25. Bölüm

525 27 3
                                    

  *

  Savaş iki ordu arasında bir muhabereden ibaret değildi. Eğer öyle olsaydı zafer elde etmek bu kadar zor olmazdı. Esas savaş kendi içlerinde veriliyordu. Savaş sebebiyle mahvolan toprak, yiyecek ve su sıkıntısı çekmelerine sebep olmuştu. Çok büyük miktarlarda mana kirliliği vardı. Haydutların sayısı korkunç bir patlama yaşamıştı. Halk bölünebileceği kadar fazla bölünmüştü. Soylular ayrı telden çalıyordu. Yaşlı heyeti başında Kral olmayan bir Krallığı ayakta tutmak için gece gündüz çalışmalarına rağmen sonuç elde edememişlerdi. Yeni Kral ve Kraliçe'yi tahttan indirmek isteyen gruplar vardı. İçeride hain olduğu da belirlenmişti. Buna karşın diğer ülkelerle yaşanan başka politik sıkıntılar da baş gösteriyordu.

  Bunca sorunun arasında şeytan araştırması yapmaya çalışan Noviez, şimdiden gözlerinin altının çöktüğünü hissedebiliyordu.

  "İki dünyayı ayıran şey bir ağaç gibi duruyor."

  Karaağaç, tüm büyüklerin karmasıydı. Fiziksel bir varlık değildi. Kurban vererek ortaya çıkan bir kara büyüydü. Ağaca benzeyen yapısı, her dalında farklı bir kurban verilmesini simgeliyordu.

  "Bu Karo'nun kuruluş hikayesiyle aynı." diyen Fua, ağrıyan şakaklarını tutuyordu. Dün gece düğünde içkiyi fazla kaçırmış olmalıydı ki odaklanmakta da güçlük çekiyordu.

  "Kara büyü denen şey tarihe karışmıştı. Böyle bir şeyi kim bulup yer yüzüne çıkarmış olabilir? Biz bile nasıl yapılacağını bilmezken sıradan insanların karaağaç büyüsünü aktive etmesi imkansız."

  Şeytanın müridi çoktu. Yine de tüm müritler insandı ve fiziki dünyada sıkışıp kalmışlardı. Hiçbiri kara büyü yapmayı bilmiyordu. Bu zamana dek...

  "Bilmiyorum Fuagenal. Tek bildiğim raporların bunu gösterdiği. İkinci savaşa kadar bu meseleyi çözüp karaağaç büyüsünü inaktif etmenin yolunu bulmamız lazım. Daha sonra müritlerin icabına bakarız. Şeytanın ordusunun ne zaman saldıracağını bilmiyoruz."

  Noviez tedirgindi. Şeytan bir daha savaş açarsa kaybetme ihtimallerinin yüksek olduğunu biliyordu. Dahası ön saflarda savaşacak ilk isim Mereo olacaktı. Buna canı pahasına engel olmak istiyordu.

  Fuaganel de aynı şekilde gidişatı görebiliyordu. Herkesin ölebileceği bir gelecek vardı önlerinde. "Böyle giderse..." diye mırıldandı kaşları çatılıyken.

  "Böyle giderse diye bir şey yok. Kafanı topla ve çözüm bul Fua." diyen Noviez, her zamankinden daha katı görünüyordu.

  Dosyaların büyüyle kopyasını çıkardıktan sonra hepsini ayırdı. Bugünkü tüm veriler bunlardı. Araştırma çok yavaş ilerliyordu. Sorguladıkları müritler birkaç işkence sonrası ölüyorlardı. Kalanlarsa ağızlarını açıp tek kelime etmiyordu. İşkence edip zorla konuşturulan düşük rütbeli müritlerse hiçbir şey bilmiyorlardı.

  Artık Kral olan Noviez'in orduyu eğitmekle uğraşacak vakti yoktu. Tüm işi Fuaganel'e bırakmayı düşünüyordu. Yine de Fuaganel tek başına yeterli değildi. Yetkili birine ihtiyacı vardı. "Yaxi'yi yanına atamamı ister misin?" diye sorarken düşünceliydi.

  "Tek başıma yetebilirim ama ordunun morali için atamak iyi bir fikir olabilir."

  Fua'nın onayı ataması için yeterliydi. Son notu da aldıktan sonra nihayet işleri bitmişti. Tüm resmi görevlerini tamamlamıştı. Noviez rahat bir nefes aldı. Artık saraya dönüp karısını görebilirdi.

  Dosyaları toparladıktan sonra ayağa kalktı. "Her şey bittiğine göre gidiyorum. Yarın daha erken geleceğiz. Şu ordudaki bölük karmaşasını çözelim."

  Noviez'in erkenden gitmeye kalkması Fuaganel'in yüzünün asılmasına sebep olmuştu. Dediklerini hiç dinlememiş gibi "Ablamın yanına mı gidiyorsun?" diye sordu.

  "Artık ailem o olduğuna göre?"

  Noviez onu bilerek sinirlendirmek istedi. Kıskandırmak için... Mereo'yu kardeşinden kıskandığına inanamıyordu.

  "Noviez, artık Kral'sın diye sana karışacak kimse olmadığını düşünmeni istemiyorum. Söz konusu kardeşim olduğunda kestirip atamam. Ablamı sevmediğinin farkındayım. Eğer ona herhangi bir şekilde zarar verirsen-"

  "Seviyorum."

  Fua, duyduğu kelimeyi bir an algılayamadı. "Anlamadım?" derken kulağındaki uğultuyu hissedebiliyordu.

  "Mereo'yu seviyorum dedim. Yeterli mi? Toplantının başından beri bunu söylemeyi bekliyordun. Beni tehdit edince rahatlamış olmalısın. Ama buna gerek yok. Zaten karımı seviyorum."

  Fuaganel ve Noviez, birbirlerinin en çekişmeli rakipleriydi. Çocukluklarından beri çılgınlar gibi savaşırlardı. Her konuda... Aralarındaki ilişki bunu gerekiyordu. Şimdi Mereo şeytan savaşı için geri döndüğünde birbirleriyle savaşacak yeni bir şey keşfetmişlerdi. Bu Mereo'nun ta kendisiydi.

  Fua, bu savaşı korkunç bir şekilde kaybetmişti.

  "Madem onu seviyordun, neden bu olanlara engel olmadın?" dedi sesini yükselterek. Fuaganel içindeki duygulara engel olamıyordu.

  Noviez tereddüt etmedi. "Sevdiğim için."

  "Sana inanmıyorum. Onu gerçekten sevseydin kurtulmasına yardım ederdin."

  İnatlaşmasının tek sebebi kabullenememesiydi. Bu durumu kabullenmekte güçlük çekiyordu. Noviez bunun farkında olarak elini omzuna koydu. Hayatında ilk defa, birine bu kadar dostça davranmıştı. "Seni anlıyorum. Üzgünsün, kızgınsın. Ama artık bunları bir kenara bırak. Artık senin Kral'ınım. Ablan da Kraliçe'n. Evliliğimize mani olabileceğin aşamayı geçeli çok oluyor. Biz çoktan evlendik Fua. Eğer için rahatlayacaksa, eğer ona zarar verecek en ufak şey yaparsam Kral'ın olarak sana emrediyorum beni öldüresiye döv."

 

KARO KRALI (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin