7.Bölüm Deruni "İçten"

970 54 14
                                    

Bölümün içinde geçen bazı kelimelerin anlamaları

Elyel ; çok karanlık gece .

Vaveyla ; çığlık ve bağırma anlamına gelir .

Peyda ; açık , belli olan .

Makruh ;yaralanmış.

Mesrur ;sevinçli memnun kimse , mutlu.

Dilhun;kalbi yaralı ,büyük üzüntü içinde olan .

Mecruh ;yaralı.

Mübrem; vazgeçilmez olan .

Azar-ı dil ;gönül kırıklığı .

Yeis ;umutsuzluktan doğan karamsarlık ,üzüntü .

🪷
Rüzgarlar esiyor , estikçe sıkışıyor zihnime düşen bütün her şey , kapının ardında sıkışıp kalıyor . Tekrar bir fırtına kopuyor , rüzgar şiddetini arttırdığında kapı aralanıyor , sıkışıp kalan her bir duygu , düşünce ucu bucağı görünmeyen uçurumdan düşüyor .

Zihnime gölgeler düşüyor yoğunluktan . Kalbim yoğunluktan hızlanıyor , bu duygularım ve düşüncelerim arasında sıkışıp kaldığım kaçıncı harpti ? Ruhumu bir elyel sarıp sarmalıyor , karanlıktan korkan kelebeklerim bir bir düşüyor uçurumdan .

Bir vaveyla peyda oluyor yüreğimde , nefeslerimin düzensizleşmesiyle yatağımdan hızlıca kalkıp cama doğru ilerledim , kalbim hızlandıkça vücudumu titreme alıyor , pencereyi açmamla hafif bir esinti yüzümde usulca geziniyor .

Ruhuma kenetlenen elyel aydınlıkla birlikte usulca uzaklaşıyor . Temiz havayı içime çekerken sakinleşiyorum . Gözlerim boynumdaki kolyeye tutununca makruh yanımın üzerine bir perde çekiliyor . Mesrurluğunu koruyor bir yanım . Dudaklarıma bir gülümseme bahşediyor mesrur yanım .

Alparslan'ın hediyesi lotus çiçeği kolyem , boynuma taktığı günden beri çıkarmadım . Lotus çiçeği , zihnime düşen o günle gülümsemem büyüyor , parmaklarım dudağıma gidince bir yangın başlıyor , vücudumu cayır cayır yakan bir yangın . Dudaklarımızın kavuşması her bir saniyesi zihnime düşerken o tatlı sızı bedenimi yine ele geçiriyor .

Pencereyi kapatıp duvara yaslandım , yüzümdeki gülümseme usulca terk etti dudaklarımı . Yine aramızda ölümcül bir sessizlik peyda olmuştu , acı yine kalbime doğru süzülüyor , parçalara ayırmak istiyor kalbimi , kalbim vahşice çırpınıyor . Bir fısıltı gibi dökülüyor kelimeler dudaklarımdan . "

Canım çok acıyor Alparslan , bana bunu neden yapıyorsun . "

Çaresizce çırpınıyordu dilhun yanım . Sen benim çocukluğumsun , sen benim mübremimsin, sen benim mecruh yanımsın . Sen benim için azar-ı dilsin .

Sen sana ait olan bu kalbe acıda veriyorsun mutlukta , kor alevler sarıyorsun kalbime ama hepsiyle kabulümsün .

Lalin'in sesiyle hızla toparlandım , kapıyı açınca göz göze geldik . "Kahvaltı hazır." Hafifçe kolumdan tutunca ona ayak uydurdum . Güzel kokular ciğerlerime nüfuz edince gülümsedim , teyzem yine iş başında . Balkonda hazır olan sofra iştahımı açmıştı , yerime oturunca Lalin'de karşıma oturdu , teyzem elindeki çaydanlıkla balkona girdi .

"Günaydın teyzesinin güzeli ."  İçimden yine binlerce kez şükrettim . "Günaydın teyzem."  Teyzem çayları doldurduktan sonra yerine oturdu , tabağıma kahvaltılıkları alırken Lalin'in sesiyle ona baktım .  "Olaylardan haberiniz yok Hivel Hanım." Pişiden bir ısırık alıp anlamayan gözlerle ona baktım . "Düğün iptal. "

ÂLÂM-I MÂZİYE  (GEÇMİŞİN ACILARI) +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin