32. Bölüm

417 30 11
                                    

  İki ay önce, şeytanlar savaşı.

  Monrk dağlarının ortasında beliren büyü çemberinden korkunç bir mana yayılıyordu. Simsiyah, zift kadar kara bir leke adeta gökyüzünü delmişti. Karo Kralı'nın emrindeki askerler tir tir titriyorlardı.

  Mana çemberi kırılmak üzereydi. Dahası, onlar kırılacağını zannediyorlardı. Henüz bunun bir kapı olduğunu idrak edememişlerdi. Ta ki çember hiçbir şey gözükmeyecek şekilde koyulaşana kadar... Uçsuz bucaksız karanlığın içinden yeni bir karanlık, ellerini uzatıp çıkmaya çalışıyordu. Bu antik çağlardan kalma efsanenin bir parçasıydı. Çıkan yaratık, şeytandı. Üstelik en korkuncuydu. O şeytan Kral Astaroth'du. Yeryüzünün mana hırsızı, siyah ışığın efendisi Astaroth...

  İnsan eliyle çizilen mana çemberi sağlıklı değildi. Çizen kişiler şeytanın yeryüzündeki müritleriydi. Bu sebeple şeytanın tam gücüne kavuşması ve çemberden tam olarak çıkması zaman alacaktı. Onlar böyle düşünürlerken şeytan devasa kuyruğunu dışarı çıkardı. Bunu yapmasıyla siyah mana kontrolsüz bir şekilde dünyaya yayıldı.

  Ani şok dalgası Karo ordusu için ölümcüldü. Çoğu kişi yalnızca mana baskısından dolayı kendilerini kaybetmişlerdi. Ayakta durabilen kişiler yalnızca dört taneydi. Birinci birliğin yüzbaşısı Yaxi Sanha, Fuaganel Vermiallin, Mereo Vermiallin ve Noviez Silvon... Dördü dışında herkes etkisiz elemandı.

  Sonsuz alev Mereo'ya aitti. Sonsuz çelik ise Noviez'e... Şeytana hasar verebilen iki insan omuz omuza çılgınlar gibi savaşıyorlardı. Kimsenin gözleri onları takip edebilecek kadar iyi değildi. Şeytanın mana baskısını oyuncak gibi dağıtıyorlardı. Siyah mana durmadan kırmızı ve gri renklerle karışıyordu. Onları izleyenlerin düşünebildiği tek şey 'çılgınca'ydı.

  "Sonsuz alevin efendisi olduğunu iddia eden kadın, seni gökyüzünün sonsuz karanlığına iteceğim. Yalnızca bekle, buradan çıktığımda yedi kat birleşse bile nefes alamayacaksın."

  Antik dilde konuşan şeytan, bu sözleri yalnızca onun kulağına fısıldıyordu. Diğerlerinin duyamayacağı kadar derin bir sesti. Mereo onun sözlerine aldanmadan manasını çembere doğru yönlendirdi. Havada süzülürken çevresindeki her şey sonsuz bir alevin içinde gibi cayır cayır yanıyordu.

  Noviez alevlerin arasından çıktı ve kılıcını dik bir şekilde tuttu. Bu kılıç sonsuz çeliğin kılıcıydı. Annesi Usta Acior Silvon'a aitti ve onun manasıyla doluydu. Siyah manayı kesebilecek nadir kılıçlardan biriydi. Etrafında dönerek Mereo'ya dokunmaya çalışan siyah manayı kesiyordu. Korkunç baskı karşısında dayanacak gücü kalmamıştı ama yine de pes etmeden savaşıyordu çünkü pes ederse herkesin öleceğini çok iyi biliyordu.

  Mereo'nun da ondan farkı yoktu. Sonsuz alevin sınırlarını aşalı çok olmuştu. O bir mana dahisiydi. Hiç bilinmedik yöntemlerle manaya hükmediyordu ama artık limitlerine ulaşmıştı. İtiraf etmek istemese de şeytan haklıydı. Kötülüğün çemberden çıkmasına mani olamayacaktı.

  "Noviez, siyah manayı engelleme." dedi kendinden emin bir şekilde.

  Onun ne yapmak istediği hakkında hiçbir fikri olmayan Noviez, kılıcını kaldırıp siyah manayı yansıttı. "Neden? Engellemezsem nasıl savaşacaksın?" diye sordu güçlükle nefes alırken.

  "Siyah manayı ben hallederim. Sen çemberin koordinat noktalarına saldır. Astaroth'u anlık olarak zayıflatman yeterli olacak."

  Mereo ne yapması gerektiğini biliyormuş gibi sonsuz alevi kullanarak siyah manaya hükmetmeye başladı. Yalnızca o değil, şeytan da ne yapması gerektiğini biliyor gibiydi. "İnsan, intihar istiyorsan boşa uğraşma, seni seve seve öldürürüm."

KARO KRALI (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin