ŞİFA MI YARA MI?

2K 80 15
                                    

      


                  On üçüncü bölüm

Aslan, odanın içinde bir o yana bir bu yana yürürken, bilmem kaçıncı kez Gül'ü arıyordu. Ama her seferinde telefon meşgul'e düşüyordu.

Kimseye anlatamıyordu derdini. Ne Süreyya müsade ediyordu açıklamasına, ne de Gül halinden anlıyordu. Artık her gün tartışır olmuşlardı. Sanki kendi derdi yetmiyormuş gibi şimdi bir de Süreyya hanım'ın meçhul aşkı çıkmıştı başına.

Telefon elinde kısaca titreyince, gelen mesajı açıp okudu. Okurken kaşları giderek daha çok çatılıyordu. Yüzü kaskatı kesildi. Mesaj Gül'dendi.

Gönderen: Gül'üm

Daha fazla bu saçmalıkla uğraşamam. Aramızdaki her şey bitti. Bir daha beni arama.

Aslan mesajı tekrar tekrar okudu. Okudukça göğsü hızla inip kalkmaya başladı. Bir anda canı yanıyormuş gibi böğürerek elindeki  telefonu duvara fırlatıp paramparça etti.

                                  ***

Süreyya kapıyı çalmak için elini kaldırmıştı ki, içeriden gelen gürültüyle yerinden sıçradı. Bir şeylerin kırılıp devrildiğini duyunca, nezaketi bir kenara bırakıp kapıyı açtı ve içeriye daldı.

Aslan kendini kaybetmiş bir şekilde etrafa saldırıyordu. Süreyya ne yapacağını bilemedi önce, sonra ellerinden kanların sızdığını görünce, seslendi. İlk defa, sadece adını;

"Aslan!!"

Aslan duymuyordu sanki. Hatta geldiğinin farkında bile olmayabilirdi. Süreyya düşünmeden içinden geçeni yaptı ve koşup beline sımsıkı sarıldı.

"Dur... lütfen dur yapma!"

Sıkıca yumduğu gözlerini açmaktan delicesine korkuyordu. Kalbinin sesini duyabiliyordu. Öyle hızlı çarpıyordu ki, öfkesinin nasıl kontrolden çıktığını hissedebiliyordu. Sadece yaptığının işe yaradığını anlayabiliyordu çünkü Aslan durmuştu.

Bir süre öylece kaldırlar. Aslan sarılışına karşılık vermemiş, ama itmemişti de. Süreyya gözlerini açıp yavaşça yukarıya, yüzüne baktı. İfadesizce gözünü bir noktaya dikmiş duruyordu. Kollarını yavaşça çözüp, biraz uzaklaştı.

"İyi misin? Yardım edebileceğim bir şey var mı?"

Cevap alamayınca bakışları kanayan ellerine kaydı.

"Off ellerin fena olmuş, temizlemek lazım mikrop kapacaksın."

Hemen devrilen sandayeyi düzeltip, Aslan'ı oturttu. Hızlıca mutfağa inip, temizlemek için batikon, gazlı bez alıp tekrar yukarı, yanına çıktı. Bıraktığı gibi duruyordu.

Önünde dizlerinin üzerine çöküp parmaklarını temizlemeye başladı. Parçalanmış eklemlerine bakmak bile içini acıtıyordu. Yarasını acısını almak ister gibi, şefkatle siliyordu kanları. Böyle hissetmemesi gerektiğini biliyordu ama kendisine engel olamıyordu.

Aslan, sessizliğin ortasında bir anda konuşunca hafifçe yerinde sıçradı.

" Bu kadar kolay mı? İnsan sevdiğinden bu kadar kolay vazgeçer mi?"

Kendi kendine konuşuyor gibiydi.

"Ben neden vazgeçmedim? Hiç mi sevmedi?"

Süreyya, anladığı şeyin doğru olup olmadığını idrak etmeye çalışıyordu. Ayrılmışlar mıydı? Ondan mı öyle kızgındı Süreyya'ya? Sebep mi olmuştu?

SÜREYYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin