"Kasabaya gidiyorum." mutfak tezgahının önünde, bir şeyler doğrayan Maggie'ye döndün. Dediğine şaşırmış olacak ki, bıçağını bir kenara bırakıp bir süre kaşları çatık bir vaziyette sana baktı, "Hayır gitmiyorsun." diyerek kafasını salladı. "Gideceğim, bunu önleyemezsin." diyerek kendini yasladığın tezgahtan ayrılarak Maggie'nin yanına ilerledin. Sözlerine karşılık daha sessiz cevaplar vermesi seni şaşırtıyordu ancak yine de bunu bir şans olarak görebilirdin.Maggie, ona yaklaştığın süreç boyunca seni izledi. Vücudunu tezgahtan çevirip, ellerini beline koydu. Kafasını ve kaşlarını hafifçe kaldırıp, "O halde bende seninle geliyorum." sözlerinin ardından kollarını birleştirerek sana baktı. "Hayır, gelmiyorsun. Ben tek gidiyorum," sözlerine aldırış etmemiştin bile, seninle gelmesine izin veremezdin, kimsenin olmaması gerekiyordu çünkü yanında birisi olduğunda, yapacaklarından çok kişiyi önemsiyordun. Bu yüzden tek olmalı ve tek gitmeliydin. "O halde sende gitmiyorsun, Ashley."
"Gidiyorum, Maggie. Birazdan yola çıkarım ve gece olmadan dönerim, olur mu?" kelimelerinde onun endişesini yumuşatmaya çalışıyordun ancak Maggie aptal değildi, hiçbir şekilde yarından erken buraya dönemezdin. "Ashley, bilmiyorum farkında mısın ancak kulübemizde seni daha önce kaçıran bir grubun üyesi var ve biz bu adamı kasabadan buraya getirdik. Eminim ki diğer adamları kasabada onu arıyorlardır. Bu yüzden tek gitmeyi bir kenara bırak, birisi ile gitmen bile doğru değil." ellerini senin kollarını tutup, kafasını yavaşça eğerek gözlerine ulaşmaya çalışırken konuştu.
Aslında, bir yere kadar haklıydı. Gitmen aptallık olabilirdi ancak baban ve kardeşin için bu aptallığı göze alabilirdin. Bu yüzden ne kadar doğru bahaneler sunsa bile kabul etmeyecektin. "Bana yol için su lazım, depodan mı alayım yoksa kuyudan mı?" diyerek mutfak kapısından evin dış tarafına doğru ilerlemeye başladın. "Hiçbiri, Ashley, hiçbiri çünkü gitmiyorsun." peşinden seni takip eden Maggie'nin adımları ile sesi de yükseldi.
Dış kapıdan çıkıp verandanın köşesine bıraktığın çantanı ve silahlarını alıp basamaklardan aşağı indin, çantanı açarak içinden mataranı alıp kuyu yoluna doğru ilerlemeye başladın. Maggie'nin ardından gelerek sürekli sana seslenişlerini duymuyor gibi davranıyor ve hızlı adımlarla yürümeye devam ediyordun. Kuyunun yanına gelip, matarana suyu doldurmanı izleyen Maggie'ye dönerek, "Arabanı alacağım." dedin.
Maggie, yüzüne bir kaç saniye bakıp, derin bir nefes verdi. Dediğin cümleye hiç aldırış etmeden, "Bari, Glenn ile git. Onunla daha çok güvende olursun." diyerek karavanlarının önünde Daryl ile oturan Glenn'i gösterdi.
O tarafa baktığında, ikilinin bakışlarının zaten sizin üzerinizde olduğunu fark ettin. İkisine çok dikkat vermeden, bakışlarını karşında sana yalvarırcasına bakan Maggie'ye çevirdin. "Hayır, olmaz." diyerek arabaya yönelecekken Maggie seni tutarak gitmeni engelledi. "Ashley," diyerek seni karavan tarafına çekiştirmeye başladı.
"Güvende olmanı istiyorum, lütfen," diyerek sana baktı. Derin bir nefes vererek, Maggie'ye döndün, istediği tek şey buydu, aslında seninle gelmek istiyordu ancak buna senin asla izin vermeyeceğini ve onsuz bir şekilde gideceğini biliyordu. Bu yüzden diretmeden, ikinci seçeneğe oynamıştı, Glenn. Bir anlığına düşününce, Glenn'in yanında olması senin için iyi olabilirdi. Gerçekten işini sessiz ve temiz yapan birisiydi, kasaba ve şehir gibi yerlerde ise çok iyiydi. Sana çok yardımı dokunabilirdi. "Onu zorlamayacaksın ama? diyerek Maggie'ye baktın, dediğin cümle ile yüzünde kocaman bir gülümseme ile sana bakan Maggie, "Söz," diyerek seni kolundan karavanın olduğu yere doğru çekiştirmeye başladı.
Onlara doğru geldiğinizi anlayan Glenn, yavaşça ayağa kalkıp, bir kaç adım öne atılarak tüm dikkatini size çevirdi. Daryl, oturduğu yerden pek hareket etmeyip, sadece kafasını size çevirmekle yetindi. "Glenn," diyerek konuşmayı başlatan Maggie'ye döndün, nasıl ikna edeceği konusunda emin değildin. "Ashley'in kasabaya gitmesi gerekiyor ve," sana anlık bir bakış atarak Glenn'e dönüp, "Onunla gidebilir misin? Tek gitmesini istemiyorum ve beni yanında istemiyor." Glenn, Maggie'nin ağzından çıkan her bir kelimede ona verdiği gülümseme azalarak, yerine bir düşünce ifadesi takındı. "Aslında, olur, olur ama," bahane üretmeye çalışırcasına etrafına bakındı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kayıp - daryl dixon
Fanfiction"Seninle düşündüğünden daha çok benziyoruz." "O halde nasıl hissettiğimi de anlayabilirsin, bırak peşimi." daryl dixon fanfic. uyarılar: bazen ağır bir dil kullanılabilir.