Bölüm içinde geçen bazı kelimelerin anlamları
Payidar ; ölümsüz , sonsuza kadar yaşayacak olan , kalıcı ve devamlı anlamına gelir .
Canhıraş ; yürek parçalayan , iç tırmalayan .
Mecruh ; yaralı .
Bigâne ; ilgisiz .
Peyda ;açık , belli olan .
Vaveyla ; çığlık ve bağırma anlamına gelir .
Yeis ; umutsuzluktan doğan karamsarlık .
🌿 Yayınladığı tarih : 15.08.2022
🪷Başlangıç tarihini buraya yazabilirsiniz .
🪷
Bir yer insana hem azap hem de buruk bir mutluluk olmazdı , olmamalıydı . Ama oluyordu işte . Birbirinden zıt bütün duyguları yaşatıyordu burası bana , nefessiz bırakıyordu nefes aldırıyordu . Kalbime sinen acıyla saatlerimi geçiriyordum burada , ne gidebiliyordum nede tam anlamıyla kalabiliyordum . Hissetmek istediğim bu değildi .
Avuç içlerimi yakacak bir toprak istemiyordum .
Annemin sıcak , şefkat kokan göğsüne yaslanmak istiyordum .
Toprak yakar mıydı ?
Avuçlarımı her toprağa değdirdiğimde yüreğimi yakıyordu , yangın kan gibi damarlarımda dolaşıp bütün uzuvlarımı yakıyordu , bu öyle bir acıydı ki öyle bir yangındı ki durulmuyordu .
Hiçbir zaman hissedememiştim annemin varlığını , ellerimin arasında sadece avuç içlerimi yakan bir toprak vardı . Önce avuç içlerimde başladı bu yangın sonra damarlarımda dolaşan kan gibi her bir hücreme dağıldı , kalbime gelince duraksadı ve var gücüyle orayı yakıp kül etti .
Gözlerimden akan yaşlar çiseleyen yağmura eşlik edip onun vücudunu örten toprakla buluştu . Titreyen dudaklarımın arasından kesik bir soluk çektim . Anneciğim hissediyor musun ? Varlığımı hissediyor musun ? Titreyen ellerimi zarar vermekten korkarcasına toprağa ektiğim çiçeklere dokundurdum .
Her birini parmaklarımın ucuyla okşadım , kokunu hiçbir zaman soluyamadım , bende küçük bir çocuk gibi bununla avunuyordum işte . Mezarına çiçekler ektim anne , onların kokusunu soluyup kendimi avutuyorum .
Yüzümü ellerimle kapattım ve sessizce ağladım . Ağlamam giderek şiddetlendi bedenim zangır zangır titriyordu . Çaresizce fısıldadım .
"Benim annem menekşe gibi kokar , benim annem nergis gibi kokar ."
Derin bir nefes almamla çiçeklerin kokusu doldu ciğerlerime .
"Kendimi avutamıyorum artık anne , bir kerecik kokunu soluyabilseydim , sarılabilseydim sana . "
Giderek kısılan sesimle dudaklarım mühürlendi , annemin yokluğunun acısı bana bahşedilmiş payidar bir canhıraştı .
Kalbi çiziklerle dünyaya gelmiş bir kızdım ben .
Kalbimde çizikler ruhumda ise gün geçtikçe büyüyen oyuklar oluştu , böyle başladım hayata ben . Zamanla çoğaldı kalbimdeki çiziklerde ruhumdaki oyuklarda , böyle hayattan çekildim en sonunda da yenik düştüm .
Gözlerim mezar taşındaki isimde asılı kaldı . "Milena Kozcu " Benim güzel annem hayatını bizim için feda etmişti . Yavaşça oturduğum yerden kalktım , özür dilerim anne , buraya her geldiğimde kendime sözler veriyorum ama yerine getiremiyorum her defasında kendimi kaybediyorum .Canım çok acıyor anne , içimde büyümeyen kalbi mecruh kızın kalbi dayanmıyor .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÂLÂM-I MÂZİYE (GEÇMİŞİN ACILARI) +18
Roman d'amourÂLÂM - I MÂZİYE (GEÇMİŞİN ACILARI) +18 Dünya üzerindeki varlığını hâlâ sürdüren bedenim boşlukta sallanır gibiydi, zilin sesiyle kaşlarımı çattım bu saatte bu da kim . Israrla çalmaya devam ediyordu, hızlı adımlarla kapıyı ilerledim, kapıyı açmamla...