Final
İlk dördün'
31. BÖLÜMMelisa'nın bakış açısından
Tuana'nın bakışları farklıydı. Yüzündeki ifade hastalıklı gibiydi. Bu durum beni içten içe ürkütse bile duruşumu hiç bozmamıştım.
Delicesine atan kalbimi görmezden geldim. Heyecan beni dinç tutuyordu. Tuana'nın konuşmaya niyeti olmadığını fark ettiğimde ben söze girdim.
"Seninle her barışmayı reddettiğimde böyle sinirden deliye mi döneceksin?"
Amacım psikolojik üstünlük kurmaktı. Şu an yaşananları doğru yönetirsem Tuana'yı okuldan attırabilirdim. Doğrudan atılmazsa bu kız asla gitmezdi. Yüzsüz gibi geri gelirdi. Zaten geri gelmişti.
Sadece bana bakıp küçümseyici bir şekilde gülümsedi. "Hayatımı mahvettin." Dedi ve sinirle önündeki tezgâha vurdu.
"Ben hiçbir şey yapmadım. Her şeyi sen kendine yaptın." Sinirlenmiştim çünkü sürekli aynı tartışmayı yapmaktan bıkmıştım. Rezef'in casusu olmayı Tuana seçmişti. Bu nasıl benim suçum olabilirdi?
"Senin yüzünden hiç arkadaşım kalmadı." Dedi ve bakışları daha da sertleşti.
Üzerime doğru bir adım attı. Olduğum yerde durup bana yaklaşmasına izin verdim. Ondan korktuğumu düşünmesini istemiyordum.
"Böyle davranmaya devam ettiğin sürece de arkadaşın olacağını düşünmüyorum." Dedim. Sesimdeki o iğneleyici tonu engelleyemiyordum. İrademin dışında ortaya çıkıyordu.
"Hepsi senin suçun."
"Gerçekten bir arkadaşın olmasını mı istiyorsun?"
Gerçekten sinirliydim ve ne yaptığımın farkında değildim. Hiddetle masadaki bardağı işaret ettim. "İnsanların içeceklerine yabancı maddeler katmayı bırakmalısın." Dedim.
Bu söylediğimi duymazdan gelerek saatine baktı. İç çekerek başını yana eğdi. "15 dakika dolmak üzere." Kendi kendine konuşuyordu ama benim duymamı da istiyor gibiydi.
Saatinden bakışlarını kaldırdı. Yüzünde büyük bir gülümseme vardı. İfadesindeki değişimi gördüğümde ister istemez neler olduğunu sorgulamıştım.
"Bana verdiğin içeceği içmedim Tuana." Dedim.
Tedirgin olmuştum ama içeceği içmemiştim ki? Ne sorun olabilirdi?
"İçeceği içmeyeceğini zaten biliyordum." Dedi. Dudakları hafifçe kenara kıvrıldı. "Hiçbir zaman aptal olduğunu düşünmedim."
Bir an donup kaldım. Kaçırdığım bir şey mi olmuştu? Farkında olmadan Tuana'nın işine yarayacak bir şey mi yapmıştım?
Tuana'nın zafer dolu bakışları hiç hoşuma gitmemişti. Son 15 dakika içinde yaşanan her şeyi düşünmeye çalıştım. Bir sonuç bulmaya çalıştım.
Tekrar kolundaki saate baktı. Başını dikleştirip gözlerini bana dikti. "Zaman doldu." Dedi keyifle.
Neler olduğunu anlamıyordum. Belki de birisini çağırıyordu.
Kolumdaki saat aklıma geldi. Arkasındaki acil durum düğmesine basıp 2. Seviye yardım sinyali gönderdim.
2. Seviye yapmıştım çünkü 3. Seviye kadar acil bir durum muydu emin olamamıştım. 3. Seviye, ölüm kalım meselesi demekti. Bu sadece Tuana'nın kafayı sıyırması da olabilirdi. Boş yere fazla panik yaratmaya gerek yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Atlanta'nın Kalbi | Tamamlandı
Fantasíaİlk hayatlarında düşman olan ikiz kardeşlerin hikayesi. Melisa Karahan; bütün hayatını hatalar üzerine kurmuş olan hikayenin kötü karakteriydi. Kaderine boyun eğmiş ve kendisini karanlık tarafa teslim etmişti. Böyle bir yaşam sürmesinin bazı bedelle...