Ayakkabıları altında ezilen karın sesi ara sıra esen acı rüzgarın uğultusuna karışırken beyazlara bürünmüş patikayı tırmandılar.
Diyar üşümüş ellerini ovuştururken arkasından sessizce onu takip eden adama göz ucuyla baktı. Adamın üzerindeki ıslak giysilere rağmen soğuğa karşı nasıl bu kadar tepkisiz kaldığını düşünmeden edemiyordu.
Adamla göz göze gelince onu incelediğini çaktırmamak için eliyle tırmandıkları yolun ilerisinde büyük bir kayacın altına doğru kalan noktayı gösterdi.
"Geldik sayılır komutan."
Asker kafa sallayıp sessizce yürümeyi sürdürürken Diyar başını attığı adımlara çevirdi. Az evvel gösterdiği noktaya vardıklarında cebinde duran telefonu çıkarıp Doğan'a uzattı.
Doğan telefonu alınca jandarma yerine daha üst birimlerden birine ait numarayı tuşladı. Yanıt beklediği sıra Diyar rahatsız etmemek adına ondan birkaç adım öteye gidip arkasını dönerken üşüyen ellerini cebine koydu.
İster istemez Doğan'ın konuşmalarını işitiyordu. Özellikle sesini yükselttiği vakit ona dönme gereği duydu.
"Ne demek lan olduğun yerde kal? Beş aslanım var benim orada."
Doğan kaşlarını çatmış çenesini konuştuktan sonra kaskatı olacak şekilde birbirine kilitlemişti. Bir süre hattın diğer ucundaki askeri dinlemek için sessiz kaldı.
Yaralanmış olduğunu bildiklerinden onu yeniden sıcak alana sürmek istemiyorlardı. Doğan sıkılmış gibi nefes verdi.
"Prosedür okuma bana. Bağla beni yarbayımla konuşayım."
Diyar yeniden arkasını döndü ancak kulağı hala Doğan'ın konuştuklarındaydı.
Telefondaki asker ise Doğan'ı Yarbay'a bağlamayı reddetti çünkü Yarbay kararını çoktan vermiş, Doğan'ın bu isteğini öngörerek askeri, hat bağlanmaması konusunda sıkı sıkı tembihlemişti.
Doğan küfür etmemek için kendini iyice kasıp kulağındaki telefonu biraz daha sıkı tuttu.
"Kapat lan telefonu, kapat lan!"
Az önceki sinirli tonun biraz daha üzerinde dişleri arasından konuştuktan sonra kapanan telefonu kulağından uzaklaştırıp bir süre ekranına baktı.
Arkası kendisine dönük muhtarın yanından geçerken yüzüne bakmadan telefonu ona uzattı.
"Seninle de konuşacaklarmış muhtar. Jandarma yerine son aradığım numarayı ararsın."
Diyar kafa sallayıp telefonu aldığında asker, tırmandıkları yolu gerisingeri inerken ardından bir süre baktı.
Doğan uzaklaştıktan sonra Diyar son aranan numarayı aradı. Diyar kendisini tanıttıktan sonra hattın diğer ucundaki subay da aynısını yaptı.
"Teröristlerle ilgili bir sorun yaşadınız mı yakın zamanda köy çevresinde?"
Diyar sessiz kaldı. En son geçen sene köylerine bir grup terörist inmiş gıda ve giyecek gibi malzemelerine el koymuş ancak kimseye zarar vermemişlerdi.
Bu durumun bildirimini yapmadığından kafasında bunu söyleyip söylememeyi tarttı. Bildirimini yapmamıştı çünkü köyde fazlasıyla kadın vardı ve bir avuç genç dışında erkekleri de karşı koyamayacak kadar yaşlıydı.
Hattın diğer ucundaki asker yeniden konuştu.
"Eğer varsa söyle bilelim. Belli başlı köylere girip çıktıklarından haberdarız. Herhangi bir durum yaşanmışsa zan altında kalmayacağını temin ederim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAR FIRTINASI - GAY
Teen FictionTAMAMLANDI. Komutan görev esnasında bir köye sığınmak zorunda kalır ve köyün kürt muhtarıyla tanışır.