Başka bir evrende, en güzel halinle...
"Hadi! Hadi! Hadi!"
Meryem'in telaşla elini Sedef'in sırtına vurması, Sedef'i olduğundan daha da strese sokuyordu. Bu yüzden ani bir sinirle çıkışarak "vurma lan! Odaklanamıyorum!" Diye bağırdı. Meryem hızlıca elini çekerken Sedef de elindeki maymuncuğu biraz daha ittirdi kilidin içerisine.
Nasıl bir kilitti ki bu? Sabahtan beri uğraşıyordu ama en ufak bir gelişme bile yoktu. Bu aralar motorlara daha güvenlikli kilitler takıyorlardı. Muhtemelen bu yeni nesil bir kilitti. Hoş, şehirde olsalardı hiç açmayı bile denemezdi çünkü şehirlerde rakamlı kilit kullanıyorlardı. Şanslılardı ki bu tarz kasabalarda hâlâ anahtarlı kilit kullanan çoktu.
Click!
"Yeeesss!" Kilidin açılmasıyla havaya zıpladı Sedef. "Helal lan sana!" Diyerek boynuna atladı Meryem. Sedef'in açamayacağı kilit yoktu. Ona fazlasıyla güveniyordu.
"Çabuk atla! Kimse görmeden tüyelim buradan!" Meryem'in sözü bittiği gibi Sedef motorun arkasında yerini aldı. Ellerini Meryem'in beline koyarak iyice yerleşti. "Hazır mısın?" Diye sordu Meryem. "Her zaman!"
Kısa bir süre sonra bacakları arasında titremeye başlayan motor, ikisinin de vücuduna adrenalin dalgası göndermeyi başarmıştı. Zaten enerjileri yüksekti ama bu his... onlar için paha biçilmez bir şeydi.
Meryem etrafa şöyle bir göz attıktan sonra gazı çevirdi. Kulaklarına dolan ses içini gıcıklatıyordu. Hızlıca motoru kaldırarak ara sokaklardan uzaklaştı. Ana yola çıkmadan hemen önce duraksayarak Sedef'e baktı.
"Hazır mısın?" Dedi tekrardan. Bu sefer başka bir şey için soruyordu. Gülümsedi Sedef. "Her zaman ters kelepçe yemek istemiştim." Diyerek cevapladı. Ardından Meryem'in birkaç ara gazdan sonra ana yola çıkmasını izledi.
"Biraz daha baaaassss!" Meryem gözlerini hız göstergesine çevirdi. Yüz kırkın üzerine çıktığını gördüğünde yavaşça dudakları kıvrıldı. Bu akşam güzel bir uyku çekecekti.
"Anasını satayım! Mükemmel bir şey bu!"
Meryem uçuşmaması için topladığı saçlarını bir anlığına serbest bırakmak istedi ama bunu yapamazdı. Ellerini bıraktığı anda tahtalı köyü boylamış olurlardı. Ayrıca Sedef'in görüşünü de kapatmış olurdu. Zaten kaskları da yoktu. Bu riske değmezdi. Yine de sanki saçları salıkmış gibi hayal ediyordu.
Rüzgar yüzünü acıtmaya başladığında belindeki eller de epey bir sıkılaşmıştı. Sedef sanki elleriyle değil de tüm bedeniyle sarılıyordu Meryem'e. Tekrardan hız göstergesine kaydı gözleri.
İki yüz on.
Derin bir nefes almaya bile zamanı yoktu çünkü rüzgar adeta dövüyordu kendisini. Gözlerini açmakta zorlandığında anladı ki; motor kasksız sürülmezdi. En azından iki yüz basılmazdı.
Bir çığlık doldurdu kulaklarını. Sedef heyecanını daha fazla içinde tutamıyordu. Ona eşlik ederek Meryem de enerjili bir çığlık attı. Önlerinde zar zor farkettiği araçların yanından sıyrılarak geçti. Bir beyaz... bir kırmızı... bir siyah...
Bu işin tadı biraz kaçmaya başlamıştı.
Zevk almaktan daha çok dikkatli olması gerektiğine odaklanmıştı. Sedef muhtemelen zevkin doruklarındaydı ama Meryem öyle değildi. Tüm kontrol elindeydi ve en ufak hatası felaketle sonuçlanabilirdi. Bir anlığına motoru en başından almamaları gerektiğini düşündü. Yine de bu deneyime değerdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ER BAHTI ~yarı texting~ (DÜZENLENİYOR)
Acción053*: heeerrr erinnn bahtııınaaa 053*: bir güzel düüüşeeeerrrr 053*: ben de senin bahtına düşebilir miyim? ____________________ Kartal Timi'nin bahtına düşen düşüyor. Bakalım başta Taha olmak üzere bahtlarında ne varmış bu uşaklarun? Kap Doğus çayin...