Düşüncelerinizi yorumlarda benimle paylaşmayı unudmayınn
2400 kelime, hem de vize haftasında göz önünde bulunsun teşkürlerrrr
İyi Okumalar! 👁🗨
-
Doğan, karanlık sokak arasında bulduğu ilk boş yere arabayı park ettikten sonra motoru kapatıp başını yanında hala uyuklayan Diyar'a çevirdi. Bedenini de ona doğru döndürdükten sonra sol elinin işaret parmağının sırtıyla Diyar'ın göz kenarından şakağına kadar yavaşça okşayıp dingin bir tonda fısıldadı.
"Gülüm, geldik."
Diyar'ın huzurlu ifadesi çatılan kaşlarıyla bölünürken kirpikleri kırpışıp aralandı. İyice aşağı kaydığı koltukta toparlanırken bakışları Doğan'ı bulana kadar kısa süreliğine afallamıştı. Duruşunu dikleştirmesiyle üzerinden kayan montu fark edince Doğan'a çevirdiği uykulu bakışlarını bir kere daha kırpıştırdı.
"Üşümedin mi sen?"
Uykuyla demlenmiş sesi olduğundan kalın ve pürüzlü çıkmıştı. Doğan, dilini damağında şaklatıp cıkladıktan sonra kafasını iki yana salladı. Elini yavaşça bacağına vururken çenesinin ucuyla dışarıyı gösterdi.
"Hadi, gidelim."
Diyar, kucağındaki montu Doğan'a uzattıktan sonra birlikte arabadan indiler. Muhtar, özellikle yazları il merkezine sık sık inmesine rağmen şehrin ara sokaklarına yabancıydı. Sağına soluna bakındı tanıdık bir köşe bulabilmek için ancak gecenin köründe pek bir faydası olmamıştı.
Doğan, arka taraftan kendisinin ve Diyar'ın sırt çantasını alıp omzuna attı. Yiyecek dolu poşeti de aldıktan sonra arabanın kapısını kapattı. Doğan, ısrarla elindekileri almaya çalışan Diyar'a göz devirip dairesinin bulunduğu apartmana doğru büyükçe adımlarla yürümeye başladığında Diyar, ona yetişebilmek için adımlarını hızlandırdı.
"Ne inatçı çıktın komutan, en azından poşeti bana verseydin ya."
Doğan, omuzlarını yükseltip arkasında kalan muhtara dönmeden konuştu.
"Hemen şurası zaten, uzatma daha fazla."
Diyar, dudaklarını birbirine bastırırken komutana bir kulaç mesafe kala öne doğru uzanıp montuna tutundu.
"Beklesene beni."
Doğan, adımlarını yavaşlatırken Diyar, ona kavuşabilmişti. Bir adım kadar arkasından ilerlerken hala komutanın montuna tutunuyordu. Komutanın söylediği gibi fazla yürümelerine gerek kalmamış önlerindeki griye boyanmış apartmanın siyah otomatik kapısından içeriye girmişlerdi.
İki kat merdiven çıktıktan sonra Doğan, elindekileri eşiğe bırakıp cebinden üzerinde birden fazla anahtarın bulunduğu bir anahtarlık çıkardı. Doğru anahtarı bulup kapıyı açtığı sıra Diyar, biraz gerisinde dikilmiş onu bekliyordu.
İçeriye girdikleri sıra ikisi de sessizdi. Doğan, kapıyı kapatıp sırtındaki çantaları kenardaki vestiyerin üzerine bırakırken Diyar, evin içine göz gezdiriyordu.
Evin içerisi pansiyon havasında, oldukça sadeydi. Sol tarafında kalan açık plan mutfağı incelediği sıra Doğan, nazikçe omzuna dokundu.
"Montunu çıkarmayacak mısın?"
Doğan söylediğinde içerisinin oldukça sıcak olduğunu yeni yeni fark ediyordu. Üzerindeki montu sakince çıkardı. Bir hevesle buraya gelmişti gelmesine ancak içerisini kurt gibi kemiren düşünceler yüzünden huzursuzdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAR FIRTINASI - GAY
Teen FictionTAMAMLANDI. Komutan görev esnasında bir köye sığınmak zorunda kalır ve köyün kürt muhtarıyla tanışır.