Sabr-ı Sükut 7. Seri ( Kaymakam Beyin Küçük Yari )

Bebek Müjdesi / 43

🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷

Aradan bir hafta daha geçip gitmişti. Hüma, regl vakti bir buçuk ayı çoktan geçince, kendinde olan ufak tefek değişiklikler de aklını karıştırmıştı. Tuğrul ne kadar iyi gözükmeye çalışıyor olsa dahi farkındaydı ki kardeşlerinin yaprakları halen daha unutamamıştı. Hüma bazen geceleri balkona çıkıp saatlerce üzgün bir şekilde oturan kocasının bu durumuna çok üzülüyordu
" sana nasıl bir ilaç bulayım ben Tuğrul " diyordu içinden sürekli olarak.

Hüma kocasının yıllar yılı bir evlat hasreti çektiğini bildiği için ve geçen ay regl olunca ki üzülmüş halini de bildiği için birşeyler netleşmeden söylemek ve olmazsa tekrar üzmemek için şimdilik gizlemişti. Ve izin almıştı ilçeye gitmek için.

****
Hüma kocasına bu güzel müjdeyi vermek için sabırsızdı ama çokta utanıyordu. " Bugün ben Güllü yengemle ve Sultan yengemle ilçeye gidebilir miyim alış veriş falan yaparım... demiştim kocama ve izin almıştım... Ama şu anda hasteneden aldığım tahlil sonucunda hamile olduğum kesinleşti..." deyip o an mutluluktan ağladı ve bu müjdeyi ilk olarak kocasına vermek için Sultan'a ve Güllü'ye dahi demedi. Onlar da öylesine bir jinekolog muayene sanıyordu hatta onlarda muayene olmuşlardı gelmişken.

İlçede birazda alış veriş yapmışlardı. Sultan ve Güllü züccaciye dükkanına girecekleri vakit Hüma " ben şu ahşap dükkanına bir gireyim ama hemen gelirim..." deyip gitti.
Hüma daha önce gördüğü ahşap dükkanına girip güzel bir kalemlik seti ve oyuncak tahta beşik aldı. " Kalemliğin üzerine ' Kaymakam Tuğrul Seyhanlı ' beşiğin üzerine de ' bebek Seyhanlı ' yaz sen abi... Ben birazdan gelir alırım ama ikisini ayrı ayrı hediye paketi yap..." dedi. İlçedeki alışverişlerini yaparlarken Hüma kocasına aldığı kalemlik setinin içine bir sürü de renk renk özel kalemler aldı. İşlerini bitirip üçü de neşeli bir şekilde köy minibüsüne binip geldiler.

Hüma eve gelince sessizce girdi. Kocası salonda ders çalışıyordu. Ses çıkarmadan temiz bir beyaz kağıda el yazısıyla;
" Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
Çocuklarınızı çok öpün, her öpüşte Cennetteki dereceniz yükselir. [Buhari]'
' Çocuk kokusu Cennet kokusudur.) [Taberani]'
' Çocuk dünyada nur, ahirette sürurdur. [Şir'a]'
' Çocukları sevip okşayın, onlar gönül meyvesi, göz nurudur.' [Ebu Ya'la]
' Çocuklarımız ciğerpârelerimizdir. [B.Arifin)]
' Çocuk sevgisi, Cehennem ateşine karşı perdedir. Çocuklara iyilik etmek, Sıratı geçmeye sebeptir. Onlarla beraber yiyip içmek, Cehennemden kurtuluştur.' [Şir'a]
' Cennetteki, Sevinç sarayına, ancak çocukları sevindirenler girer. [İ.Adiy]'
' Evladınıza ikram edin, nasıl ana-babanızın sizde hakkı varsa, evladınızın da sizde hakkı vardır. [Taberani]'
' Çocuğuna iyilik etmek için yardımcı olan babaya Allah rahmet etsin!)
[İ Hibban]" yazıp kağıdı çiçeklerle süslemişti. Abdestini evladı için iki rekat şükür namazı kılıp dualar etti yolda gelirken de Celil abi ve Ayşe ablalara uğrayıp sadaka vermişti yavrusu için.
Üzerini değiştirip beyaz ve mor çiçekli elbisesini giyip saçlarını tarayıp açık bıraktı, gözlerine sürme çekti, kokusunu da sürdü.

İçi içine sığmaz bir şekilde eline hediye paketlerini alıp salonun kapısını tıklayıp açtı. Tuğrul karısının geldiğini görünce tebessüm ederek
" sen ne zaman geldin Hüma?" Dedi.
Hüma gözleri ışıl ışıl " yeni geldim
sayılır " deyip ilk olarak kalemlik setinin ve özel kalemlerin olduğu şık paketi kocasına uzatıp " bu senin için " der demez Tuğrul eline alıp paketi açınca
" bana ne güzel bir hediye almışsın böyle hemde ismime özel, kalemleri de çok güzel" deyince Hüma tebessüm ederek
" dua hükmüne geçsin inşallah " der demez Tuğrul hayran hayran karısını izleyerek " şayet Rabbim nasip ederse ve kaymakam olursam masamın üzerinde daima olacak bu kalemlik seti ve ben her bakışta güzel karımı düşüneceğim... Vereceğim her kararda masum ve güzel yürekli karımı düşüneceğim ve bu kalemliğin içine aldığın kalemlerle en adil ve dürüst bir şekilde imzalar atacağım... O makamı Allah katında da hakkımda hayırlı kılmak için hakkaniyetli kararlar verip imzalar atacağım bu özel kalemlerinle Hüma'm..." dedi.