10. Bölüm

360 52 136
                                    

10. BÖLÜM

Melisa'nın bakış açısından

***

"Bundan sonra gizli kimlikle çıkacağımız hiçbir göreve onay vermeyeceğim." Beste, yatakta oturmuş son göreve dahil olamamaktan yakınırken bütün dikkatimle onu dinliyordum. "İlk göreve doğru düzgün dahil olamadım bile."

"Bundan başka olacağını sanmıyorum. İlk görevi sorunsuzca sonuca kavuşturduğumuz için sevinmeliyiz," diye karşılık verdim. Beste, yatakta dönüp dururken aklında başka bir şeyler olduğuna adım kadar emindim. Asıl konuya gelmek için odaya geldiğimizden beri çabalıyordu. Oturduğu yerden kalkıp şüpheli bakışlarını bir saniye olsun üzerimden ayırmadan hemen karşıma oturdu.

"Sence de artık bana anlatman gereken bir şeyler yok mu?" Ses tonu biraz tehditkâr ama kötü niyetli değildi.

Nihayet konuya geldiği için memnuniyetle doğruldum. "Ne gibi?"

"Haftalardır Arda'dan bahsetmeni bekliyorum. Ne zaman açılacaksın?"

"Ne?" Şok içinde oturduğum yerden kalktım. "Bu nereden çıktı? Yok öyle bir şey."

Beste, bana bakarak gülmeye başladığında utançtan neredeyse kıpkırmızı olacaktım. Yerin dibine girip bu konuşmadan kurtulmak istiyordum. "Nereden mi çıktı?" diye dalga geçti. "Kendini açarsan yemin ederim ki hepimiz kurtulacağız!"

"Kimse kimseye açılmıyor! Sen yanlış anlamışsın."

İnkâr etmeye devam ettim. Şu an Arda ile yakınlaşmaya çalışmak gibi bir hataya düşersem elime yüzüme bulaştırırdım. Beni arkadaşı olarak gördüğünü zaten gayet net bir şekilde dile getirmişti.

"Yanlış anladım öyle mi? İkiniz de bir şeyler olduğunu o kadar belli ediyorsunuz ki yanlış anlamış olmamın imkanı yok."

"Hayır, belli etmiyorum!" Ellerimle yüzümü kapattığımda aslında ne kadar belli ettiğim gerçeği ile yüzleşmek zorunda kaldım. Evet, gerçekten de belli ediyordum. "Tamam, belki belli ediyorum ama Arda konusunda yanılıyorsun. Bana çoktan arkadaş olduğumuzu söyledi. Bu olacak iş değil."

Bunları kendime zor itiraf ediyorken bir de Beste'ye anlatıyordum. Bunları dile getirmek bile benim için çok tuhaftı. Daha ne hissettiğimden emin değildim.

"Arkadaş olduğunuzu mu söyledi?" diye sordu kaşlarını kaldırarak. Başımla onayladım. "Durduk yere?" diye devam etti sanki bir şeyi kanıtlıyormuş gibi.

"Hem Arda ve ben ne alaka?"

Beste, gülerek bana döndü. "Öyle mi? O zaman siz iki arkadaş takılmaya devam edin."

Bakışlarımı Beste'den kaçırdım. Beste bile benimle dalga geçiyorsa bir yerde yanlış yapıyor olmalıydım. Beste fark ettiyse Arda da fark etmiş olabilir miydi? Belki de bunu hissettiği için arkadaş demiş olabilirdi. Aklım öylesine karışıktı ki duygularımın kontrolünü kaybediyordum. Vücudumu saran duygu karmaşasındaki bazı duyguların bana ait olmadığını bile zar zor anladım. Bazı duyguların bana ait olmadığının farkındalığıyla başımı kaldırdım. Şu an Evren'in bazı duygularını hissediyordum.

Evren iyi hissetmiyordu.

Farkındalıkla duraksadım. Neler oluyordu?

"Ben." Bir şeyler geveleyerek ayağa kalktım. Hissettiğim endişe yüzünden kendimi nasıl açıklayacağımı bilemiyordum. "Evren'in yanına gitmem gerekiyor."

Atlanta'nın Kalbi | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin