5. BÖLÜM
Azıcık ilk hayatımızda yaşananlara inelimm
Melisa'nın bakış açısından
***
Bahçede çimenlere yatmış gökyüzünü seyrediyordum. Mavi gökyüzünde süzülen bulutları. Gözlerimi rahatsız eden güneş ışığı yüzünden doğruldum.
Yanımda döndüğüm gün aldığım notlar vardı. Onları karıştırıyordum. Hatırlamadığım bir şeyler var mı diye incelemekle meşguldüm.
Elimi çeneme yasladım. Hızlı hızlı sayfaları geçiyordum. Temel şeyleri hatırlıyordum. Şimdilik yeterli gelse bile ileride daha fazlasına ihtiyacım olmuştu.
Hatırladığım en net şeylerden birisi ise büyük bir iftira ile okuldan atılmış olmamdı. Her şeyin dönüm noktası bu olmuştu.
Okuldan atıldıktan sonra Atlanta'daki herkes, Eter sahibi olduğumu öğrenmişti. Anılar kesik kesik geliyordu.
"Yapmam gereken ilk şey okuldan atılmamak." Diye mırıldandım.
Okuldan atıldıktan sonra hayatım yokuş aşağı gitmişti. Öğrencilerden birisini öldürdüğümle ilgili iftiraya uğramıştım. Üstüne de Eter ortaya çıkınca her şey üst üste gelmişti.
"İçimdeki Eter, kontrolden çıkmıştı. Kontrol edemiyordum." Bir yandan konuşurken bir yandan da deftere not alıyordum.
Olur da unutursam diyeydi.
Düşündüm. Hafızamı zorladım. "Letisya." Dedim.
"Letisya ile karşılaşmıştım!" Şok içinde kalemi indirdim.
Letisya, var olan ilk ve en güçlü Gökseldi. Mana'nın kaynağıydı. Diğer bütün gökseller Letisya'nın soyundan geliyordu.
Ben de onun mirasçısıydım. Bu sebeple Letisya'dan yardım istemiştim.
"Siktir." Diyerek ayağa fırladım. Çok önemli bir şeyi hatırlamıştım.
Letisya'ya bana yardım etmesi için yalvarmıştım. Eter, beni kontrol altına almadan hemen önce ona yalvarmıştım.
Ve anılar arka arkaya gözümde canlanmaya başladı.
-Yere düştüm ve nefes almak için kendimi zorladım. Elimi yere koyup kendimi dik tutmaya çalıştım. İçimdeki bu karanlık güç ruhuma eziyet ediyordu. Ruhum acıyordu.
Karşımda birisinin varlığını hissedince başımı kaldırdım. Letisya, soğuk bir ifadeyle karşımda duruyordu. "Bu ne hal?" Dedi.
Yardım istedim onu ikna etmek için dakikalarca dil döktüm. Bana aynı soğuk ifade ile bakıyordu. Sonuna doğru yüzü iğrenmiş bir ifadeye döndü.
"Bu kadar yeter." dedi.
Başka hiçbir şey yapmadı. Donuk gözlerle yerde kıvranışımı izledi. "Beni aptal mı sandın?"
Başka hiçbir şey söylemeden gitti. Yerde yalnız başıma diz çöktüm. Tek umudum olan yol elimde patlamıştı. Kalbim üzüntüden parçalara ayrılıyordu.
Neden kimse bana yardım etmiyordu? Bunca zaman her zaman elimden gelenin en iyisi olmaya çalışmıştım.
Gücümü zar zor toplayıp topallayarak bilinmezliğe doğru uzanıyormuş gibi gözüken bir sokağa girdim.
Sokakta yürürken yolun karşısında iki kişinin bana doğru geldiğini gördüm. Perişan bir halde gözüküyordum. İnsanlar beni böyle görsün istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Atlanta'nın Kalbi | Tamamlandı
Fantasiİlk hayatlarında düşman olan ikiz kardeşlerin hikayesi. Melisa Karahan; bütün hayatını hatalar üzerine kurmuş olan hikayenin kötü karakteriydi. Kaderine boyun eğmiş ve kendisini karanlık tarafa teslim etmişti. Böyle bir yaşam sürmesinin bazı bedelle...