Zina Çocuğu / 56

2.1K 304 362
                                    

🌷🌷🌷🌷🌷🌷

Üç gün sonra Tuğrul iki hasteneden ve doktor Osman'ın hastanesinden gelen sonuçları eline ulaşınca yıkıldı çünkü DNA testiyle bebeğin babası olduğu ortadaydı. Tek kalan umudu doktor Engin'den gelecek haberdi.
Canan keyifli bir şekilde " 100 tane de hasteneye gitsek bu bebek senin..." dedi.
Hüma yine ruh gibiydi tek kızıyla iletişimi vardı çok azda Hare ile vardı.
Ama test sonuçlarını duyuca yıkılmıştı.

Ortalık karışıktı hemde öyle böyle değil. Tuğrul kendini geçmişti de günlerdir sessiz bir şekilde sürekli ağlayan hamile karısına kıyamıyordu. Hele o küçücük Hacer'i neler olduğunu anlamak ister gibi bakıyordu evdeki onca kalabalığa ve ilk defa gördüğü yılanlara. Hare bile derman olamamıştı Hüma'nın acısına. Tuğrul Seyhanlı görevi bir yandan, acılı karısı bir yandan, evde bunca sinsi yılan bocalayıp duruyordu. Hare ve Ramiz, Tunç birde bunca insanın boğazıyla uğraşıyorlardı. Tuğrul bunların hesabını yapacak birisi değildi ama söz konusu bu vefasızlar ve kalleşler olunca gücüne gidiyordu bazı şeyler.
Daha fazla dayanamayıp kükreyerek
" ayağa kalk ve valizini al kadın...!" Der demez Canan mağrur bir şekilde başını kaldırıp
" çocuğunla eski karını evden mi koyuyorsun?!" Deyince " onu da yapacağım ama senin benim evimde işin yok hemen arka taraftaki misafirhane gibi olan tek katlı ardiye ye git...!" Dedi herkesi şoka sokarak.

Tuğrul burnundan soluyarak " ne sandın ya ahlaksız kadın?! Benim bu çocuğa ve sana karşı hiçbir sorumluluğum yok İslama göre " der demez Canan'ın tüm hayalleri suya düşmüştü. Tuğrul kendinden emin bir şekilde " sperm bankasından sperm almanın da vermenin de günah olduğunu söylüyor Alimler... Bu uygulamanın sosyal bir felaket olduğu ve tüm semavi dinlerin ortak hedeflerinden birinin neslin korunması olduğunu üstüne basa basa fetva veriyorlar...! Bu yolla hamile kalma uygulaması, nesillerin dejenere olmasına, soyu belli olmayan çocukların dünyaya gelmesine, sperm yoluyla stratejik amaçlı olarak birçok hastalığın aktarılabilme olasılığına sebebiyet vereceği için caiz değil diyorla...! Ancak çeşitli tıbbi nedenlerden dolayı kişinin bankaya konulan kendi spermi, ilerde kendi nikahlı eşine verilirse bu uygulama caiz olmakla birlikte dinimizde haram değildir...! Sen ne yaptın benim iznim olmadan boşanmış olduğumuzu bile bile adeta sperm bankasından sperm alırmış gibi zina etmiş oldun...! Bunda benim hiçbir günahım yok...! Ama senin ve yardakçılarının var...!" Deyince Beyaz ve kız kardeşi başlarını önlerine eğdiler.

Tuğrul Seyhanlı artık koparmıştı tüm ipleri " kulağını aç ve beni iyi dinle adi kadın! Çocuğun ana yönünden nesepsiz oluşu düşünülemez. Onu doğuran kadın annesi sayılır. Anneye bağlanma bakımından doğumun meşru veya gayrimeşru olması da sonucu değiştirmez. İslam’da zina ilişkisinden meydana gelen bir çocuğun herhangi bir hukuki değer ölçüsü yoktur. Yani, ne babasından miras alır ne de onun gerçek çocuğu sayılır.
Peygamberimiz (asm) Hadisi Şerifendd şöyle buyurmuştur;
' Çocuk yatağa aittir, zina eden kişiye sadece taş vardır.' Bildirmiştir (Buhârî, Ferâiz, 18, 28, Hudûd, 23, Ahkâm, 29; Müslim, Radâ', 36, 37)'de.
Eğer nikâh yoksa, cinsel birleşme zina sayılır ve doğacak çocuk böyle bir erkeğe nispet edilemez ki, ben seninle her hangi bir ilişki içinde de olmadım... Çünkü zina, nesebin ispatı için bir sebep olmaya elverişli değildir dine göre...!
Hiçbir cihette "çocuğun babası" muamelesi görmez. ( Nevevî, ilgili hadisin şerhi)'de.
Bu Hadis-i Şeriften de anlaşıldığı gibi, gayrimeşru ilişkiden doğan çocuğa karşı gayrimeşru babanın hiçbir hakkı yoktur. Hakkı olmadığı gibi, İslam hukukun da sorumluluğu da yoktur. İnsani yönden çocuğa karşı kendini sorumlu hissetmesi, yardımda bulunması ayrı bir konudur..." deyip yüreği yana yana
" Diğer taraftan, zinâdan doğan çocuğun ayıplanacak bir suçu ve günahı yoktur. Nitekim Allah Rasulü Efendimiz (asm) şöyle buyurmuştur ;
' Veled-i zînaya annesinin, babasının günahından hiçbir şey yoktur." (Hâkim, Müstedrek; Beyhakî, Sünen X/59; Münâvi V/372)' de. Yani sen günahsız bir çocuğun da vebalini aldın...!
Bunun günahı bu işi yapanların üzerinedir yani senin üzerine...! Allah Te'âlâ şöyle buyurur ' Herkesin kazandığı hayır kendine, yapacağı şer de kendinedir...' Ve Allah Te'âlâ'nın diğer bir emri de şöyledir '  Hiçbir günahkâr, başkasının günah yükünü üslenmez...' Sen düşün artık ahiretini...! " Dedi ama Canan umursamaz duruyordu.

Sabr-ı Sükut 7. Seri ( Kaymakam Beyin Küçük Yari )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin