14. Bölüm

262 45 41
                                    

14. BÖLÜM

Uyarı: Bölümde kan ve şiddet sahneleri olacaktır.

Evren'in bakış açısından

İkinci tesis, ilk geldiğim tesisin tamamen aynısıydı. Bina yapısı, odaların yerleri. Her şeyi aynıydı. Sadece içindeki insanlar farklıydı.

Öğrendiğim kadarıyla burası "Ek tesis." olarak geçiyordu. İlk tesis yeterli gelmediği durumlarda kullanılıyordu.

Fatih'i de benim yanıma yollamışlardı. Henüz gelmemişti ama yolda olduğunu duymuştum. Bu çocuktan kurtulamıyordum.

Melisa ile birlikte 3 kişi daha getirmişlerdi. Herkesin keyfi oldukça yerinde gözüküyordu. Sayıyı tamamladıkları için mutluydular. Her şey az çok belliydi. Güvenlerini kazandığım için beni de bilgilendiriyorlardı. Güvenlerini kazanmam oldukça zaman almış olsa bile başarmıştım.

Artık gizli gizli dinlememe gerek kalmamıştı. Her şeyi anlatıyorlardı.

Teslimata yarın akşam 6'da diğer tesisten başlayacaklardı. Daha sonra ise buraya gelip tamamlayacaklardı. Doruk abi ile konuşmuştum. Bu akşam okula dönüp düzgün bir plan yapmamızı istemişti.

Odalardan birisine girdim. Melisa kafeslerden birisinde yerde oturuyordu. "Nasılsın?" Dedim önüne doğru eğilip.

"Harikayım, gördüğün üzere." Dedi şakaya vurarak.

"Doruk abi ile konuştum. Yarın bitiriyoruz işi." Dedim.

"Nihayet, çok bile uzadı bu iş." Dedi. Biraz gergin ve sinirli gözüküyordu.

"Birden neden bu kadar gerildin sen?" Diye sordum. Buraya ilk geldiğinde hiç böyle değildi.

"Açım. Aç!" Dedi öne doğru eğilip. "Bana sadece bayat bir ekmek ve tuzsuz mercimek çorbası verdiler."

Kendisini geriye doğru yasladı. "Ben bu muameleyi hiç hak etmedim." Dedi karnını tutarak.

Dayanamayıp güldüm. "Ben sana taze ekmek getiririm." Dedim.

"Komik mi? Sen yiyorsun tabi güzel yemekleri." Dediğinde daha çok gülmeye başladım. O kadar gerginliğin üzerine gülmek iyi gelmişti. Bir dakika için nerede olduğumuzu unutmuştum.

"Aman neyse, sen çık buradan dikkat çekeceğiz." Diye kovdu beni.

Melisa'nın gözlerini büyü ile mavi yapmışlardı. Cam gibi mavi gözlerini inadına üzerime dikiyordu. Bunu ürkütücü buluyordum. "Bil bakalım ne oldu, beni bu ve yandaki odanın gardiyanı olarak verdiler." Dedim.

Ağzı şaşkınlıkla açıldı, "Şaka yapıyorsun, şans bizim yanımızda." Dedi.

"Ne demezsin. Çok şanslıyızdır." Dedim kinayeli bir şekilde.

Dışarıdan adımın seslendiğini duyunca kapıya doğru döndüm. Melisa, aniden role girip kendisini geriye attı ve ağlamaya başladı. Bu hızlı ruh hali değişimini beklemediğim için bariz bir şaşkınlıkla karşımdaki sahneyi izledim.

Melisa'ya "Şunu yapmayı keser misin? Bu çok ürkütücü." Dedim.

"Beni kaçırdınız ve ürkütücü olduğumu mu söylüyorsunuz?" Diye bağırdı. Bir yandan da hıçkırarak ağlıyordu.

Dışarıdan gelen sesler arttığında başımı iki yana salladım ve Melisa'yı arkamda bırakıp kapıdan çıktım. Fatih gelmişti. Etrafta "İlker nerede?" diye dolaşıyordu. Buradaki kimse daha beni tanımıyordu ki, neden millete soruyordu? Herkesten çok Fatih'in ne tepki vereceğini merak ediyordum. O çocuk fena halde sinirlerimi bozuyordu.

Atlanta'nın Kalbi | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin