Evin içerisine girdiğinde, çantanı ve diğer eşyalarını kenara koyarak etrafına bakındın. Burada çok fazla zaman geçirmiştin, oturma odasına doğru ilerlerken, gördüğün piyano, seni onca şeyden sonra tebessüm ettirebildi. Beth ve sen piyanoda ne kadar iyiyseniz, Maggie ve Liv ise bir o kadar kötüydü.Siz sürekli bir şeyler çalmaya çalışırken, Maggie ve Liv size engel olacak şekilde ya şarkı söylüyor ya da mutfaktan çaldıkları tencerelere vurarak dalga geçiyorlardı.
Bu köşede Maggie'nin ortaokul balosuna hazırlanışını hatırlıyordun, gece yatılarını, koşuşturmaları, her şeyi. Yavaş adımlarla ilerlerken, oturma odasında, koltuğun köşesine oturan Maggie'yi fark ettin. Karşısında, Maggie'nin alnını öpen asyalı çocuğu gördüğünde, kafan karıştı. Bu çocuk Rick'in grubundan değil herhalde, diye düşündün. Maggie ile aralarındaki şey, şaşırmana sebep oldu. Daha öncesinde, Maggie'nin hiç ciddi bir ilişkisi olmamıştı, hatta ilişkisi bile olmamıştı diyebilirdin.
Oturma odasının girişindeki duvara yaslanarak, öksürdün. Asyalı çocuk sana bakarken, Maggie ayağa kalktı, sana doğru ilerleyip sarıldı. "Ashley," diyerek sarılışını sıkılaştırdı. Kafasını boynuna gömerek, içinde tuttuğu bir kaç gözyaşını akıttı. Kollarını ona sıkıca sardın, sırtını sıvazlayarak, "Maggie," dedin.
Bir kaç dakika boyunca sarıldıktan sonra, asyalı çocuk öksürdü, sarılmayı bıraktığınızda "Neler oluyor?" diye sorarak ikinizi işaret etti. "Ashley, en yakın arkadaşım." diyerek sana baktı Maggie, gülümsedi. "Bu da Glenn, er-" bir şey diyecekken durdu. Bozuntuya vermemek adına elini uzattın, "Memnun oldum Glenn," elini sıkarak karşılık verdi.
"Maggie, seninle konuşabilir miyiz?" diye sordun, "Evet, evet," diyerek, Glenn'e baktı. "Biz çıkalım," dedin ve dış kapıya yöneldin. Dışarıya, verandaya çıktığınızda, verandada olan sandalyeye oturdun. "İyi misin?" diye sordun, yanına oturan Maggie'ye. "Nasıl hissetmem gerektiğini bilmiyorum ama, seni gördüğüme sevindim." diyerek gülümsedi.
Dediği şeye inanmasanda, gülümsedin, iyi olmadığını biliyordun ancak bunu daha sonra konuşman gerektiğininde farkındaydın. "Sana bir şey sormalıyım," diyerek ona döndün.
"Liv, babam, buraya hiç geldiler mi?" geldiğin andan itibaren göremediğin tek kişiler onlardı. Buraya gelme sebebin, her şeyin sebebi onlardı ancak burada değillerdi.
Maggie dediğine şaşırmış olacak ki, anlamamış gibi, "Hayır, hiç gelmediler, neler oldu ki?" diyerek sana endişeli bir şekilde baktı. "Daha sonra anlatırım, sadece, burada buluşacaktık." dedin, buruk bir gülümseme ile. Maggie karşılık verecekken Glenn seslendi, "Cenaze için hazırız, Maggie." diyerek bahçenin önünden seslendi. Maggie ayağa kalkıp, "Hadi, gel." diyerek seni çağırdı. Ayağa kalkıp, gitmekte olan Maggie'ye seslendin, "Maggie, bir şey daha," diyerek dikkatini üzerine çektin. "Nedir o?" diyerek merakla sana döndü.
"Özür dilerim, her şey için."
_______________________________________________________
Cenaze sonrası herkes ayrılmıştı. Sen, Maggie ve Beth mutfakta yiyecek bir şeyler pişirirken, Glenn içeri geldi. "Maggie," diye seslendi, ona döndün, ardından Maggie'nin kolunu dürterek gitmesini işaret ettin. Maggie, işini bırakıp, kapı önünde duran Glenn'in yanına gitti.
Sen elindeki marulu doğrarken, Beth bulaşıkları kurutuyordu. "Liv nerede?" Beth'in sorduğu soru ile bıçağını bıraktın. "Bilmiyorum," dedin, "Beraberdik, sonra ise.." Beth, seni zorlamayarak, "Tamam, boş ver." dedi.
Hiçbir tepki vermeden, yan bir bakış attın. Yorgum bedeni titriyordu, hasta gibiydi, bunca şeyden sonra, çok olası diye düşündün. Tam bir şey diyecektin ki, Beth yere yığıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kayıp - daryl dixon
Fanfiction"Seninle düşündüğünden daha çok benziyoruz." "O halde nasıl hissettiğimi de anlayabilirsin, bırak peşimi." daryl dixon fanfic. uyarılar: bazen ağır bir dil kullanılabilir.