400 yorum sınırı dolarsa yeni bölüm gelir inşallah...
🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷
Hüma hatun ve Tuğrul kaymakam birbirlerine meftun ama bir o kadar da yaralı ve kanatları kırık iki yürekti. Ama herşeye rağmen birbirleri için yuvalarını korumak için mücadele ediyorlardı. Hüma asla kocasının elini bırakmamıştı aylardır bu zorlu süreçte.
Tuğrul karısını bir turna kuşu gibi de adlandırıyordu artık. " Turnam" diyordu. Çünkü turnalar, tek eşliliğin sembolü haline gelmiş kuşlardan birisiydi. Çiftleşme mevsimi boyunca eşlerinin yanından ayrılmazlar. Çiftleşme sürecinin ardından hassaslaşan turnalar, eşleriyle birlikte yavruları için mükemmel bir yuva ararlar ve kurarlardı. Tek eşliydiler gözleri kaymazdı bir başkasına ne dişisinin ne de erkeğinin.Tuğrul'da öyleydi gözü görmüyordu kimseleri karısından başka. Halbuki farkındaydı ki, çok aratmak isteyen kadın vardı etrafında. Öyle ki küçük imalar ve frikikler yaparak aklını çekebileceklerini düşündüklerinin farkındaydı. " Benim gözümde, gönlümde, nefsim de bir tek karıma kayar..." diyordu içinden her zaman.
Canan'la evli olduğu yılları imkanı olsa silip atacaktı ama imkanı yoktu. Nitekim de hiç hatırlamıyordu, adeta silinip gitmişti o kadınla onca yılda sayılı olan birlikteliklerini düşününce bile midesi bir hoş oluyordu. " Hüma'mın üç yıl olmak üzere olan evliliğimizde o kadınla olan zulüm dolu 12 yılımı unutturduğunu geçtim de, sanki 33 yıllık mutluluk verdi bana... Sanki 33 yıllık ömrümde sadece ve sadece Hüma'mla birlikte olmuşum tenine değmişim gibi hislerim..." diyordu.Artık yaz sıcağı iyice bastırmıştı. Oğlu Tuğtekin'i dokuz aylık olmuştu. O kadar yaramaz bir oğlandı ki, anne ve babasına kök söktürüyordu. Ama bir o kadar da sevgi dolu bir çocuktu. Beş aylık kardeşi olan Hümeyra'ya bakıp şimdiden abilik hissiyle " bebik bebik, kayde " diyerek etrafında pervane gibi emekleyerek dönüyordu. Yakın zamanda da koltuklara tutunup yürümeye başlamıştı. Ama arada da Hacer ablasına da naz yapmaktan geriye kalmıyordu. Küçük Hacer kız, küçüktü ama kendinden küçük iki bebek daha olunca sanki büyümüş gibiydi. Annesi diğer iki kardeşiyle ilgilenirken kendisini uyuması için ninni söylerdi becere bildiği kadar. Ağlayınca hemen susuyordu sanki Allah dağına göre kar vermişti. İki kardeşine bakarak oyunlar yapıyordu. Tuğrul ve Hüma kızlarının daha iki yaşını doldurmadan büyümüş gibi davranmasına dayanamayıp ağlıyorlardı. O yüzden mümkün mertebe onunla başbaşa oyunlar oynayarak vakit geçirmeye özen gösteriyorlardı. " Yavrumuz çocukluğunu doya doya yaşasın... Yaşasın ki, ilerde benim çocukluk hatıralarım yokki... Ben hep en büyük abla ve küçük anne olarak biliyorum kendimi demesin... Hem ruhen hem bedenen sağlıklı bir birey olabilmesi için çocukluk çağı çok önemli... Zaten anne sütünü de az aldı... Normalde şimdi emiyor olması lazımdı..." diyorlardı.
Hümeyra gelince el mecbur Tuğtekin'le ikisine ancak yemişti hatta mama desteği de yapıyorlardı.Tuğtekin, Hümeyra'ya da çok ağlayınca kaşlarını çatarak bakardı. Hüma kahkaha atarak" Tuğrul'um bu oğlan tıpkı senin küçük halin..." diyordu ve Tuğrul çok mutlu oluyordu. Evet bebeğin ismi Hümeyra'ydı. Tuğrul karısının vefasına ve sadakatine hayran kalarak haberi dahi yokken gidip kimliğine Hümeyra yazdırmıştı. Anne adı da Hüma idi. Hacer doğunca, ikinci kızları olunca Hüma'nın annesinin ismini koymak için plan yapmıştı Tuğrul.
Eve gelip kimliği Hüma'ya verince, güzel karısı çok duygulanmıştı. Hatta mutlu olmuştu. " Senin hakkın bu bebek gülüm... O iğrenç kadının hiçbir hakkı yok artık Tunç halletti... Benden bile çok senin hakkın çünkü sen olmasan kabul edemeyecektim bu günahsız çocuğu... Sen bana sahip çıktın, bu günahsıza sahip çıktın annelik yaptın, tek doğurmadın. Tek doğurmayla da annelik olmuyor malum... Sen doğar doğmaz ilk kucağına alan, ilk emziren süt annelik yapan, sen gece ağlayınca, hasta olunca başında bekleyen, diğer iki evladımdan eksik korum korkusuyla üzerine titreyen... Bana kabul ettirinceye kadar akla karayı seçen nadide gülümsün, benim gücümsün Hüma'm... " demişti.
Kulağına ezanla da okumuştu ismini küçük kızının.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sabr-ı Sükut 7. Seri ( Kaymakam Beyin Küçük Yari )
EspiritualNOT:ÇALINTI VEYA EN UFAK BİR KOPYALAMA DURUMUMDA AVUKAT KUZENİM VE ABLAM TARAFINDAN GEREKEN TÜM YASAL İŞLEMLER YAPILACAKTIR... KURGUMUN HİÇ BİR KURUM VEYA KURULUŞLA ASLA VE ASLA EN KÜÇÜK BİR İLGİSİ YOKTUR TAMAMEN HAYALİDİR... " Ve rüzgar dinince f...