecana... Şimdi o odada sensiz bende sensiz kaldım...! Sensizliğe alışamam ben çok iyi anladım... Ben o vefasız ağabeylerimden ayrıldım, iki yıl parmağımda nişan yüzüğünü taşıdığım ahlak yoksunu pislikten ayrıldım da asla bu kadar canım yanmamıştı...! Çünkü sen vardın yanımda tıpkı medcezirim yani gölgem gibiydin... Bilirdim sen korurdun beni... Aşk tende değil kalbimdeymiş meğersem ne zaman oldu bu inan ki bilmiyorum ve şu anda fark ediyorum... Daha iki gün önce sana aşık olmayacağım diye yemin ederken meğer çoktan olmuşum... " deyip yutkundu.

Düşündükçe aklını kaybetmek üzereydi.
Hıçkırarak " bazı aşklar Cennette devam edecek... Hz. Muhammed (sav) tam 18 yıl her gün Haticesini andı... Onu çok özledi ve Allah bana senden hayırlısını vermedi dediyse... Bende eşimi böyle sevmek istiyorum derdim, gönlümde olmasını, gönlünde olmayı istiyordum, çok dua etmiştim... Aşk seviyorum demek değil ki, bazen bir küçük tebessüm, bazen bir bakış, bazen ise yanında olduğunu hissettirmek, bazen de en zor zamanlarında elinden tutmaktır... Söyle bana Tuğrul ben ne yapayım bundan sonra? Nerelere, kimlere gideyim? Bundan sonra sen yoksan yaşayan bir ölü bu Hüma...!" Dedi.

Tuğrul İstanbul fetibotuna binmiş gidiyordu " yemin ediyorum seni öldüreceğim Tufan...!" Deyip duruyordu.
Kısa bir süre sonra telefonu çaldı. Kızgın bir şekilde bakınca arayanın Tufan olduğunu görünce " şerefsiz adi köpek!" Der demez ağlayan bir ses duyuldu. Tuğrul bu sesi hemen tanımıştı.
Oğlu bir pislik olsa bile ilkokul öğretmeni olan Cahit hocasına saygısı sonsuzdu çünkü muhterem bir eğitmen ve insandı. Ama alimden zalim olmuştu imtihan olarak.

Tuğrul yutkunarak " Cahit hocam ben Tufan sandım " deyip iç çekerek " oğlun çok iğrenç " der demez Cahit hoca ağlayarak " Tufan'ın telefonu bende Tugrul oğlum aramışsın ama telaştan duymamışım bile sesi de kısılmış... Mesaj atmışsın okuyunca telefonunu kontrol ettim ve Hüma kızıma attığı o ahlaksız mesajları okuyunca kanım dondu " deyip feryat ederek " ama buldu cezasını bir mazlum kızın ahını alarak" dedi.

Tuğrul şaşkın bir şekilde " anlamadım hocam?" Dedi.
" Ah Tuğrul ah çok kötü durumdayız...
Tufan aylardır her gece mayhanedeydi... Ne yaptıysam dinlemedi... Mübarek günler de bile içti durdu.
Dün gece farkında olmadan sahte içki içmiş... Nereden bilelim sabahtan beri
bilinç bulanıklığı, denge ve hareket bozukluğu, baş ağrısı, bulantı, kusma, şiddetli karın ağrısı, sırt, kol ve bacaklarda ağrı vardı... Biz grip sandık... Ama biraz önce görme bozukluğu olunca apar topar hastaneye getirdik... Doktorlar sahte içki zehirlenmesi tedavi edilmediği taktirde de, körlük, koma ve solunum durması sonucu ölüme kadar gider dediler. Metil alkol alımından yaklaşık 10 ile 30 saat sonrasında görme kaybı başladıysa süreç koma ile devam edebilir de dediler... Acil olarak müdahale ettiler ama sahte içki tükettiği için göze giden beyin sinirlerinin tahribatı nedeniyle görme kaybı ortaya çıkmış... Ayrıca beyinde yol açtığı hasarlar nedeniyle yürümede zorluk, hareket kabiliyetini kaybetme ve anormal düşünce bozuklukları gibi problemler de baş gösteriyor... Tedavi devam ediyor ve şu anda ne olacağı belli değil..." dedi.