Şeker Portakalında geçen bir cümle; "Bir kış sabretmişsin de tam çiçek açacakken dolu vurmuş gibi oluyor bazen hayat."
İncitmekten korkarcasına dokunuyordu bana, parmakları varla yok arası değiyordu tenime. Buna gerek yok, buna gerek yok diyor zihnimdeki bir ses çünkü bedenim hiçbir acıyı hissetmeyecek kadar uyuşmuş durumda.
Islak saçlarımın arasına bir öpücük kondurduğunda bir hıçkırık firar etti dudaklarımdan. Zihnimde bir ses yankılandı 'Kıymaya korktuğun saçlarına kıydın Hivel' Kriz anında saçlarımı öyle bir kesmiştim ki, omuzlarıma bile değmiyordu.
Aynaya her baktığımda o günü hatırlıyorum. Yetimhanedeyken acımasızca, çığlıklarımın arasında kesilen saçlarımı.
O makas darbeleri saçlarıma değil de ruhuma atılıyordu sanki, aynı makas darbelerini bu sefer ben attım ruhuma.
Bunun için bile affedemem seni Alparslan. Zihnime sızan sinsi kadın haykırdı 'seni sevse yapmazdı' Ne istedin Alparslan benden!
Bütün yaralarımı, acılarımı bildiğin halde neden kalbime ve omuzlarıma yeni acılar yükledin.
Bedenimden akıp giden suya kilitlendi gözlerim. Kalbim acıyla kasıldı. Keşke, keşke bedenimden akıp giden su gibi her şey akıp gitse. Bütün acılar, hayal kırıklıkları, gözyaşları.
Yaşananların üzerinden ne kadar zaman geçti bilmiyorum çünkü zihnimi saran acı öyle yoğundu ki, hiçbir şeyin farkına varamıyorum.
Çok korkuyorum ben bunu daha öncede yaşadım o zamanlar zor toparladım. Şimdi toparlanacak gücüm yoktu. Aklımı yitireceğim.
Tek yaptığım ilaç alıp uyumak. Biraz olsun uyanık kaldığımda zarar veriyordum bedenime.
Gözlerimi Lalin'e çevirdiğimde gülümsedi.
"Yoruldun mu benden?"
Kaşlarını çatıp şaşkınlıkla baktı bana.
"Hivel o ne demek öyle!"
Elini yanağıma koyup okşadı.
"Canımsın sen benim. Bu hayatta ki tek gerçeğimsin. Bunu da atlatacağız güzelliğim. Biz neleri atlatmadık."
Saçlarımı öptü, bedenimi duruladıktan sonra bornozumu giydirdi.
🪷
Bedenimde bıraktığım derin izleri inceledim, acı veriyorlardı en az kalbimde hissettiğim acı gibi. Saçlarıma tutundu gözlerim.
"Bakma öyle Hivel yine uzayacak." Dedi şefkatle.
Saçlarımı kurulayıp taradı.
"Yemeğini getireceğim."
"Hayır Lalin, istemiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÂLÂM-I MÂZİYE (GEÇMİŞİN ACILARI) +18
Lãng mạnÂLÂM - I MÂZİYE (GEÇMİŞİN ACILARI) +18 Dünya üzerindeki varlığını hâlâ sürdüren bedenim boşlukta sallanır gibiydi, zilin sesiyle kaşlarımı çattım bu saatte bu da kim . Israrla çalmaya devam ediyordu, hızlı adımlarla kapıyı ilerledim, kapıyı açmamla...