38

4.7K 266 307
                                    

SEEE
LAAAAM
LAAAAAAR

NASILSINIZ GÜLLERİM GÜLİSTANLARIM?

VAR MI BİR SIKINTINIZ?

İNŞALLAH YOKTUR.

BUYURUN YENİ BÖLÜMÜMÜZ!

KEYİFLİ OKUMALARRR!
____________________________

"Eee nasıl geçti gününüz?"

Anne ve baba hariç tüm ev halkı çardakta oturmuş çay içiyorlardı. Bir de Taha yoktu aralarında. Meryem babasıyla konuştuktan sonra içeri geçmiş, Taha biraz daha işi olduğunu söyleyerek, Meryem'e önden gitmesini söylemişti.

"Yani..." Ahmet'le Kutay dönüp Akif'e baktılar. Bilerek aynı anda bakmışlardı. Neden Akif'e baktıklarını dört kişi dışında kimse bilmiyordu. Aynı zamanda bu bakışın anlamını da...

"Hayırdır neden Akif'i çapraz dikize aldınız?" Taha hızlı adımlarla yanlarına ulaştı. Aslında Meryem'in yanına oturmayı istemişti ama kızlar bir tarafa erkekler bir tarafa oturmuşlardı. Tek birleşen kısım da Ahmet'le Süheyla'nın olduğu kısımdı.

"Püüüüüü!" Diye geçirdi içinden. İnsan biraz düşünceli olurdu yahu!

"Hiiiç!" İkili yine aynı anda cevap vermişlerdi. Taha neden baktıklarını o zaman anladı. "Heeee! Siz sabahki olay yüzünde-" Taha aniden kapanan ağzı ile susmak zorunda kaldı. Bu koca elin kime ait olduğunu düşünmeye gerek yoktu herhalde! Bu gün ikinci oluyordu bu! Kıracaktı o eli de insan içindeydiler işte.

"Bir kelime daha etme. Sus. Konuşursan inanırım Taha." Aşk dolu gözlerle baktı Akif. Taha hiç umursamadı bu yalakalığı. Aslında söylemeyi düşünmüyordu. Söylüyormuş gibi yapıp işi kıvıracaktı. Tabi Akif ağzını kapatmasaydı. Şimdi gıcık olmuştu. Anlatası gelmişti birden.

Taha Akif'in elini indirmesi için sakince gözlerini açıp kapattı. İnansındı bakalım. Akif kendisine güvenerek sakince çekti elini.

"Noliyi yengecuğum?" Taha sahte bir gülümsemeyle baktı Akif'e. Ardından Filiz'e dönerek ciddi bir tavırla anlatmaya başladı. "Bir şey yok yenge ya." Akif şu cümleye kadar sakindi. "Akif sabah pantolon deni-" Akif hızlıca Taha'nın ağzını tekrar kapatmaya çalıştı. Taha başını ileri doğru uzattı. "İşte pantolon deniyordu sonra pantolon küçü-" Akif bir hışımla kalktı yerinden. "Lan sus!" Taha biraz daha kendini iterek Kutay'ın üzerine doğru çıktı. "İşte sonra-" Akif hala ağzını kapatmak için çırpınıyordu. Taha şansını zorlayıp biraz daha ileri kaydı.

"Ayyy!"

Herkes atılan ufak yollu çığlıkla olduğu yerde ve pozisyonda kaldı. Ne olduğunu anlamak için başlarını sesin yönüne doğru çevirdiler.

"Elin yanacak!"

Taha Kutay'ı, Kutay Ahmet'i, Ahmet de Süheyla'yı ittirmişti. Süheyla omuzuna çarpan omuzla sarsılmış, elindeki çay salıncak gibi sallanmıştı. Ahmet çay Süheyla'nın üzerine dökülmesin diye Süheyla'nın ucundan tuttuğu bardağı gövdesinden tamamen kavramış, sallandığından dolayı düşen birkaç damla çayı da diğer elini siper ederek tutmuştu.

"Yok, yanmaz. Sen bırak istersen." Yalan söylüyordu. Çay yeni koyulmuştu ve dışarı aktığı için derisine temas etmişti. Evet, eli yanıyordu. Yine de Süheyla paniklemesin diye sesini çıkarmadı. "Yok, yok. Sen koş elini yıka, bırak bardağı." Biri üstten biri gövdesinden ikisi de bardağı tutuyordu.

ER BAHTI ~yarı texting~ (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin