17. Bölüm

263 40 49
                                    

17. BÖLÜM

Uyarı: Bölümde kan ve ölüm içeren sahneler olacaktır.

Melisa'nın bakış açısından

Kendimden geçmiş bir şekilde yerde yatıyordum. Başımda inceden inceden vuran keskin bir ağrı vardı. Gözlerimi açmak için kendime güç vermeye çalışsam da hafifçe aralamaktan öteye geçememiştim.

Gözlerimi kapatıp elimi başıma koydum. Neler olduğunu hatırlamaya çalıştım. Neresiydi burası? Kendimi zorladım.

Kayıp kişileri arıyorduk. Eski bir eve girmiştik. En son hoş bir koku aldığımı hatırlıyordum. Şu an ise tamamen başka bir yerde uyanmıştım.

Ormandaydım.

Gözlerimi tamamen açtığımda kendimi ışığa hazırlamıştım ama karşımda birisi duruyordu.

Hayır, yaratık değildi. Normal bir insandı? Uzun boyluydu. Kahverengi hafif uzun saçları olan bir erkekti.

Eline baktım. Bana bir silah doğrultuyordu. Gözlerini iyice açmış beni süzüyordu. Sinirli gözükmeye çalışarak "Kimsin sen?" Dedi.

İdrak edemiyordum. Ne diyordu bu çocuk? Susuz kalmışım gibi kupkuru olan dudaklarımı ıslattım. İçinde bulunduğum hal içler acısıydı. Beni bu halimle tehdit olarak mı görüyordu?

"Asıl sen kimsin?" Dedim. Doğrulmak için öne uzandığımda silahın güvenlik kilidini açtı.

"Rüyamda ne işin var?" Dedi.

"Afedersin, rüyanda mı?" Dedim teyit etmek istercesine.

Etrafa bakındım. Rüyada mıydım? Normalde rüyada olduğumda bunu anlayabiliyordum.

"Nasıl rüyama girdin?" Dedi.

"Ben... bilmiyorum?"

"Rüya gezgini misin?" Dedi. Sesi çok sabırsızdı.

"Hayır ama rüyalara yatkın bir insanım." Dedim. Ayağa kalkıp üzerimi silkeledim. Sorgulaması bittiyse artık buradan çıkmak istiyordum.

"Ben rüya gezginiyim. Başkalarının rüyalarına girerim ama ilk kez başkası benim rüyama giriyor." Dedi çocuk.

Şu an rüyadaysam muhtemelen Ngimpiler saldırmış olmalıydı. Kimse de beni uyandırmadığına göre diğerleri de benimle aynı durumda olmalıydı.

O tatlı kokunun da bununla bir ilgisi olmalıydı.

Rüyada olmam mantıklıydı, evet. Peki bu karşımdaki adam kimdi?

Belki ona Ngimpileri sorabilirdim? "Biraz çılgınca gelecek ama-"

Sorumu tamamlayamadan önümdeki çocuk üzerime atladı ve ağzımı kapattı.

Tamam. Soru sormam. Bu kadar asabi olmaya ne gerek vardı ki?

Hemen sol tarafımdan bir sürüklenme sesi duyduğumda neden ağzımı kapattığını anladım. Bir şey geliyordu.

Hızlıca yüksek bir taşın arkasına saklandık.

"Yine olmaz." Diye mırıldandı. Kısık sesle söylemişti ama duymuştum. Elini ağzımdan çekti ve yana eğilip bir şeyi kontrol etti.

Telaşla "Neler oluyor?" Diye sordum.

"Beslenmeye çıkmış." Dedi. Bir yandan da kontrol ediyordu.

"Neyden bahsediyorsun?" Diye sordum. Büyük ihtimalle Ngimpilerden bahsediyordu ama teyit etmek istemiştim.

Atlanta'nın Kalbi | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin