Arkadaşlar oğlumu soranlara çok teşekkür ediyorum yarın doktoru görecek sonucu... Dua edin lütfen iki salavat arası Fatiha okuyun lütfen.. Toplu olarak cevap vermek istedim.
🌷🌷🌷🌷🌷🌷
Tuğrul derin bir nefes alarak" bunlar ne biçim insanlar Allah'ım? Kalp yerine taş taşıyorlar bunlar..." deyip hüzünlü bir şekilde kalakalmış olan karısına bakarak " Ey Allah'ım ben senden tüm kalbimle istiyorum ki, bunlar gibi zalim olup insanların onurunu gururunu incitiyor olarak hazırda bekleyenlerden eyleme beni de zürriyetimi de..."dedi içinden. Tam o esnada kapı çalınca Hüma koşar adım gidip gelen teyzelerini ve eşlerini karşıladı. Salona giren Şadiye teyze ve Fadime teyze hepsine uzaktan dil ucuyla bir " hoş geldiniz " deyip gururla baş köşeye kuruldular kocaları da yanlarına oturdu.
Canan sinsi bir şekilde tebessüm ederek
" Fadime teyze, Şadiye teyze nasılsınız? Çok iyi gördüm sizi " deyip ayağa kalkıp ellerine uzanınca ikisi de bu eğreti duran olayın nedenini tahmin ediyordu " gerek yok... " diyerek vermediler. Canan çok bozulsa da bozuntuya vermeden " nasıl da özlemişim sizi hoş geldiniz " der demez Fadime teyze kaşlarını çatarak" biz niye hoş geldik ki, bu ev zaten bizim ve biz neredeyse hemen hemen her gün buradayız... Hüma gelinimizden Allah razı olsun sanki rahmetli anamızın gençliğinde ki gibi yaptı, yaktı ocağımızı... !" Deyip adeta kıçını dönerek tersledi.Canan yutkunarak " sen nasılsın Şadiye teyze? " der demez " nasılım demek öyle?! Biz seninle daha kısa bir süre önce kavga etmedik mi?! Ağzına geleni saymıştın bana ve abama...! Ne çabuk unuttun?! Ve yıllarca bize nerelisin dememiştin...! Bize tepeden bakardın...! Şimdi elimizi mi öpüp halimizi hatrımızı sorar oldun...!" Deyip Hüma'ya tebessüm ederek " çay bile içemedik biz güzel gelinim bunların burada olduklarını duyunca bize çay versene " der demez Hüma tebessüm ederek " bu çayları size döktüm teyze, tatlı da getireyim " der demez Hare usulca ayağa kalkıp " ben getiririm Hüma sen çayları dağıt..." deyip gitti. Hüma çayları verirken Canan ölmüş gibi hissederek yerine oturdu, hayran hayran Hüma'yı izleyen Tuğrul'a bakarak iç çekti " ahhh Tuğrul ahh seni kaybedemem aylardır yaşayan bir ölüyüm ben... Onca kalabalık çevrem bile senin yerini dolduracak güçte değiller... Sen benim meğersem dayandığım koca dağımmışsın...!" Dedi içinden.
Teyzeleri çaylarını içerlerken yerdeki eski perdeler, örtüler, nevresimler dikkatlerini çekince " bunlar da nedir?!" Dediler Hüma'nın yengelerine bakarak
" Hüma'nın ihtiyacı vardır diye getirdik...!" Dedi alayla Meliha. Bu kadarını Beyaz ve Sabri, çocukları dahi beklememişlerdi. Tuğrul teyzeleri gelince araya kaynayan olayı hatırlayınca tüm haşmetiyle ortalığı titreterek " bizim ihtiyacımız yok gördüğünüz gibi...! Gelen, karımın yaptığı bu otantik köy evine ve iç dizaynına, bahçelerine hayran kalıyor...! Ve benim karım kimsenin hiçbir şeyine muhtaç değil...! Çok şükür Rabbim'e ki taşı sıksam suyu çıkar...!" deyip ayağa kalktı. Herkesin şaşkın bakışları eşliğinde aynı poşete geri katıp
" Akif ve Atuf siz küçükken mahalleye gelen erkek çengilere merak salıp elinize zil takıp oynardınız ya işte bence bu tüllerden karılarınız size şöyle güzel birer çengi eteği diksin de giyin..." dedi alayla gülerek.Arif ve Atuf espri sanarak tebessüm etmişlerdi ama karıları anlamıştı ve çok kötü olmuşlardı. Sabri oğlunun çocukluğundan beri daima mağrur bir şekilde dik olan başına bakarak " helal olsun benim aslan oğluma..." dedi içinden. Canan, Tuğrul'un her halini izliyordu ve yüreği yanıyordu " zaten yakışıklıydı daha da bir gençleşmiş o donuk gözlerinin içi güler olmuş... Hiç böyle olacağını tahmin dahi etmemiştim...!" Dedi içinden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sabr-ı Sükut 7. Seri ( Kaymakam Beyin Küçük Yari )
EspiritualNOT:ÇALINTI VEYA EN UFAK BİR KOPYALAMA DURUMUMDA AVUKAT KUZENİM VE ABLAM TARAFINDAN GEREKEN TÜM YASAL İŞLEMLER YAPILACAKTIR... KURGUMUN HİÇ BİR KURUM VEYA KURULUŞLA ASLA VE ASLA EN KÜÇÜK BİR İLGİSİ YOKTUR TAMAMEN HAYALİDİR... " Ve rüzgar dinince f...