19. Bölüm

305 47 97
                                    

19. BÖLÜM

Melisa'nın bakış açısından

Gözlerimi kapatarak salonda çalan sakin müziği dinledim. Arda ve Evren, iki yanımda kendi aralarında tartışırken ben de konuşmaya nasıl gireceğimi düşünüyordum. Çareyi "Bilmeniz gereken bir şey var." demekte gördüm. İkisi de tartışmaya ara verip ne söyleyeceğimi görmek üzere bana döndü. "Tuana beni tehdit etti."

"Ne demek tehdit etti?" Evren, kurduğum cümleyi tekrar ederek teyit etmeye çalıştı.

"Açık açık başıma dert açacağını söyledi."

"Burada, herkesin ortasında?" Arda, garipsemiş bir şekilde etrafımıza baktıktan sonra kalabalığı işaret etti. İkisinden de beklediğim tepkiyi alamayınca biraz öfkelenerek kaşlarımı çattım.

"Hiç de öyle hafife alınacak gibi söylemedi." İkna etmeye çalışıyordum ama nafileydi.

"Tuana'nın herkesin ortasında bir şey yapacak cesarete sahip olduğundan şüpheliyim. Korkutmaya çalışıyor olabilir." Arda'nın kurduğu cümleden sonra elimi sıkıntıyla alnıma çarptım. Ben üstüme düşeni yaparak haber vermiştim. Ciddiye alıp almamak onların bileceği işti.

Günün ikinci haberini vermek üzere bu sefer Evren'e döndüm. "Bir şey daha var. Bizi gözetleyen sarışın bir çocuk vardı, hatırlıyor musun?"

"Hatırlıyorum."

"Onu bahçede yine bizi gözetlerken gördüm."

"Ne?" diye yükselerek beklemediğim bir tepki verdi. Az önceki rahat duruşunu tamamen yitirerek yerini korumacı bir ifadeye bıraktı. Bu söylediğime Tuana ile ilgili söylediğimden çok daha fazla endişelenmiş gibi gözüküyordu.

Arda, omuzlarımdan tutarak beni kendisine çevirdi ve göz teması kurmamızı sağladı. "Bir şey yaptı mı?"

Başımı olumsuz anlamda iki yana salladım. "Önceki seferde olduğu gibi sadece izledi."

Evren, derin bir nefes aldıktan sonra yumruklarını sıktı. Keskin bakışlarıyla etraftaki insanları incelerken bir yandan da belli belirsiz duyabildiğim küfürleri sıralıyordu. "Bir bu eksikti."

"Ne yapacağız?"

"Yalnız başınıza davet salonundan ayrılmayın." Gözleri Arda ve ben arasında gidip gelirken kaşlarını çattı. "Beste nerede?"

"Bilmiyorum. Geldiğimizden beri epey meşguldü," dedi Arda.

Evren, paniklediğini saklamaya çalışarak "Ben Beste'yi bulmaya gideceğim," dedi. Saklamaya çalışsa da paniklediğini anlayabiliyordum ve bu yüzden onu tek başına gönderip göndermemekle ilgili bazı endişelerim vardı.

"Seninle geleyim mi?"

"Gerek yok." Yanımızdan ayrılmadan önce bir kez daha bize döndü. "Tekrar söylüyorum davet salonundan ayrılacaksanız yanınıza birisini alın."

Evren yanımızdan ayrılıp beni ve Arda'yı yalnız bıraktığında sakinliğimi korumakta gerçekten de zorlanıyordum. Evren'in bu alarm durumu iyice paniklememe sebep olmuştu. Endişeden zar zor yutkunurken kalabalığın arasında kaybolan Evren'i izledim. Arda, kısa süren sessizliğinin ardından bir kez daha gözlerimizi buluşturdu.

"Endişelenme," dedi.

"Evren'in bu tepkisine kadar pek endişelenmiyordum."

"Bir sorun olacağını sanmıyorum. Topluluğun içindeyken o çocuk bize bir şey yapamaz."

Ellerimi başımın iki tarafına bastırdım. Ne düşünmem gerektiğini bilmiyordum. Her şey bir yana stresten kulağım bile ağrımaya başlamıştı. Arda, nazikçe başıma bastırdığım ellerimi ayırdı.

Atlanta'nın Kalbi | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin