ÂLÂM - I MÂZİYE (GEÇMİŞİN ACILARI) +18
Dünya üzerindeki varlığını hâlâ sürdüren bedenim boşlukta sallanır gibiydi, zilin sesiyle kaşlarımı çattım bu saatte bu da kim . Israrla çalmaya devam ediyordu, hızlı adımlarla kapıyı ilerledim, kapıyı açmamla...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Etraftaki kalabalıkla kaşlarımı çatıp yüzümü buruşturdum, kalabalıktan hoşlanmazdım hele de bu kalabalık hazmetmediğim insan topluluğuysa. Burada olmak istemiyorum ama mecburdum, eğer istediğini yapmazsam neler olacağını biliyorum. Derin bir nefes alıp boş olan bar sandalyesine oturdum. Gözlerimi kısıp barmene baktım, yeniydi sanırım.
Kırmızı şarabı önüme bırakınca göz devirdim, öğretilmiş. "Afiyet olsun Lalin Hanım." Yılışık bir ifadeyle gülünce ters ters baktım. Hemen kendini toparlayıp işine döndü. Üzerimdeki beyaz elbiseye baktım kısaca. Beyaz rengi sevmezdim, kesinlikle beyaz benim rengim değildi. Hivel'in ısrarıyla almıştım, fiziğime yakıştığını söylemişti. Biten şarkının ardından sevdiğim bir parça başlayınca şarabımdan bir yudum aldım.
"Love I said real love, it's like feeling no fear When you're standing in the face of danger 'Cause you just want it so much A touch From your real love It's like heaven taking the place of something evil And lettin' it burn off from the rush Yeah, yeah "
"Aşk Gerçek aşk dedim, tehlikeyle karşı karşıyayken hiç korku hissetmemektir Çünkü bunu fazlasıyla istiyorsun Bir dokunuş Gerçek aşkından Sanki cennet, kötü bir şeyle yer değiştiriyor Ve acele etmekten yakıp kül etmek gibi Evet, evet "
Zihnimde aynı cümle dolandı durdu. Cennet, kötü bir şeyle yer değiştiriyor.
"Darlin', darlin', darlin' I fall to pieces when I'm with you, I fall to pieces My cherries and wine, rosemary and thyme And all of my peaches"
"Sevgilim, sevgilim, sevgilim Seninleyken parçalara ayrılıyorum, parçalara ayrılıyorum Kirazım ve şarabım, baharatım ve kekiğim Ve tüm şeftalilerim mahvoldu"
Parçalara ayrılıyorum, bana olan buydu. Cahiz' le birlikteyken parçalara ayrılıyordum. Zihnime sızan görüntülerle yutkundum.
"Love, is it real love? It's like smiling when the firing squad's against you And you just stay lined up Yeah"
"Aşk, gerçek aşk mı ? Ateş eden ekibe gülümsemek gibi Ama sen sadece sırada kalıyorsun Evet"
Parçalara ayrılıyorum bütünüyle. Bedenim, ruhum. Yüzümde hissiz bir gülümseme oluştu yine. Sigara paketimden çıkardığım sigarayı dudaklarımın arasına aldım, ahh kahretsin çakmağımı unutmuşum. Yanımda oturan adam elindeki gümüş çakmakla sigaramı yakınca derince içime çektim ve gözlerimi adama çevirdim. Esmer kirli sakallı bir adamdı. İlgi çekici bir vücuda sahipti.