~FİNAL~

2.8K 131 598
                                    

Sana güveniyorum.

Kutay parmaklarını saran sıcaklığa inanamayarak baktı. Vücudundaki elektrik tüm düşüncelerini darmadağın etti. Sanki bir anda bir şimşek çaktı ve Kutay için zaman, mekan kavramı yok oldu.

Az önce bekleyebilirim mi demişti kendisi? Sözünü geri alıyordu. Deniz böyle yaklaşırsa nasıl bekleyebilirdi ki?

Bu temasın Deniz için ne ifade ettiğini merak etti. Önemliydi, hem de çok önemliydi ama tam olarak ne anlamdaydı? Kutay'ın duygularını kabul etmiş miydi yani?

Deniz'in elleri Kutay'ın ellerini biraz daha kavradığında Kutay çaresizce içindeki heyecanı tutmaya çalıştı. Deniz'in ellerini kendisi kavramak, tereddütle titreyen parmaklarını öpmek istedi. En çok da teşekkür etmek istedi.

Deniz için sevmek; güvenmek demekti ve Deniz Kutay'a güveniyordu.

"Kutay?!"

Kutay kocaman açılmış harelerini Deniz'in şaşkın bakışlarıyla buluşturdu.

"Hı?"

Deniz Kutay'ın bu tepkisine ansızın dudaklarından kaçan bir kıkırtıyla karşılık verdi. "Dinliyor musun?" Dedi gülümsemesini sabit tutarken. "Efendim?" Kutay tam olarak neyi dinlemesi gerektiğini anlayamadı çünkü aklı başka yerde olduğundan Deniz'i duyamamıştı bile.

"Hiğ! Bir şey söylüyordun!"

Normalde bu utancından dolayı ensesine götüreceği elini şimdi kıpırdatmıyordu bile. En azından Deniz elini bırakana kadar kıpırdatmamıştı.

"Şansını kaybettin." Deniz hala gülümsese de Kutay'ın hiç gülümseyesi yoktu. Yine de Deniz'in gülümsemesi Kutay için hoş bir tuzak gibiydi. Gülümsememek için direndi. Ne demişti ki? Ne hakkındaydı?

"Ama... ama sen öyle yapınca-" Kutay sözünü bitiremeden başını yere doğru eğdi. Sanki hala ellerindeki sıcaklığı hissediyordu ve o sıcaklık içini sarıyordu. Cümlenin devamını getirirse yüzünün kızaracağını biliyordu. Bu yüzden başını eğmeyi tercih etti.

"Utandığımda tatlı olduğumu söylemiştin değil mi?" Kutay başını çok hafif kaldırıp alttan Deniz'e baktı. "Hı hı."

"Eminim senin kadar tatlı gözükmüyorumdur."

Deniz sözünü bitirdiği gibi ayağa kalktı ve kaçar adımlarla yürümeye başladı. Arkasından bir süre ses gelmedi. Neyseki Deniz merdivenlere ulaştığında Kutay da kendine gelmişti.

"Beni burada yalnız mı bırakacaksın?!" Deniz'in kıkırtıları yankılandı apartmanda.

"Beni de bekle!"

"..."

Meryem başındaki sersemliği atmaya çalışarak gözlerini açtı. Bir anlığına ne olduğunu anlamaya çalıştı.

Taha...
Kafası kadar yüzük...
Sırıtan bir tim...
Korku...
Heyecan...
Karartı...

"AYH!"

Meryem'in bir anda bastığı çığlıkla Taha olduğu yerde hoplayıverdi. Hatta tek Taha'nın değil, diğerlerinin de ödünü kopartmıştı.

"Hiğ! Meryem'im!"

Taha Meryem'e sıkı sıkı sarılarak bir sağa bir sola doğru sallandı. "Ama yani! Aile var kardeşim!" Taha gözlerini kısarak Ahmet'e baktı. Ahmet masumca sırıttı. "Yani hepimiz aileyiz. Ehe..." Diyerek elini havaya kaldırdı. Ardından kutlama yapıyormuşçasına yumruğunu salladı. "Ne mutlu bizeee!"

ER BAHTI ~yarı texting~ (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin