12. Bölüm

316 47 62
                                    

12. BÖLÜM

Evren'in bakış açısından

***

"Özür dilerim. Gerçekten ne düşündüğümü bilmiyordum." Abime ve olayı duyar duymaz yanımıza gelen babama durumu açıklamak için elimden geleni yapıyordum ancak durumu daha kendime bile açıklayamıyordum.

"Bir prosedürümüz olduğunu biliyorsun Evren. Bu yaptığın büyük oranda ters tepme ihtimali var. Zehra için gelen onca insanın önünde infaz etmek mantıklı bir hamle değildi." Babam, tane tane neler olduğunu açıklarken ben zaten bütün bunları biliyordum. Her şeyin bir yöntemi vardı.

Bu insanların yönetimden nefret ederek karanlık tarafa geçme ihtimali vardı. Daha önce yaşandığı için bu duruma karşı her zaman dikkatli olmamız gerekiyordu. Kendi ellerimle birilerini Rezef'e göndermiş olabilirdim.

"Özür dilerim," diye mırıldandım. "İçine Selenit koyduğumu unutmuştum."

"Buradaki asıl sorunu anlamadığını düşünüyorum." Babamın kurduğu cümleden sonra ne demek istediğini anlamak için ona döndüm. "Zehra daha önceden hapis yatmış bir kız. Abileri onun masum olmadığını bile bile böyle bir tutum sergiledi."

Stres içinde elimi alnıma bastırdım. Kafayı yiyecektim. Böyle bir hatayı nasıl yapardım? Gözümün önündeki gerçeği bile görememiştim. Derin bir nefes alarak oturduğum yerden kalktım. "Ben... Ben Melisa'nın yanına gideceğim," diye mırıldanarak ikisini ardımda bıraktım.

Zaten hastanenin içinde olduğumuz için yanlarına varmam birkaç dakikadan uzun sürmedi. Melisa'yı tam da görmeyi beklediğim yerde, Arda'nın odasında otururken buldum. Sessizce içeriye girdiğimde başını telefonundan kaldırıp bana baktı. "Hoş geldin," dedi.

"Hoş buldum," diyerek karşılık verdim. "Beste nerede?"

"Kahve almaya gitti. Birazdan döner."

Durgunluğumu fark edip hemen telefonu yanındaki masaya bıraktı. "Sorun ne?" diye sordu. Kendimi bulduğum ilk koltuğa attım. Sırtım sert bir şekilde koltukla buluştuğunda gözlerimi sıkıca kapattım. "Zehra'nın abileri hakkında ne biliyorsun?"

Kısa bir süre cevap vermeden sadece düşündü. Elini çenesine yasladıktan sonra bakışlarını bana çevirdi. "Diğer tarafta onları görmüştüm. Garip tiplerdi." Diğer taraf derken takındığı yüz ifadesi Pangea'dan bahsettiğini anlamama yardımcı oluyordu.

Teyit etmek için "Rezef için mi çalışıyorlar?" diye sordum.

"Şu an ne durumdalar bilmiyorum ama önceki sefer öylelerdi."

Düşünceli bir şekilde öne eğildim ve çenemin altında birleştirdiğim ellerimi sıkıca yumruk yaptım. Bu iş başıma bela açacaktı. Hatta sadece benim değil, hepimizin başına bela açabilirdi. Melisa, kısa süren sessizliğin ardından yavaşça "Ne oldu?" diye sordu.

"Zehra'yı öldürdüm."

"Bu iyi bir şey."

"Abilerinin önünde."

"Tamam, bu iyi bir şey değil."

Biraz paniklediğini hareketlerinden anlayabiliyordum. Tam başımda dikildi ve yüzüme öylece baktı. "Endişelenme. Yapman gerekeni yaptığına eminim," dedi.

"Çocukları sadece keyfi için öldürdüğünü söyledi. Kim neden böyle bir şey yapar?"

"O kızın aklıyla zoru var," diye bir şeyler saçmaladığında tebessüm ederek karşılık verdim. "Evet, sanırım haklısın."

Atlanta'nın Kalbi | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin