4. BÖLÜM
Melisa'nın bakış açısından
Gözlerimi açtığımda bütün lavabo kan içindeydi. Kan öksürüyordum.
***
Başıma saplanan keskin acı yüzünden gözlerimi kapattım. Kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Bütün vücudum titriyordu.
Görüşüm yavaş yavaş açılmaya başladığında aynada kendime baktım. Bembeyazdım. Ağzım kan içindeydi. Burayı temizlemem gerekiyordu. Elimdeki kana bakıp gözlerimi aynadaki yansımama diktim. Normal giden bir şey yoktu ki bu da normal olsun.
Sağlık şakaya gelmezdi ama bunu görmezden gelmek zorundaydım. Kimseye söyleyemezdim.
Hele ki Evren'e asla. Hala önceki hayatını hatırladığına dair şüphelerim vardı. Hiç açık vermiyordu. Ona güvenemezdim.
Nefes alışım yine düzensizleşmeye başlayınca lavaboya eğilip histerik bir şekilde gülmeye başladım. Gülüyordum çünkü kalbimdeki boşluğun sebebini anlamıştım.
Eter.
Eter hissetmiyordum. Sahip olduğum Eter'in yokluğunu şu an fark etmiştim. İki parmağımı birbirine sürtmeye başladım. İçimde kullanılabilir bir Eter yoktu. En ufak bir parça bile yoktu.
Sanki bedenimden söküp almışlardı. Öfkeyle aynaya baktım. Aynaya yumruk atmamak için kendimi zor tutuyordum. Sahip olduğum tek şey buydu... Onu da mı kaybetmiştim? Belki de yaşananlardan hiç ders çıkartmamıştım.
Çünkü başıma gelen her şeyin sebebi Eter isimli güçtü.
***
Mutfağa girip kendime su doldurdum. Damağımda kalan kan tadı yüzünden rahatsız olmuştum.
Kafamı arkaya doğru çevirdiğimde ocakta elinde tava ile bir şeyler pişiren Evren ile karşılaştım. O kadar dalgındım ki odaya girdiğimde onun burada olduğunu görmemiştim bile. Tavayı havaya kaldırdı. "Omlet yaptım ister misin?" Dedi.
Her ne olmuş olursa olsun o benim ikiz kardeşimdi. Önceki hayatımda düşman olsak bile onu "Diğer yarım" olarak görmekten hiç vazgeçmemiştim.
İstesem bile vazgeçemezdim ki. Telepatik bağ sayesinde aynı hislere sahiptik. Vazgeçmek öyle kolay değildi.
"Hayır, aç değilim." Dedim. Mutfaktaki masanın sandalyesine oturup başımı masaya yasladım. Başım çok ağrıyordu.
Önüme bir tabak koyulması ile tek gözümü açıp başımı kaldırdım ve masaya doğru baktım.
"Gerçekten yemek istemiyorum-" lafımı tamamlayamadan Evren konuştu. "Hayır, ye şunu. Ölü gibi gözüküyorsun."
"Ölü gibi gözüküyorsun." bu dediğine güldüm. Ölü gibi gözüküyordum çünkü ölüydüm...
Ben cevap vermeyince karşıma oturdu. "Neyin var senin?" Duraksadı. "Birisi mi bir şey mi yaptı?" Dedi.
Son cümleyi söylerken ifadesinin sertleşmesine şahit oldum. Böyle bir yaklaşım beklemediğim için şaşkınca bakakaldım. "Kimse bir şey yapmadı?" Diyebildim.
"O zaman sorun ne?" Dedi. Oturduğu yerden kalktı.
Sinirlendiğini hissediyordum. İkiz hisleri...
"Rüya kontrolü yaparken kendimi çok zorladım, önemli bir şey yok." Diye aklıma gelen ilk yalanı uydurdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Atlanta'nın Kalbi | Tamamlandı
Fantasyİlk hayatlarında düşman olan ikiz kardeşlerin hikayesi. Melisa Karahan; bütün hayatını hatalar üzerine kurmuş olan hikayenin kötü karakteriydi. Kaderine boyun eğmiş ve kendisini karanlık tarafa teslim etmişti. Böyle bir yaşam sürmesinin bazı bedelle...