Gözlerimi derin bir uykudan açtığımda odamın zifiri karanlığa gömülü olduğunu fark ettim. Saatlerce hareket etmeden yatmış olmalıyım ki sağ kolum uyuşmuştu. İçeride boğucu bir hava vardı ve terden sırılsıklamdım. Doğrulmaya çalıştım ama sanki uyumamışımda üstümden kamyon geçmiş gibi tüm vücudum ağrıyordu. Şakaklarım çatlayacak kadar zonkluyordu. Yapış yapış, pis ve hasta hissediyordum.
"Uyandırmaya çalıştım ama uyanmadı" kardeşim mutfakta olmalıydı ki sesi uzaktan geliyordu.
"Tamam bir de ben bakayım" dediğini duydum babamın. Odamın önünde olmalıydı ki ses çok yakından gelmişti. Sonra kapı hafifçe aralandı ve salonun ışığı aralıktan odama yayıldı. Babam sessiz adımlarla odama giriyordu ki yatağın ortasında oturan beni gördü.
"Uyanmışsın. Elini yüzünü yıka ve gel. Yemek vakti." Dedi heyecanlı bir sesle. Ona sadece kısık gözlerle baktım. Gözlerim ağladığımdan hassaslardı ve loş ışığa alışamadığım için yanıyordu.
Ben cevap vermeyince yüzünün endişeyle düşmesini izledim. Ona bir şeyler söylemek istiyordum ama boğazım, ağzım o kadar kuruydu ki ses çıkmıyordu. Babam yanıma gelerek yatağa oturdu ve elini alnıma bastırdı.
"Yanıyorsun kızım. Hazırlan doktora gidelim" deyip yatağımdan kalkıyordu ki kolundan tuttum.
"Hayır" dedim zorlanarak "Gitmek istemiyorum" hatta odamdan da çıkmak istemiyordum. Öylece var olmamayı umuyordum. "Ev de bir hafta dinlensem bir şeyim kalmaz. Zaten yaz tatilline girmemize çok az kaldı. Hem tüm sınavları da olduk." dedim çatallı sesimle.
Babam hala endişeyle beni izlese de gözleri kısılmış dediklerimi düşünüyordu. En sonunda pes ederek "Peki öyleyse ben okulunu arar konuşurum. Sen şimdi kalkıp ılık bir duş al ve sofraya gel. Ben ilaç alıp geleceğim." Sadece uyumak istediğimi söyleyecektim ama babam anlamış olacak ki kafasını iki yana salladı. "İtiraz kabul etmiyorum. Yemek yemezsen iyileşemezsin." Dedi ve kapıya doğru yürüdü. Bir yandan da Hye rim'e bitki çayı yapmasını da söylüyordu. Ellerimle yüzümü kapatarak ovaladım. İçimden çığlık atmak geliyordu. Canım hiç istemese de yataktan zorlanarak kalktım. İyiyim dedim kendimi teselli ederek. İyiyim.
Ev de yalnızdım. Babam derslerini veriyordu. Kardeşim de okulundaydı. Ben ise boş TV şovlarını biraz izlemiş ve sıkılarak kapatmıştım. Biraz kitap okumaya karar vermiş ama odaklanamamıştım. Uyumak istiyordum ama bedenim dinçti. Ne kadar zorlarsam zorlayayım uykuya dalamıyordum. Sıkılıyordum. Son beş günde olduğu gibi. Dışarıya çıkacak enerjim yoktu dahası kapıya ne zaman baksam sanki örümcek ağlarıyla sarmalanmış gibi görüyor ve iğreniyordum. Kendimi küçük fanusuma kapatarak güvende olduğumu hissediyordum ama düşüncelerimden hislerimden kaçamıyordum. Bedenim özgür ama ruhum gün ışığı görmeyen bir kafesin içindeydi. Derin bir nefes alarak bir şeyler atıştırmak için buzdolabının kapağını açtım ama o anda zil çalarak beni yerimden sıçrattı.
Babamın bir şey unutmuş olabileceğini düşünerek kim olduğunu sormadan kapıyı açtım ve şaşkınlıkla donakaldım. Ne yapacağımı bilmiyordum. Onları görmek istemiyordum hatta kendi zihnimden ve onların zihninden her şeyi silmek istiyordum ama tüm bunlar için geçti. İki arkadaşım bana biraz merakla ve endişeyle bakıyorlardı. Ji Yeon'un ela gözleri bedenimi süzüyor, çekimser bir ifadeyle gözlerini benden kaçırıyordu. Beak Hwan ise sürekli gözlüğünü düzeltiyor ve ne diyeceğini bilmiyormuş gibi ağzı bir açılıp bir kapanıyordu.
En sonunda "Sınavlarının değerlendirmesini getirdim. Bayan Choi bunu sana iletmemi istedi" dedi beak hwan boğazını temizlerken. Anlaşılan öğrenmişlerdi ama yine de beni merak ettiklerinden evime kadar gelmişlerdi. Onlara en azından bir açıklama borçlu olduğumu biliyordum. Kapıdan kenara çekilerek içeri davet ettim. Şaşkınlıkları yüzlerinden okunuyordu ama davetimi reddetmediler. İçeri adım atıp ayakkabılarını çıkarırlarken arada bana da kaçamak bakışlar atmayı ihmal etmiyorlardı. Hiçbir tepki vermeden sadece bakmakla yetindim.
![](https://img.wattpad.com/cover/324357314-288-k863024.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Y KARAKTERİ
General Fiction'Her insan kendi hayatının başrolünde oynuyor' demiş bir yazar. İlk okuduğum da küçük zihnimi çok etkilemiş ve gözlerimin içi parlayarak ana karakter olmamın verdiği haklı gururla göğsümü gere gere dolanmıştım. Lakin işlerin hiçte böyle olmadığını z...