44. İnat etmek

4.7K 355 126
                                    

İyi Okumalar! 👁‍🗨

-

Diyar, hala komutanın gidip kendi işini görmesi için ısrar ediyordu. Arabanın ön yolcu koltuğuna yerleştikten sonra kapıyı sertçe üzerine çekip kollarını göğsünde çaprazladı.

Doğan da sinirlenmeye başlamıştı. Motoru ısınması için çalıştırırken direksiyonun üzerindeki parmakları gergince ritim tutuyordu.

"Gülüm, az vaktimiz var onu da beraber geçirelim istiyorum, fena mı?"

Diyar göz devirip sırıttı.

"Aman ne vakit geçirmek! Evrak kovalayıp adam peşine koşacağım. Ne gerek var peşimde sürüklenmene? Git, gör işini işte!"

Doğan sabır dilenir gibi soluk verip yüzünü muhtara çevirdi.

"İyi tamam beraber gideceğiz öyleyse. Senin işini hallettikten sonra askeriyeye geçeceğiz. Ancak eğitime gelemezsin, odamda oturup kös kös bekleyeceksin."

Diyar, dudaklarını büzüp kafasında bu düşünceyi tarttı.

"Ben de seni beklemeyeyim işte. Sen git işlerini hallet ben de kendiminkileri."

Doğan, bedenini ona doğru çevirip çatık kaşlarının altındaki bakışlarını ona dikti.

"Askeriyeye ya beraber gideceğiz ya da ben gitmeyeceğim. Konu tartışmaya kapalı, anlaşıldı mı?"

Diyar da bedenini ona çevirdi. Aynı komutan gibi kaşlarını çatmıştı.

"Ne anlaşıldı mı, ben senin askerin miyim lan?"

Doğan, kendisine sert şekilde dikilmiş, üste çıkmak için çırpınan gözlere daha sert bakarken tek kaşını havalandırıp net bir tonda konuştu.

"Muhtarım, anlaşıldı mı?"

Diyar, kaşları hala çatıkken gözlerini kırpmadan ona bakıyordu. Karşısındaki çakmak çakmak gözlerin vazgeçmeyeceğini anlayınca ilk pes eden o oldu. Önüne dönerken öncekine göre çok daha sakin bir tonda yanıtladı.

"İyi, tamam."

Doğan'ın bakışları hala muhtara dönüktü.

"Neye tamam, gidecek miyiz askeriyeye?"

Diyar, bıkkınca solurken oturduğu yerde huzursuzca kıpırdanarak sırtını koltuğa biraz daha yerleştirdi.

"Gideceğiz işte uzatma."

Doğan, uzanıp muhtarın saçlarını karıştırınca Diyar, saçlarındaki eli savuşturup hafif iç çekerek ağzının içinde mırıldandı.

"Ax mı carke kutabate."

Doğan, sırıtarak arabayı hareket ettirmek için önüne dönerken yanıtladı.

"Ne dediysen on mislini sana iade ediyorum muhtarım."

Diyar, kıvrılan dudak kenarını gizlemek için yüzünü sağ tarafındaki cama doğru çevirdi.

Zorla buluştukları orta noktada, öncelikle muhtarın işlerini halledeceklerinden belediyenin yolunu tuttular.

İşleri Diyar'ın düşündüğünden daha uzun sürmüş, devlet binaları arasında mekik dokumaktan bitkin düşmüşlerdi. Son belgeyi de imzalatıp kendilerini arabaya attıklarında Diyar, derince soluk verirken elindeki kağıt yığınını dizine vurdu.

"İşte bu yüzden git kendi işlerinle meşgul ol dedim sana."

Doğan, arabayı park ettikleri yerden çıkarırken sakince yanıtladı.

KAR FIRTINASI - GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin