İyi Okumalar! 👁
-
Yürüdükleri kısa yol boyunca ikisinin de ağzını bıçak açmamıştı. Işıkları kapalı evin önünde durduklarında Diyar, baş parmağıyla arkasında kalan tepeyi işaret etti.
"Ben geçeyim ufaktan."
Dila, kafasını hafifçe salladıktan sonra gecenin karanlığında koyulaşmış yeşillerini muhtarın kahverengilerine dikti.
"Teşekkür ederim eşlik ettiğin için. Dikkatli ol, tamam?"
Diyar, bakışlarını kızın gözlerinden kaçırdıktan sonra boğazını temizleyip yanıtladı.
"Olurum. Haydi geç içeri de gideyim."
Dila, bakışlarını yere indirdikten sonra mutluluktan neredeyse sekerek evin kapısına ilerlerken Diyar, olduğu yerden kıpırdamadan arkasından baktı. Kapıyı kapatmadan evvel eşikte dikilip kendisine el sallayan kıza üşümemesi içine cebine sokuşturduğu ellerinden birini çıkarıp sadece havaya kaldırarak karşılık verdi.
Dila, kapıyı kapattıktan sonra Diyar, kendi el fenerini yakarak yönünü arkasında kalan Ağtaş'ın patikasına çevirip yürümeye başladı. Çenesini montunun boğaz kısmına gömerek yüzünü ısıran soğuk havadan korunmaya çalışıyordu.
Epeyce yürüdükten sonra telefonların çektiği noktaya ulaşmıştı. Telefonu cebinden çıkardıktan sonra ay ışığının altında parlayan karlı zemini seyrederek bir süreliğine soluğunun düzene girmesini bekledi.
Daha fazla sabredemediğinden ötürü soluğu henüz tamamıyla düzene girmeden telefonun ekranını açıp rehbere girdi. Komutanın numarasını bularak arama tuşuna bastı. Uzun süre çalan telefon, kapanmasını beklediği an açılmıştı.
"Diyar?"
Hattın diğer ucunda onun sesini işitince telefonu tutan parmakları sıkılaşırken göz kapakları birbiri üzerine kapandı. Ciğerlerinde beklemekten ısınan havayı yavaş yavaş dışarı verirken yanıtladı.
"Komutan, nasılsın?"
Doğan, yattığı yerden doğrulurken telefonu kulağından uzaklaştırıp saate baktı.
"Ben iyiyim de bu saatte oralarda ne işin var, iyi misin?"
Diyar, yutkunup kafasını ağır ağır salladı.
"İyiyim."
Sustu. Aslında sadece sesini duymaya ihtiyacı vardı ancak bunu söylemeye dili varmamıştı. Muhtar sessiz kaldığından Doğan, konuştu.
"Muhtarım..."
Sıkıntıyla soluduktan sonra devam etti.
"Neyin var? Akşam vakti oraya çıktıysan bir şey olmuştur elbet."
Diyar, başını eğip yeniden kaldırırken yutkunduktan sonra sesinin inandırıcı çıkmasını umarak yanıtladı.
"İyiyim diyorum komutan. Sesin pek bir mahmur geliyor, uyuyor muydun?"
Doğan ikna olmamıştı. Ufak bir sessizliğin ardından yanıtladı.
"Evet, kestiriyordum biraz."
Diyar, botunun ucuyla önündeki kar yığınını dürterken boştaki eliyle yüzünü sıvazladı.
"Kusuruma bakma, uykunu böldüm."
Doğan, yataktan kalkıp en yakınındaki pencerenin önüne doğru yürüdü.
"Diyar, saçma sapan konuşma. Sesini duymak böldüğün uykudan daha tatlı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAR FIRTINASI - GAY
Teen FictionTAMAMLANDI. Komutan görev esnasında bir köye sığınmak zorunda kalır ve köyün kürt muhtarıyla tanışır.