Bölümün içinde geçen bazı kelimelerin anlamları
Mecruh ; yaralı .
Mesrur ; sevinçli memnun kimse , mutlu .
Meftun ; büyülenmişcesine tutkun vurgun olan kimse .
Canhıraş ; yürek parçalayan , iç tırmalayan .
Peyda ; açık , belli olan .
Sukutuhayal ; düş kırıklığı.
Dilhun ; kalbi yaralı , büyük üzüntü içinde olan .
Mübrem ; vazgeçilmez olan .
🪷
Kalbimin ritmi hızlandı nefesim düzensizleşti , içimi bir sıcaklık kapladı ama elim ayağım buz kesti .İçimdeki bitap düşmüş kelebekler onu görmemle canlandı , saldım hepsini karanlığın esir aldığı gökyüzüne . Her biri kendi rengini bulandırdı gökyüzüne .
Gözlerim gözlerine tutulduğu an dindi gökyüzümün fırtınalı yağmurları . Kalbi mecruh küçük kızım mesrur bir hâle büründü . Meftunu olduğum gözlerinin her bir bakışını ilmek ilmek sardım içime , gözleri hep gözlerimde asılı kalsa , usulca işlensem onun maviliğine .
Bir canhıraş peyda oldu yüreğimde gözlerini çekmesiyle . Sukutuhayale uğradı bütün duygularım . Gözlerimi masadaki suretlerde gezdirdim hepsi şaşkındı , hiç beklenmedik bir şeydi bu durum , yıllardır ortak buluşmaların hiç birine katılmayan adam şimdi buradaydı .
Şaşkınlığı ilk atan Mehmet ağabey oldu . "Alparslan ." İsmini söylemesi ile gözlerimi kapattım .
Alparslan Kurtoğlu .
Yürek yangınım . Benim dilhun yanım benim mübrem yanım . Masadaki hareketlilikle gözlerimi usulca açtım . Erkeklerle selamlaşıp başköşeye oturdu . Gözlerine bakmak istiyorum , yüzünün her milimini kazımak istiyorum tekrar hem yüreğime hem de zihnime ama cesaret edemedim bir türlü , gözlerim öylece asılı kaldı boşlukta .
Sesini duymamla kalbim uslanmaz bir hâlde çırpınmaya başladı , düğüm düğüm oldu boğazım yutkunamadım . Mehmet ağabey konuşunca tüm dikkatimi seslere verdim .
"Çok şaşırttın hepimizi , yıllardır hiçbir görüşmeye gelmedin şimdi buradasın ."
"Öyle oldu . "
"Yalnız somurtkanlığından hiçbir şey kaybetmemişsin hâlâ aynı ketum adamsınız . " Baha'nın söyledikleri ile herkes güldü , gözlerimi ona çevirmemle pişman oldum , yüzünde yer alan gülümseme nefesimi kesti , tatlı bir sızı peyda oldu yüreğimde . Sen kalbime zararsın Alparslan .
Bir insan bir kalbe hem yara hem şifa nasıl olabilirdi ?
Sessizleştim tamamen sadece dinledim ama bir tek onun ses tonunu duydum . Can kulağıyla dinledim her bir sözünü . Elimde bir güç olsa zamanı şu an durdururdum , onunla bu ana hapsolmak istedim . Sesi kulaklarımdan hiç gitmesin .
Hiç istemesem de veda vakti gelmişti , herkes yavaş yavaş hazırlanırken usulca kalktım . İçime büyük bir hüzün çöktü ağlama isteği ile dolup taştım . Bu kadar mıydı ? Masadaki çoğu kişi dışarıya çıkarken bende istemeye istemeye yürüdüm .
"Hivel . " Dudaklarından dökülen ismimle öylece kaldım . İsmim onun dudaklarına öyle yakışmıştı ki ona saklamak istedim sadece . Gözlerim gözlerine tutulduğu an yine felaketim oldu .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÂLÂM-I MÂZİYE (GEÇMİŞİN ACILARI) +18
RomanceÂLÂM - I MÂZİYE (GEÇMİŞİN ACILARI) +18 Dünya üzerindeki varlığını hâlâ sürdüren bedenim boşlukta sallanır gibiydi, zilin sesiyle kaşlarımı çattım bu saatte bu da kim . Israrla çalmaya devam ediyordu, hızlı adımlarla kapıyı ilerledim, kapıyı açmamla...