XXV

265 27 5
                                    

Calix ile birlikte June'un beyazlara sarılmış ölü bedenini taşırken etrafa değil, sadece bedene bakıyordun. Sizden yardım isteyen bir kızdı, yaşamayı hak eden birisiydi. Onu öldüren adamlar ise kendi pis eğlence anlayışları ve kötülükleri yüzünden bu kıza acı çektirmişlerdi.

Bu dünya gerçektende farklıydı, kıyametten önce bu olayları sadece haberde duyardın ve çokta fazla değildi. Ancak şu an her yerde böyle şeyler oluyordu, artık kimseye güvenmeyeceğini biliyordun. Yanındaki iyi insanları yakınında tutman gerektiğini de, bu yüzden sorun ne olursa olsun, Daryl ile aranızdakileri halletmek istiyordun.

Onu çatıdan beri görememiştin, Marco ile ilgilenirken ve etrafı toplarken aklından çıkmıştı. Marco seni gerçektende çok korkutmuştu, onu kaybetmeyi düşünmek ve kısa süreliğine yaşamak bile katlanılmazdı, şimdi biliyordun ki ona daha çok dikkat edecektin. Şu an bile, Marco'nun yukarıda Hershel'ın gözetimi altında olması içini rahatlatıyor görünse bile, bir yandanda ondan uzakta durmak istemiyordun. Aslınsa bu düşünceler arasında kendini bile kaybedebilirdin, Daryl'ı unutmana şaşmamalıydın.

T-Dog'un kazdığı mezarın yanına doğru ilerlediniz, hiç olmadı iyi bir uğurlamayı hak ediyor, diye düşündün. June'u yere bırakırken, evden size doğru gelen Daryl'a gözün ilişti, gözü morarmıştı, keşke dondurucular çalışsaydı diye düşündün. Dikkatin tekrardan June'u mezara kıyan için T-Dog ve Glenn'e döndürdün.

June'u mezara koyduktan sonra mezardan dışarı çıkan T-Dog, küreği ilk olarak sana uzattı, bir kaç saniye öylece durdun, senin yapman doğru değildi. Ona ihanet etmeye kalkıştın, onu kaçmaya çalıştığı adamlara geri vermeye çalıştın, bu işi senin yapmaman gerekiyordu. Başını yere eğip, bir adım geri çekilerek almayacağını belirttin, T-Dog, hareketini anlayıp, küreği Glenn'e verdi.

Glenn, yavaş yavaş mezarın içerisine toprak atmaya başladı, her bir atışında, yaşamak için çabalayan bir genç kızı ölüme vermenin ne kadar ağır olduğunu hissettiniz. Düşündün, yaşamak için çabalayışı, nedensizce sana Liv'i hatırlatmıştı, onunda yapayalnız yaşamaya çalıştığını biliyordun, aklına düşünmek bile istemediğin senaryolar geliyordu. Liv'in June gibi olmaması için dua ediyordun.

Düşündün, Daryl'a baktın, belki aynı şekilde düşünmüyor olabilirdi ancak o da birisini arıyordu. Düşünmek ise bir işe yaramıyordu, bu yüzden, gitmeliydin, gitmeliydiniz.

_______________________________________________________

"Al," dedin, verandanım merdivenlerinde oturup bıçağı ile dalları kesen Daryl'a. Daryl, elindeki ağrı kesicilere bakıp, kafasını geri çevirdi. "Daryl, yüzünün halini görmüyor musun? Al işte," diye direttin, "Kalsın," dedi ayağa kalkarken, "Daryl, sana hiç olmadı bunu borçluyum," dedin, "Bunu verip gideceğim, senden uzak duracağım, sadece bunu al," dedin tekrar uzatırken.

Daryl bir kaç saniye duraksadı, moraran gözü gerçekten kötü haldeydi ancak bir yandan şanslıydı, boş kurşun kovanı gözünü kör edebilirdi. Ağrı kesiciyi elinden alıp, merdiven kenarına koymuş olduğu suyunu alarak içti. "Teşekkür ederim, dün yaptıkların için," dedin.

Tabii ki de bir cevap alamamıştın, sadece ufak bir kafa hareketi vermişti. Ona yarım yamalak bir gülümseme verip içeriye geçtin, Rick, salonda oturmuş, Hershel ile konuşuyordu, "Marco yukarıda mı?" diye sordun, konuşmalarını bölüp. Hershel sana, "Evet, dinleniyor," dedi, kafanı sallayıp yukarı kata doğru ilerlemeye başladın.

Yukarı kata çıktığında, Marco'nun kapı kenarına yaslanan Calix'i gördün, sessiz bir şekilde yatakta yatan Marco'yu izliyordu. "Hey," dedin, duyduğu sesle düzelerek sana döndü, "Hey," dedi buruk bir gülümseme ile. "Uyandı mı?" diye sordun, "Hayır," dedi Marco'ya dönerken.

kayıp - daryl dixonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin