1.Bölüm Makruh "Yaralanmış"

4.5K 101 24
                                    

Bölüm içinde geçen bazı kelimelerin anlamları

Payidar ; ölümsüz , sonsuza kadar yaşayacak olan , kalıcı ve devamlı anlamına gelir .

Canhıraş ; yürek parçalayan , iç tırmalayan .

Mecruh ; yaralı .

Bigâne ; ilgisiz .

Peyda ;açık , belli olan .

Vaveyla ; çığlık ve bağırma anlamına gelir .

Yeis ; umutsuzluktan doğan karamsarlık .

🌿 Yayınladığı tarih : 15.08.2022

🪷Başlangıç tarihini buraya yazabilirsiniz . 

🪷

Bir yer insana hem azap hem de buruk bir mutluluk olmazdı , olmamalıydı . Ama oluyordu işte . Birbirinden zıt bütün duyguları yaşatıyordu burası bana , nefessiz bırakıyordu nefes aldırıyordu . Kalbime sinen acıyla saatlerimi geçiriyordum burada , ne gidebiliyordum nede tam anlamıyla kalabiliyordum . Hissetmek istediğim bu değildi .

Avuç içlerimi yakacak bir toprak istemiyordum .

Annemin sıcak , şefkat kokan göğsüne yaslanmak istiyordum .

Toprak yakar mıydı ?

Avuçlarımı her toprağa değdirdiğimde yüreğimi yakıyordu , yangın kan gibi damarlarımda dolaşıp bütün uzuvlarımı yakıyordu , bu öyle bir acıydı ki öyle bir yangındı ki durulmuyordu .

Hiçbir zaman hissedememiştim annemin varlığını , ellerimin arasında sadece avuç içlerimi yakan bir toprak vardı . Önce avuç içlerimde başladı bu yangın sonra damarlarımda dolaşan kan gibi her bir hücreme dağıldı , kalbime gelince duraksadı ve var gücüyle orayı yakıp kül etti .

Gözlerimden akan yaşlar çiseleyen yağmura eşlik edip onun vücudunu örten toprakla buluştu . Titreyen dudaklarımın arasından kesik bir soluk çektim . Anneciğim hissediyor musun ? Varlığımı hissediyor musun ? Titreyen ellerimi zarar vermekten korkarcasına toprağa ektiğim çiçeklere dokundurdum .

Her birini parmaklarımın ucuyla okşadım , kokunu hiçbir zaman soluyamadım , bende küçük bir çocuk gibi bununla avunuyordum işte . Mezarına çiçekler ektim anne , onların kokusunu soluyup kendimi avutuyorum .

Yüzümü ellerimle kapattım ve sessizce ağladım . Ağlamam giderek şiddetlendi bedenim zangır zangır titriyordu . Çaresizce fısıldadım .

"Benim annem menekşe gibi kokar , benim annem nergis gibi kokar ."

Derin bir nefes almamla çiçeklerin kokusu doldu ciğerlerime .

"Kendimi avutamıyorum artık anne , bir kerecik kokunu soluyabilseydim , sarılabilseydim sana . "

Giderek kısılan sesimle dudaklarım mühürlendi , annemin yokluğunun acısı bana bahşedilmiş payidar bir canhıraştı .

Kalbi çiziklerle dünyaya gelmiş bir kızdım ben .

Kalbimde çizikler ruhumda ise gün geçtikçe büyüyen oyuklar oluştu , böyle başladım hayata ben . Zamanla çoğaldı kalbimdeki çiziklerde ruhumdaki oyuklarda , böyle hayattan çekildim en sonunda da yenik düştüm .

Gözlerim mezar taşındaki isimde asılı kaldı . "Milena Kozcu " Benim güzel annem hayatını bizim için feda etmişti . Yavaşça oturduğum yerden kalktım , özür dilerim anne , buraya her geldiğimde kendime sözler veriyorum ama yerine getiremiyorum her defasında kendimi kaybediyorum .Canım çok acıyor anne , içimde büyümeyen kalbi mecruh kızın kalbi dayanmıyor .

ÂLÂM-I MÂZİYE  (GEÇMİŞİN ACILARI) +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin