38. Göz Yaşları

6K 463 137
                                    

Düşüncelerinizi yorumlarda benimle paylaşmayı unutmayın, teşekkür eddim

İyi Okumalar! 👁‍🗨

-

Ahır işlerini olabildiğince çabuk hallettikten sonra Mehmetlerin evine geçtiler. Geç vakte kalmasınlar diye çarçabuk hazırlanmış yer sofrasına yerleşip önlerine koyulan yemeği kaşıklamaya koyuldular.

Yemek esnasında Diyar bir yandan Serhat'ın elini kolunu dahil ederek anlattığı tesisat mevzusunu dinliyordu. En başta konuşmaya Türkçe başlasalar da bir süre sonra konunun hararetiyle Kürtçeye döndüklerinden Doğan konudan kopmuştu.

Doğan, yemeğini yerken ara sıra yanında oturan Diyar'a dönerek onu seyrediyordu. Hem konuşurken hem de karşısındaki adamı dinlemek için sustuğunda yüz ifadesi kusursuz gibi geliyordu.

Bir kaşığı daha ağzına koyduktan sonra yeniden muhtara çevirdi bakışlarını. Güzel gözlerini çevreleyen simsiyah kirpiklerine bakarken hafifçe iç geçirdikten sonra yüzünü tabağına çevirdi.

Diyar, komutanın iç çektiğini duyduğundan ona doğru dönüp sesini alçaltarak konuştu.

"Sıkıldın mı komutan?"

Doğan, ağzındaki lokmayı yutarken kafasını iki yana salladı.

"Yok sıkılmadım muhtar, devam edin siz."

Diyar, konuşmaya daldığından tabağında soğumaya dönmüş yemekten bir kaşığı ağzına götürdü. Çiğneyip yuttuğu sıra elinin tersini ağzının önüne götürüp yanıtladı.

"Konuşacak bir şey kalmadı daha. Yapı ruhsatıyla ilgili sorun çıkmış, gidip görüşeceğim ben."

Doğan, başını usulca salladıktan sonra tabağındaki son lokmayı midesine indirdi.

Mehmet, komutanın tabağına uzanırken arkada oturan baldızına işaret edince Doğan, elini havaya kaldırıp iki yana salladı.

"Yok, doydum epeyce teşekkür ederim."

Dila çoktan hemen yanlarında bitivermişti. Doğan, ona dönüp yüzüne zorlama bir gülümseme yerleştirdi.

"Elinize sağlık, teşekkür ederim yemekler çok güzeldi."

Kızın bir suçu yoktu aslında ancak içten içe Diyar'a olan ilgisinden ötürü onu kıskanmadan edemiyordu. Kızın bakışları muhtar ve komutan arasında gidip geldikten sonra başını yavaşça salladı.

"Afiyet olsun komutan."

Dila, komutanın tabağını alırken Mehmet, kendi tabağını yemeğini çoktan bitirmiş olan Serhat'ın tabağının içine koydu. Diyar da onlara yetişip tabağını Mehmet'e doğru uzattı.

"Ben de doydum. Kesenize bereket."

Mehmet elindeki tabakları hala başlarında bekleyen Dila'ya uzattıktan sonra konuştu.

"Baldız sana zahmet çay demini aldıysa getiriversene."

Dila, başını sallarken geldiğinden beri kendisine bakmayan Diyar'ın üzerinden bakışlarını zorla çekip yanlarından ayrıldı.

İçeriden gelen bebek ağlamasını işiten Doğan başını dikleştirip kapalı olan kapıya doğru baktığında Mehmet'in bakışları da o tarafa döndü.

"Uyandı herhalde benim oğlan. Gidip getireyim de teşekkür etsin adaşına getirdikleri için."

Doğan, gülümseyip başını salladı. Gelirken onu da unutmamış, onun için de ufak tefek oyuncaklar ve giysiler almıştı.

KAR FIRTINASI - GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin