🌷🌷🌷🌷🌷Hüma endişe içinde kocasının gözlerine bakarak " sen gündüz bu kadar değildin? Şimdi durup dururken neler de diyorsun?" Der demez Tuğrul kaşlarını çatarak " gündüz uyaracakken telefon gelmişti biliyorsun ki?" Dedi.
Hüma başını sallayarak " umarım o telefon seni üzmemiştir çok hararetli konuşuyordun bayağı da konuştun sanırım bahçeye bakınca gördüm " deyince Tuğrul daima doğruları söyleyen birisi olduğu için " evet çok kızgındım çünkü Canan aramıştı, evlendiğimizi duymuş " der demez Hüma kekeleyerek " yaa? Neyse hadi yemeğe oturalım acıkmışsındır " deyip
" şimdi eski karınla mı konuştun demem ve sormam yanlış olur galiba" dedi içinden yüreği bir tuhaf hissediyordu da elinden gelen birşey yoktu. Ama kocasının bu dürüst hallerini de takdir ediyordu kendisi o Tufan olayını söylemiyor olduğu içinde çokça utanıyordu.Tuğrul dalıp giden küçük karısının eski karısı Canan hakkında bu zamana kadar tek kelime etmeyişine hiçbir şey sormayışına şaşırıyordu " kocası değil ağabeyi olarak görüyor ya Hüma Hanım...!" Dedi içinden kızgın bir şekilde.
Hüma eliyle sofrayı işaret ederek " Hadi çorba soğudu sıcak sıcak iç " deyince Tuğrul sofraya ve mis kokusu burnuna kadar gelen pirinçli tavuk çorbaya bakarak " dur tahmin edeyim o pilavı çorba yaptın değil mi?" Dedi çünkü tanımıştı karısını. Hüma kocasının o meşhur gururunu bildiği için incitmemek için " ben bu çorbaları çok seviyorum sen sevmez misin ?" Dedi çünkü daha et ve tavuk almamışlardı buraya geleli o yüzden kocası da yesin istemişti. Tuğrul karısının gözlerine bakarak " severim de " deyip içi içini yiyerek " kesin sen az diye çoğaltıp banada yedirmek istedin " der demez Hüma kekeleyerek " ya-yani sende " deyip sustu ne diye bilirdi ki ne dese yalan olurdu çünkü niyeti tamda buydu.Tuğrul Seyhanlı zeki adamdı ne kadar gururlu da olsa karısının naif düşüncesi yüreğini yakmıştı. Karısının gururunu kırmamak için verdiği mücadeleyi de aklının bir köşesine yazmıştı. Ama karısıyla bir hesabı vardı bunu yapmasa asla bu hesap kapanmayıp hep ağabey olarak kalacaktı ve nedense canı da çok yanıyordu.
Kocasının sofraya oturmasını bekleyen karısına kaşlarını çatarak " yemekten önce kapanması gereken konular var !" Deyip yürümeye başladı. Hüma tebessüm ederek " ne ki bu konu ?" Dedi.
Tuğrul Seyhanlı tüm haşmetiyle küçük karısının yanına yaklaşıp " ben sana Tuğrul ağabey demeyeceksin bana demedim mi?! " deyip üzerine üzerine yürüdü. Hüma kocasının başkalarında çok başka bir ateş görüyordu geri geri giderek " isteyerek olmadı ki sen deyinceye kadar teyzemlerin yanında dediğimin farkında bile değildim... Kolay mı yılların alışkanlığını bir anda bırakmak? " deyip yutkunarak
" niye üzerime üzerime geliyorsun ki ?" Dedi duvara dayanarak .Tuğrul avına yaklaşan bir yırtıcı kuş misali tehlikeliydi öyle azametli öyle ürkütücü yaklaştı karısına kocaman kolunu uzatıp ince belinden tutuğu gibi kendine bastırdı. " Ağabeyler şimdi sana yapacaklarımı yapmaz! Ağabeyler böyle yaklaşmaz Hüma! Ama şimdi öğreteceğim senin neyin olduğumu...!" Dedi.
Hüma dehşete düşmüş bir şekilde " n- ne yapıyorsun?" Der demez boğuk sesiyle
" bugünü yıllar geçse dahi asla ve asla unutamayacaksın! Hep aklının en büyük yerinde olacak ! Aklına kazı ağabeylikten çıktığım günü...! Neyin olduğumu fark ettiğin günü " Deyip atik bir şekilde karısının küçük dudaklarına kapanıp öpmeye başladı. Hüma neye uğradığını şaşırarak kalakaldı. Sanki o anda yer ve gök birleşmişti ve Hüma hangi katmanda ya da hangi katmanların arasında olduğunu idrak edemez oldu. Hatta yaşadığını dahi bilemez bir haldeydi keza nefesi kesilmişti kocasının vahşi öpüşleriyle. Tutunacak bir dal ararken bir anda kocaman kollarına sığındı yine çaresiz bir şekilde. Ne geriye çekilecek imkanı vardı ne de soluk alacak. Tuğrul zaten kendini kaybetmişti sanki küçük karısını bedenine hapsetmek ister gibi kocaman kolları arasında pres makinesi misali sıkıyordu. Azıcık gevşetse sanki Hüma kuşu uçup gidecek gibi hissederek davranıyordu. Alev alev yanan ateş tüm vücudunu esir almıştı. Neydi bu dudaklar?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sabr-ı Sükut 7. Seri ( Kaymakam Beyin Küçük Yari )
EspiritualNOT:ÇALINTI VEYA EN UFAK BİR KOPYALAMA DURUMUMDA AVUKAT KUZENİM VE ABLAM TARAFINDAN GEREKEN TÜM YASAL İŞLEMLER YAPILACAKTIR... KURGUMUN HİÇ BİR KURUM VEYA KURULUŞLA ASLA VE ASLA EN KÜÇÜK BİR İLGİSİ YOKTUR TAMAMEN HAYALİDİR... " Ve rüzgar dinince f...