En az 400 yorum sınırı dolarsa yeni bölüm gelir inşallah kardeşlerim...
🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷
İyi insanlar gittikleri yerler de, görev yaptıkları yerler de iz bırakırdı. İnsanların akıllarında, gönüllerinde yer ederlerdi. İşte Tuğrul Seyhanlı kaymakam da bir buçuk yıl boyunca görev yaptığı Urfa Suriye sınırında ki ilçede ve civar ilçelerde dahi çok sevilmişti. " Süper kaymakam " lakabını taktıkları Tuğrul'un bu ilçede ki görevi bitmişti. Ankara'dan gelen emirle Amerika'daki konsolosluğa bir yıllık staja ve görevlendirmeye gidecekti daha da başarılı bir kaymakam olması için. Çünkü Tuğrul Seyhanlı gibi başarılı ve sevilen, görevini hakkıyla yapan birisinin daha fazla bilgiye ve yükselmesi gerekiyordu vatandaşa daha iyi bir hizmet sunabilmek için.
Bu haberi alan ilçe halkı çok üzülmüşlerdi. Akın akın kaymakamlığa ziyarete gelip vedalaşmak istemişlerdi. Tuğrul gitmeden ilçe halkına ve memurlara açık alanda bir veda yemeği vermişti. Hayır dualar edilip gözyaşları içinde uğurlanmıştı Tuğrul ve Hüma.
Hüma'da oturdukları kaymakam lojmanı villayı tertemiz paklayıp pırıl pırıl bırakmıştı. Lojman çalışanları da çok üzülmüşlerdi. Tuğrul ve Hüma'nın hayatı buydu artık nerde görev verilirse oralı olmak... Oranın vatandaşlarına hizmet edip devletin kadim eli olmaktı.
Hüma ve Tuğrul, çocuklarını da alıp ilk olarak uçakla İstanbul'a geldiler. Hare ve Ramiz, Tunç hava alanın da karşıladılar. İlk olarak Cevriye hanımı ve kızlarını ziyaret ettiler helallik ve hayır dua aldılar. Sonrada Hare ve Ramiz'ler de bir gece misafir olup sonra ki gün hemen Amerika yoluna koyulacaklardı.
Hüma ve Tuğrul çok mutlu olmuşlardı. Çünkü artık Hare ve Ramiz her anlamda çok iyilerdi karı ve koca olarak. Adeta geçmiş yılların acısını çıkarır gibi yaşıyorlardı. Sami bey ve Samiye hanım da artık muratlarına erdikleri için çok mutlulardı. Kasım ve Zeynep daha da bürümüşlerdi. Kasım yine Hacer'in peşinden ayrılmıyordu. Hatta sanki büyümüş ve küçülmüş gibi " Hacer'i geriye getirin Hüma yenge... Yoksa kaçar Amerika'daki evinize de gelirim..." demişti ve Tuğrul yine kıskançlık krizine girmişti. Hare ve Ramiz, Hüma gülerek izliyorlardı Tuğrul'un kıskanç baba hallerini. Hatta o kadar ileriye gitmişti ki Hacer'i kucağından bırakmamıştı da Hacer " baba ben aykadaşlarımla oynamak istiyoyum..." diye ağlamıştı.
Hare'nin kız kardeşi Hira' da gelmişti akşam oturmasına. Hira'nın evi ablası gilin evinin üst katında ki daireydi. Ramiz ve Samiye hanım, Sami bey
" bizim için de iyi olur yabancı olmaz...Hem Hira' da gözümüzün önünde olsun..." demişlerdi.
Hira ablasının iş yerinde asistan olarak çalışıyordu... İşlerine dört elle sarılıyordu oğlu için ve kendisi için. Eski kaynanası ve kayınpederi kaç defa tehdit edip yoluna çıkmışlardı ama Ramiz her defasında çok sert tepkiler verince daha cesaret edemiyorlardı. Mahpustan eski kocası da haber gönderip duruyordu yani tehdit ediyordu " davayı geriye çeksin... Yoksa bilirim yapacağımı..." diye. Ama Ramiz
" korkma boş tehdit amaç kendini kurtarmak seni korkutarak... Yıllardır yaptığı gibi... Ben varım artık abin ve enişten olarak Hira..." diyerek destek oluyordu. Hira yıllar sonra rahat bir nefes almıştı mutluydu o adamdan ve ailesinden kurtulduğu için. Oğlu bile
" babam da, dedem ve babaannem gelmesinler evimize böyle daha iyiyim ben anne..." diyordu. Üç kuzen çok iyi de arkadaş olmuşlardı. Öyle ki Kasım Tuğrul'u daha delirtmeye devam ederek kendinden bir buçuk yaş küçük kuzenine " Ünal sende Hümeyra'yı al büyünce... Oda aynı Hacer'e benziyor..." demişti.Sonraki gün Yalova'daki Tuğrul'un teyzeleri ve çocukları, gelinleri, damarları da gelmişlerdi İstanbul'a Hüma ve Tuğrul'u uğurlamak için. Sabri Bey de gelmişti gözyaşları içinde.
" Üç küçük çocukla siz yorulmayın biz geliriz..." demişlerdi. Vedalaşmak çok zor olmuştu hepsiyle. Tuğrul ve Hüma ile çocuklarla.
![](https://img.wattpad.com/cover/331040056-288-k788765.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sabr-ı Sükut 7. Seri ( Kaymakam Beyin Küçük Yari )
EspiritualNOT:ÇALINTI VEYA EN UFAK BİR KOPYALAMA DURUMUMDA AVUKAT KUZENİM VE ABLAM TARAFINDAN GEREKEN TÜM YASAL İŞLEMLER YAPILACAKTIR... KURGUMUN HİÇ BİR KURUM VEYA KURULUŞLA ASLA VE ASLA EN KÜÇÜK BİR İLGİSİ YOKTUR TAMAMEN HAYALİDİR... " Ve rüzgar dinince f...