Bilgilendirme: Karakterimizin soyadı ile ilgili bir değişiklik yapıldı, haberiniz olsun efendim :)
__________________
"Gel benimle,"
Seni konuşurken ormana doğru çekmeye çalışan adam, senin donuk hareketlerine karşın sesini yükselterek, "Gitmeliyiz, yoksa öleceğiz," diyerek sana baktı.
Şaşkınlığın verdiği hareketsizlikten kurtularak bileğini serbest bırakıp koşmaya başlayan adamın hemen arkasından koşuyordun. Arkanızdan gelen gürültüler, bir kaç saniye sonra silah sesleri ile arttı.
"Beni takip et," diyerek bir çukurun içerisine doğru kaydı, dediğini yaparak çukurun içerisine doğru kayıp, etrafına bakındın, adam seni kendine çekerek, bitkilerin sizi saklaması için bir girintinin köşesine saklandı. Bir kaç saniye sonra çevrenize yaklaşan seslerden saklanmak adına, adam elini ağzına götürüp bastırarak, sana sus işareti yaptı.
Bir kaç dakika, tanımadığın bu adamla burun buruna seni gördükleri anda öldürecek olan adamlardan saklanırken, çukurun içinden bir ses duyuldu. Uzun saçlı adam, duyduğu sese doğru bakarken, bir anda yere yığılan yaratık, senin kısık bir çığlık atmana sebep oldu.
Adam, sana yan bakış atarak, saklandığınız bölgeden bir kaç adım atarak çıkıp, karşısında duran yaratığı belinden çıkardığı bıçakla öldürdü. Ona baktığında, hiç etkilenmiş ya da ürkmüş görünmüyordu, sadece işini profosyonelce yapan bir yaratık avcısı gibi duruyordu.
Bıçağını sapladığı kafatasından çıkartıp, çevresine bakındı. Çevredeki sessizliğin ardından, "Uzaklaştılar sanırım, hadi, gidelim," diyerek çukurdan çıkacakken ona seslendin. "Sen kimsin? Neden senle geleyim?" endişeyle ona baktın. "İstersen gelme ama görüyorum ki kendine korumanı sağlayacak tek bir şey bile yok üzerinde." diyerek parmağı ile işaret etti.
"Kimsin?" dediği şeyi umursamayarak, yaşadığın olayın verdiği titremeyle beraber sordun. "Adım Calix, şimdi istersen gidelim," diyerek çukurun dışarısını gösterdi, "Sen sormayacak mısın?" diyerek ona yaklaştın, "İhtiyacım yok," diyerek ilerlemeye başladı.
Dediği şeye kaşlarını çatıp, biraz arkasından ilerlemeye başladın. "Nereye gidiyoruz?" diye sordun, dal parçalarına basmamaya çalışırken, "Sığınağımıza," diyerek cebinden el fenerini çıkardı. "Siz kimsiniz?" calix, sorularından sıkılarak, derin bir nefes alıp, sana döndü. "Oraya gidince görürsün, şimdi, rica ediyorum sessiz bir yolculuk yapalım." diyerek önüne dönüp ilerlemeye başladı.
"Gelemem," diyerek durdun, doğru, gidemezdin. Liv'i bulmalıydın. "Ne?" diyerek sana baktı, "Gelemem, kardeşim hâla onlarla." diyerek arka tarafı işaret ettin, calix dediğin şey ile kafasını yere eğdi, bir kaç saniye boyunca öylece durdu, ardından, "Şimdi benimle gel, yarın sabah geri dönüp kardeşini de alırız." diyerek sana baktı. "Açsın, susuzsun, silahsızsın ve en önemlisi yorgunsun. Yarın sabah diğerleri ile oraya gidebiliriz." diyerek, sırtındaki çantasından matarasını çıkardı. "Al," diyerek uzattı.
"Nereden biliyorsun?" diye sordun, matarayı almadan. "Neyi?" kaşları çatıldı, "Aç, susuz veya yorgun olduğumu." karşındaki insana baktın, tanımadığın birine çabucak güvenmemen gerektiğini biliyordun. "İlk kurtardığım insan sen değilsin," diyerek matarasını çantasına geri koydu. "Şimdi, lütfen, ilerleyelim," diyerek yola devam etti.
_______________________________________________________
Yaklaşmakta olduğun alana baktın, eski bir eve benziyordu. Ahşap ve bahçesi yıkılmış bir evdi. Evin önüne geldiğinizde, calix bir ıslık çalarak sana döndü. Bir kaç dakika sonra, evin kapısı açıldı ve dışarıya bir kadın çıktı. "İyi iş, tebrik ederim, Cal." diyerek sana baktı. Size doğru yaklaşarak, "Merhaba, genç hanım. Ben Sage, adın nedir?" diyerek kollarını birbirine bağladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kayıp - daryl dixon
Fanfiction"Seninle düşündüğünden daha çok benziyoruz." "O halde nasıl hissettiğimi de anlayabilirsin, bırak peşimi." daryl dixon fanfic. uyarılar: bazen ağır bir dil kullanılabilir.