"Diyar, dikilme orada! Git uyarabildiğini uyar kapı, pencere kitleyip, camlardan uzak dursunlar, hadi."
Diyar, komutanın sesiyle irkilerek evlerine doğru koştu. Eve girer girmez evdekiler bir şeylerin yolunda gitmediğini anlamıştı.
Divanın yastığını kaldırıp tüfeğini ve fişeklerini toparlarken bir yandan konuşuyordu.
"Ana kapıyı kilitleyin, herhangi bir ses duyarsanız hep birlikte mutfağa sığının. Camlardan uzak durun, ben gelene kadar çıkmayın, oldu?"
Evdekiler telaşla ayağına dolanıp sorular sorarken babası araya girdi.
"Susun! Oğlan ne diyorsa o, uzatmayın."
Diyar babasının tüfeğini de çıkarıp babasına uzatırken teşekkür eder gibi göz kapaklarını kavuşturup araladı.
Kapıdan çıkacağı sıra annesi eline ayağına yapışıp onu durdurdu.
"Allah rızası için gitme, bir evlat daha yitirmeye canım dayanmaz. Kara gözlerine öleyim oğlum."
Diyar anasının dolmuş gözlerine bakarken kolunu yavaşça çekti.
"Ortada daha bir şey yok ana. Olur da bir şey olursa dikkat ederim, söz."
Gül hanım istemeye istemeye kafasını salladığında Diyar yanağına kocaman bir öpücük kondurup evden çıktı.
Koşar adım çevresindeki hanelerin kapısını çalıp onları da uyardı. Köyün kalabalık olmayışı ilk defa işine yaramış, işi kısa sürmüştü.
Tahir beyin evine döndüğünde soluk soluğa kalmıştı. Kapıyı çalacağı sıra kapı açıldı. Doğan onu içeri çekerken bir yandan telsizle bir şeyler konuşuyordu. Telsizi beline asarken Alper'e döndü.
"Geldiğiniz sıra etrafı kolaçan ettiniz mi siz? Bu amın feryatları nereden biliyor yeni ekip geldiğini?"
Alper kafasını bilmediğini ima ederek iki yana salladı.
"Baktık komutanım. Kimse yoktu görünürde, olsaydı köye inmezdik zaten."
Doğan kafa salladı. Çenesini kaşırken diğerlerinin arada sırada muhtara baktığını görünce kendi bakışları da Diyar'a doğru kaydı.
Bakışlarını hemen uzağa çekerken böyle bir şeye ihtimal verdiği için kendisine kızdı. Yine de her türlü ihtimali düşünmekten kendini alamıyordu.
Diyar üzerine değip geçen bakışlardan rahatsız olduğu için birkaç adım uzağa çekildi. Belki de özel konuşmaları gereken meseleler vardır diye düşündü, askerlerin işi belli olmazdı.
"Ben çıkayım siz rahat konuşun isterseniz."
Doğan, Diyar'ı kaçmaya çalışır gibi görünce daha fazla kafasında tutamadığı soruyu diline düşürdü.
"Muhtar, sabah kiminle konuşmaya gittin?"
Diyar'ın dudakları beklemediği soru karşısında aralanırken gözleri yanmaya başlamıştı.
"Ne ima ediyorsun komutan, hayırdır?"
Alper araya girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAR FIRTINASI - GAY
Teen FictionTAMAMLANDI. Komutan görev esnasında bir köye sığınmak zorunda kalır ve köyün kürt muhtarıyla tanışır.