XXVIII

260 26 8
                                    

Yerdeki ıslaklık, fare sesleri, su damlaları ve ıslak adım sesleri vardı kulaklarında, sadece düşünüyordun, adamlar sizin peşinizden neden aşağıya inmemişti? Hiçbir ses duyamamıştınız, duyduğunuz tek farklı ses, arada karşınıza çıkan aylaklardı.

"Ne yapacağız?" diye sorup, sessizliği bozdun. Ancak karşı bir cevap alamadın, Daryl yalnızca omuz silkerek önüne bakmaya devam etti. "Bana bir harita lazım, şehir haritası" dedin. Daryl sana baktı, "Nereden bulacağız onu?" diye sordu tek kaşını kaldırırken. "Yukarı çıkabilirsek, belki bulabiliriz." dedin, "O insanlar her yerde olabilir," dedi Daryl.

"Nasıl kurtulacağız o zaman?" dedin, durarak. Daryl sana dönerek, "Nereden bileyim? Nereden bilebilirim?" dedi sinirle. "Çözüm üretmeye çalışıyorum, Daryl," dedin nefes verirken, "Bu şehirden çıkabileceğini mi zannediyorsun?" diye sordu, bilmiş bir tavırla. "Baştan gelmemiz bir hataydı," diye ekledi yola devam ederken.

"Affedersin?" dedin şaşkınlıkla, "Bana başından beri kardeşini aramıyorsun diyerek zorbalık yapıyorsun, gideceğim dediğimde gelmiyorsun ama sonrasında peşime takılıyorsun, şimdi de bu bir hataydı mı diyorsun?" dedin, şaşkınlığın devam ederken, "Daryl, seni buraya gelmen için zorlamadım, sen istedin, şimdi düşün," diyerek ilerlemeye devam ettin.

Daryl, dediklerini içten içe haklı bulsa bile, yine de sinirlenmiş olacak ki, senin önünden hızlıca yürümeye başladı. Bir şeyler mırıldanıp yürümeye devam ediyorken, bir anda durdu, "Ne old-" seni eliyle susturarak geri çekti. Etrafına bakarken, yanından hızla gelen okla beraber arkanı döndün. Gördüğünüz meksikalılardan ikisi size doğru koşuyordu. "Koş," diye seslendi Daryl, koşmaya başlarken.

Tünellerin arasında sola, sağa doğru ilerlemeye başladınız. Arkanızdan hâlâ kovalandığınızı ıslak suya basılan ayak sesleri ile anlaşılabiliyordu. Labirentte ilerler gibi tünelde dolanıyor, çıkmaz bir yere girmemek adına dua ediyordunuz.

Sola dönerek koşarken, karşınıza iki Meksikalı daha çıkarak, sizi aralarına sıkıştırdı. "Mira lo que encontramos," dediğini anlayamıyordun, bir sağa bir sola bakıyor ve size yaklaşmaya başlayan adamları izliyordun. "Diego, no los asustes" Daryl ile sırtlarınızı birbirinize yaslayarak size yaklaşan adamlara baktınız. Üzerlerini incelediğinde değişik yapıda kıyafetler giydiğini gördün, yukarıdaki demirliklerden yansıyan ışıklar harici görüşün yoktu. Adamlar yaklaştıkça, üzerindeki kıyafetlerin aslında kumaş parçasından ziyade, aylak vücudu olduğunu anladın. İçindeki korku büyürken, kısa boylu ancak oldukça sert görünümlü olan adam sana yaklaşıp, yanağını okşadı. "No queremos asustarlos."

Derin nefesler verirken, boşta olan elinle Daryl'ın gömleğini sıkıca tutuyordun. "Miguel, mírala, mira qué hermosa es!" adam arkasındaki adama seslendi, arkasındaki adam pis bir sırıtışla, "Veo, veo," diye seslendi. O sırada gömleği sıkıca kavradığın elinin üzerinde bir el hissettin. Elin hareketlerini takip etmeye çalışırken çaktırmamaya çalışıyordun. El, yavaşça üçten geriye saymaya başladığında, ne yapman gerektiğini anlayıp, hızlıca önündeki adamın bacak arasına tekme attın.

Daryl, arbaleti ile önündeki bir adamın kafasının ortasından oku fırlatırken, sen tüfeğini sana koşan adama doğrultup vurdun. Daryl, arbaleti ile vurduğu adamın arkasından ona koşan adamın kafasına doğru sertçe vurdu. Tekme attığın adam doğrulurken, kazman ile adama tekrar vurarak bayılmasını sağladın. Adam suya düştüğünde, tekrardan ateş etmene gerek kalmadığını anlayarak Daryl'a döndün. Daryl, arbaletle vurduğu adamın kalbine bıçağını saplayayıp, ayağa kalktı. Nefes nefese sana bakarken, "Hadi," dedi ve tünelin içerisinde koşmaya başladı.

_______________________________________________________

Tünelden çıktığınızda bir sokak arasına girmiştiniz, harita için sokakların arasında gezmenin tehlikeli olduğunu düşünerek, gördüğünüz ilk yüksek katlı binaya girmiştiniz.

kayıp - daryl dixonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin