İLK GÖRÜŞTE

2.1K 87 3
                                    

         

   (Medya- Gül)    

                 Onbirinci bölüm

Ahu, Süreyya'yı yemeğe çağırmak için odaya girdiğinde kimseyi bulamayınca şaşırdı. Seslendi ama cevap alamadı. Yatağın üzerindeki kayıt cihazını görünce merakla oturup, yanındaki düğmeye bastı. Bir anda, kaset kendini sarmaya başlayınca korkup elinden bıraktı. Durunca, tekrar eline aldı, yanındaki düğmeye tekrar basınca bir hışırtı duydu önce, sonra...

Cihaz tık deyip durdu. Ahu, oturduğu yerde, duyduklarının dehşetiyle kalakalmıştı. Süreyya için bu kadar üzüleceği aklının ucundan bile geçmezdi. Kim bilir Süreyya bunları duyduğunda ne hale gelmişti? Kafasında cevapsız sorular uçuşmaya başladı. Böyle bir şeyi bir insan neden kaydederdi? Bu kaset Süreyya'nın eline nereden geçmişti? Süreyya şimdi neredeydi?

Telaşla yerinden kalktı, kayıt cihazını alıp eteğinin beline sıkıştırdı. Ardından koşarak aşağı indi. Abisini odanın kapısında yakalayıp, sessizce ama nefes nefese;

"Abi, Süreyya abla yok!" Dedi. Aslan şaşkınlıkla dönüp;

"Nasıl yok, odasındaydı... Yani odamızdaydı."

" Bilmiyorum, gittim baktım yok. Evde de göremedim."

Aslan kimseye çaktırmadan hızlıca yukarı çıktı. Telaşlanmıştı, ama bastırmaya çalışıyordu. Odaya girip hızlıca bakındıktan sonra, avluyu dolaşmak için ayrıldılar. Biraz sonra köşede, oda duvarının arkasında kalan kısımda, yerde cansız gibi yatan Süreyya'yı gördü.

Kafasından aşağıya bir kova buz dökülmüş gibi hissetti. Birkaç saniye kalakaldıktan sonra koşarak gitti yanına, yere çöküp başını kucağına koydu. Teni ateş gibi yanıyordu. Sağını solunu dikkatle yokladı. Sonra sesine hakim olmaya çalışarak Ahu'yu çağırdı.

Ahu koşarak gelip, onları o halde görünce çığlığını eliyle bastırdı. Aslan doğrulup tek hamlede Süreyya'yı kucakladı. Odaya doğru giderken;

"Ahu, cebimden telefonu al, Selim Bey' i ara çabuk!" Diye talimat verdi. Ahu titreyen elleriyle zar zor telefonu alıp doktoru aradı. Durumu kısaca açıklayıp acil çağırdı.

Aslan odaya girip hemen banyoya yöneldi.

"Ahu, havlu, gecelik hazırla hemen." Dedi ve Süreyya'yla birlikte soğuk suyun altına girdi. Suyun etkisiyle Süreyya bir anda irkilip, can havliyle Aslan'ın boynuna sarıldı. Titriyordu ama hala kendinde değildi. Sayıklıyordu.

"Lütfen, çok soğuk... lütfen... üşüyorum..."

"Tamam sakin ol, geçecek söz veriyorum. Senin iyiliğin için, biraz dayan." Aslan sakinleştirici bir sesle telkinlerde bulunuyordu. O hırçın, dik başlı kadın, kucağında büzülüp küçücük kalmıştı. Onu böyle savunmasız ve hasta görmek içini sızlatıyordu. Bir süre, birbirine çarpan dişlerin ve suyun sesine karışan sayıklamaların ardından, suyun altından çıktılar. Aslan, Süreyya'ya ayakta durması için yardım ederken, geceliğin tamamen şeffaflaştığını henüz fark etti. Hemen gözlerini kaçırıp;

"Ahu, havlu!" Diye seslendi. Gelen havluyu bakmamaya özen göstererek etrafına sardı.
Sonra omuzlarından sıkıca tutarak yatağa oturttu.

"Sen üzerini değiştir yatır, ben de üstümü değiştirip geliyorum." Dedi ve hızlıca dolaptan kıyafet alıp banyoya girdi. Çok korkmuştu. İçinde kabaran merhamet duygusuyla yüzü buruştu. Aralarındaki mesafeye rağmen onu böyle görmek içini acıtıyordu. Her şeyin en iyisini hak ediyordu Süreyya. Bir yandan da kendisini suçluyordu.

SÜREYYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin