23. Bölüm

1K 33 0
                                    

  Ne kadar olduğunu hatırlamıyordu bile. Gece boyu tek düşündüğü şey senelerin birikimini boşaltmaktı. Görev icabı başlayan şey alevlenmiş, görev olmaktan çıkalı çok oluyordu.

  Mereo aptal bir kadın değildi. Bu hislerin sebebini anlayabiliyordu. Otuzlu yaşlarına kadar cinsellik tatmamasından kaynaklıydı. Tüm ömrünü aura eğitimine adamış bir büyücü olarak bu zamana kadar duygularına ve vücudunun isteklerine hiç kulak asmamıştı.

  Burada esas ilginç kısım bu hisleri başka adamlarda hissedemiyor oluşuydu. Kimse onu bu kadar heyecanlandıramıyordu. Kimseyi ona dokunurken hayal edemiyordu. Noviez'in yerinde bir başkası olduğu düşüncesi bile midesinin bulanması için yeterliydi. Bunun sıradan bir görev veya kocası olmasıyla hiçbir alakası yoktu. Tamamen duygularla alakalıydı.

  Sabun kokusu ve Noviez'in erkeksi kokusunun karışık harmonisi ciğerlerini doldururken uzun bir uyku çekmişti. Gözlerini açtığında gecenin yorgunluğu üstüne çöktü. Dolu dolu geçen bir ilk gece, bedeninde karış karış hissediliyordu. Mereo, Noviez'den yayılan sıcaklığa daha fazla sığındı ve başını çıplak göğsüne gömdü. Yüzünü içgüdüsel olarak saklıyordu çünkü utanıyordu. Hislerinden, tepkilerinden, dün geceden...

  Onun kıpırtısıyla gözlerini açan Noviez, kollarına dağılmış kızıl saçlara baktı. Göğsünde yatan kadının kızıl saçları kendi gri saçlarına karışıyordu. Rüya olup olmadığını anlamak için gözlerini kırpıştırmak zorunda kalmıştı.

  "Mereo, uyandın mı?" diye sordu nefesini saçlarına doğru vererek.

  Seslenmesiyle birlikte Mereo kafasını kaldırdı ve Noviez'in yüzüne baktı. Yakışıklı yüz hatları bakmaya doyamayacağı kadar çekiciydi.

  "Evet. Saatin kaç olduğuna bakmadım."

  Saat önemliydi çünkü evlenmiş olmaları tatil yapacakları anlamına gelmiyordu.

  "Problem değil. Bugün dinlenebilirsin. Ben senin için her şeyi raporlarım."

  Noviez, Kraliyet Şövalyelerinin başıydı. Artık Kral olduğu için üstüne daha fazla sorumluluk binmişti. Bir de Kraliçe'nin sorumluluğunu alması imkansızdı.

  Mereo onun sorumluluklarının farkında olarak "Yorgun değilim. Biliyorsun senelerce ormanda aura ve mana eğitimi gördüm..." diye cevapladı.

  "Seni yeterince yoramadım mı?"

  Bu cevap Mereo'nun cevap veremeyeceği kadar utanmasına sebep olmuştu.

  Noviez onun kızaran kulaklarını fark ettiğinde karısını daha fazla zorlamak istemedi. "Sadece bir gün, dinlenmeni istiyorum. Artık Kraliçesin. Krallığın annesi olarak kendine dikkat etmek senin görevin." dedi görev bilincini vurgulayarak.

  Varis doğurma sorumluluğu yüklendiği için bedenine iyi bakması gerektiğinin o da farkındaydı. Bir günlük tatilden zarar görmezdi nihayetinde. Yine de Mereo kendini bu konuda kötü hissediyordu.

  "Noviez, beni düşündüğün için teşekkür ederim ama kendi hayatımı idame edebilirim. Hiçbir zaman sorumluluklarından kaçan biri olmadım."

  "Biliyorum."

  Noviez onu çok iyi tanıyordu. Mereo, kraliyetten kaçacak kadar isyankar, her söylenene itaat edecek kadar da itaatkardı. Ortası yoktu. Çocukluğundan beri böyleydi.

  Kolunu kıpırdatıp karısının çıplak beline dokundu ve hafif bir masaj yapmaya başladı. "Yine de sana torpil geçme isteğimi törpüleyemiyorum."

  Dokunuşları dün geceki gibi değildi. Onu tahrik etmekten çok rahatlatma amacı taşıyordu. Yaptığı masaj kısa sürede belindeki ağrıyı gevşetti. Mereo, buna bağımlı olmaktan korkuyordu.

  "Peki, bugünlük seni dinleyeceğim." dedi rahatlayarak. Sıcak parmaklar sadece beli değil, bacaklarına da masaj yapmaya başlamıştı.

  Noviez, onun gözlerinin içine baktı. Mavi gözleri içinde kaybolmak isteyeceği kadar güzeldi. Her zaman bu gözlere bu kadar yakından bakabilmeyi dilerdi. Dilekleri kabul olmuş gibi hissediyordu. "Evlenmiş olduğumuza inanamıyorum." diye fısıldadı bir eliyle saçlarını okşarken.

  Mereo da inanamıyordu. Çocukluk arkadaşıyla bir hafta içerisinde düğünleri planlanmış ve evlenmişlerdi. İlk gecelerini bile geçirmişlerdi. Biri bir hafta önce çıkıp bunu söylese vereceği tepki 'Siz delirdiniz mi?' olurdu. Gerçekten de öyle olmuştu zaten...

  "Yalnız değilsin, ben de hala inanamıyorum. Noviez, bize çok büyük bir sorumluluk yüklediler. Bunun altından nasıl kalkacağız?"

  Onları bekleyen savaş basit bir savaş değildi. Korkunç bir savaştı. Her şeyi mahvedebilecek bir savaş... Krallığı idare etmek ve savaş için güçlü bir ordu çıkarmak, tüm sorumluluk onlara kalmıştı.

  "Bunu ben de düşünüyorum. Ama sonra aklıma bu savaşı tek başıma vermeyeceğim geliyor. Yalnız değiliz, ikimiz birlikte savaşacağız. Şeytanla nasıl mücadele ettiğini gördüm Mereo. O gün ayakta kalanlar sadece ikimizdik. Sen ve ben... Şeytan bana saldıracakken sen onu engelledin. Sana saldıracakken ben onu engelledim. Birbirimize destek olarak darbeyi vurduk. Manamız yetmediğinde destek verdik. Zayıf kalan büyülerimizi kombine ederek kritik vuruşlar yaptık. Biz böyle savaştık seninle. Şeytana son darbeyi vurup yaralandığında seni ben tuttum. Kendi nefesimi verdim sana. O zaman ikimiz olmasaydık bu ülke var olmazdı. Bu dünya şeytanlar tarafından işgal edilmiş olurdu. O gün tüm ordu yere uzanmış halde ölmeyi bekliyordu. Buna engel olan bizdik. Sadece sen ve ben... Şimdi tek yapmamız gereken şey her zaman yaptığımıza devam etmek. Savaşa hazırlanacağız. İkimiz. Bu sorumluluğu bir kere aldık. Bir daha alamamamız için hiçbir sebep yok."

KARO KRALI (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin