29.Bölüm:Meskun Mahal

51 4 0
                                    

*Küfür içerir.

Toplantı odasında herkes ciddi bir şekilde Ahmet komutanı bekliyordu Alparslan arada sırada sıkıldığını belli eden sesler çıkarıyordu ve tükenmez kalemin çıt çıtıyla uğraşıyordu kapının açılmasıyla herkes yerinde dikleşti ve ayağa kalktı Ahmet komutanın otur komutuyla kalktıkları yerlerine tekrar oturdular. Bu sefer istihbaratı temsilen Deniz ve TEM'den iki polis de vardı onlar da yerlerine geçtiğinde Ahmet komutan boğazını temizleyip konuşmaya başladı "An itibariyle meskun mahal operasyonu başlamıştır operasyon hakkında detaylı bilgiyi Deniz ve polis arkadaşlar sizlere açıklayacak" dedi. Deniz başıyla komutanından izin aldı ve tahtanın yanına geçti eliyle tahtadaki yüzleri ve önemlerini  tek tek açıkladı herkes pür dikkat  operasyon detaylarını dinledi Deniz'in yerini TEM'dekiler aldığında onlar da bildikleri istihbaratları anlattı sözü tekrar Ahmet komutan aldığında görev dağılımı için time baktı herkesin yeri operasyonun ortaya çıktığı ilk zamanlar belliydi Ahmet komutan "Barbaros senin görevin ortamdaki dengeyi sağlamak ve istihbarat doğrulamak aynı zamanda yeni gelişmeler olduğunda bize haber vermek o yüzden garsonluk yapacaksın gerekli ekipmanları temin et" Ahu'ya dönüp "Ahu sen Alparslan'la oraya müşteri olarak gelecek çiftsiniz Deniz'in açıkladığı isimlere yakın olacaksınız" Ahu ve Alparslan  birbirlerine bakıp onaylar anlamda kafalarını salladılar. Ahmet komutan Osman'a baktığında komutandan önce Osman lafa girdi ve "gözünü seveyim komutanım ben beş vakit namazlı, abdestli adamım" Ahmet komutan Osman'ın bu çıkışına tebessüm etti "Maalesef  Osman vatan görevi her şeyden üstündür sende müşteri olarak bu operasyonda yer alacaksın" Osman içinden tövbe çekerek af diledi 'Allah'ım her şey görev için' dedi  " Mert sen adamların kazanmak için tuttuğu kağıtları dağıtan adamları olacaksın masayı sen yöneteceksin" Mert gür bir sesle ve heyecanla " emredersiniz komutanım" dedi Alparslan kulağını tutup 'yavaş lan' deyince Mert etrafına bakıp mahcupça gülümsedi. Ahmet komutanın gözleri Cansu'ya döndüğünde Alparslan da otomatik olarak o tarafa döndü kırgın bir çift gözün kendisine döndüğünü gördüğünde içinden küfür ederek hızla önüne döndü Ahmet komutan " Cansu sen kurpiyer olacaksın gelen avlarımızla ilgileneceksin ayrıca mekanda TEM'den ve istihbarattan arkadaşlar da olacak ben ve Murat da arka planda görev alacağız" Murat hızla ayağa kalkarak " Komutanım iyileştim ben müsaade ederseniz bende ön planda yer almak istiyorum" Ahmet komutanın el hareketiyle kalktığı sandalyeye oturdu " Ne diyorsam o Murat lafımın üstüne  söz istemiyorum" Murat yerinde küçülerek kendisinin bile zor duyacağı şekilde 'emredersiniz' dedi. Herkes görevini anladığında operasyon düğmesine basıldı artık geriye operasyon için hazırlanmak ve başarılı bir şekilde bitirmek kaldı tim üstünü giyip son kontrolleri yaparken Ahu Alparslan'ın yanına yaklaştı "hayırdır ne bu hal" " sen bizi merak eder miydin ya Ahu hanım?" Ahu Alparslan'ın bu söylemine gözlerini devirdi "söylemek istersen" dedi ve başka bir şey demedi Alparslan ise Ahu'ya bakıp 'sonra' dedi ve arkadaşına tebessüm etti. Herkes teçhizat  odasına gidip 9x19 kalibre sarsılmaz 9x'leri kontrol etti şarjör yedeği ve mermi teminatı yapıldığında artık göreve hazırlardı. Kıyafet ve makyaj için bir odaya girdiklerinde Alparslan oflayıp puflamaya başlamıştı bile Osman içinden sürekli tövbe çekip duruyordu Ahu'da ise bir anda bir durgunluk olmuş gözleri dalıyordu içinde garip anlam veremediği bir huzursuzluk vardı 'bir an önce şu operasyon sağ salim bitsin' diye geçirdi içinden Mert yerinde duramıyordu ilk defa böyle büyük bir operasyonda yer alacağı için içi içine sığmıyordu Murat'ta ise hala devam eden ağrılarının ve rahat durmadığı için açılıp alınamadığı dikişlerinin sıkıntısı vardı bu durumu yüzünden böyle bir operasyonda arka plandaydı Ahmet komutanı onun bu durumunu belli etmemeye çalışsa da biliyordu bu yüzden aktif görev almasına izin vermemişti Deniz ise bunca zaman istihbaratta görev yapıyordu bu operasyon hiçbirine benzemiyordu sorumluluğu çok büyüktü edindiği bilgilerin doğruluğunu kaç kere teyit etti ama yine de korkuyordu Ahmet komutan da bunun gibi pek çok operasyonu idare etmişti ama planının bozulmasını istemiyordu görevini yerine getiren adamı onu sürekli tedirgin ediyor duygularına yedik düşmesinden endişe ediyordu askerinin ne kadar profesyonel olduğunu bilse de konu sevdikleri olunca gözünün kararacağını biliyordu bir hata olmaması çok önemliydi Ahmet içinden 'ya batacağız bugün ya da çıkacağız' dedi huzursuzca operasyon zamanı geldiğinde herkes araçlara bindi Mert etrafa sürekli heyecan gülücükleri attığında Alparslan ona dönüp gözlerini devirdi " ağzın ayrılacak lan" dedi onunla uğraşarak Mert'te önce karşısında duran Cansu'ya bakıp Alparslan'a döndü " napim abi çok heyecanlıyım bu benim ciddi ilk operasyonum" dedi hala bir gözü Cansu'daydı bugün genç kadında bir haller var gibiydi Mert yanında oturan dostuna baktı arkadaşı mutsuz ve düşünceli duruyordu destek vermek için elini Murat'ın dizine koydu Murat'ın ona dönen gözleri minnet doluydu operasyon yerine geldiklerinde herkeste bir gerginlik hakimdi Ahmet komutan kısa bir konuşma yaptı ilk inenler Ahu ve Alparslan'dı kapıda ki bodyguarda yaklaştıklarında ellerindeki zarfı uzattılar Alparslan kendilerine dik dik bakıp eliyle buyur eden adama yaklaşıp "takım yakışmış" dedi her kelimeyi bastırarak içeri girdiklerinde Ahu Alparslan'a dönüp 'biraz gülümse' dedi Alparslan yapmacık bir şekilde dişlerini gösterdiğinde Ahu sinirli sinirli ona baktı yerlerine geçip oturduklarında etrafı taradı gözleriyle bizimkiler yerlerini alıyor yavaş yavaş diye düşündü Mert masanın başına geçtiğinde masa yavaş yavaş doluyordu avları da yerini bulduğunda gözler Cansu'daydı o da adamların yanına geldiğinde şerefsizler Cansu'yu baştan aşağı süzüp olumlu mırıltılar çıkarmaya başladı tim dişini sıkıyordu bir an önce kazasız bitseydi şu operasyon Mert boğazını temizleyip masaya oturan adamlara baktı "beyler bayanlar hoş geldiniz" dedi Alparslan kulağındaki kulaklığa doğru "bu nasıl bir açılış lan hiç mi masa açılışı görmedin?" Mert duyduğu şeylere gülüp " abi ben her gün kumar mı oynuyorum" dedi Alparslan kaşlarını çatıp "biz sürekli kumar mı oynuyoruz lan" dedi Osman kulaklığa doğru 'estağfurullah' çekti bütün tim gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı Ahmet şöyle bir operasyonda bile hala gırgır şamata derdindeler diye geçirdi içinden ne yapacaktı bu çocuklarla gözlerini devirdi o da gülümsedi timine deli dolulardı ama hepsi sağlam askerlerdi gözü kapalı güvenirdi hepsine kağıtlar dağıtılıp oyun başladığında herkes pür dikkat birbirine bakıyordu Alparslan kalabalık ortamda gözlerini gezdirdi bar kısmın da arkası dönük kapüşonlu adamı görünce kaşlarını çattı nerede görmüştü bu kapüşonu önündeki adamın Mert'e dönmesiyle onlara baktı adam Mert'in kulağına eğilip "yeni misin sen" dedi Mert kafasını salladı "hiç görmedim seni" dedi gözlerinde şüphe varken Mert panik olmamaya çalışarak yüzünde düz bir ifadeyle "ben yeniyim efendim sizin için özel" dedi sona doğru bastırarak adam memnun olmuş bir şekilde baktı Mert'e Alparslan adamı yiyecek gibi bakıyordu adamsa gözlerini Cansu'ya dikmiş elini beline atmıştı Cansu ise mide bulansa da belli etmemeye çalışarak adama gülücükler gönderiyordu oyun ilerlediğinde adamlar kazanıyor olmanın zevkiyle bol keseden içiyor ve eğleniyorlardı Alparslan kulaklığa doğru tıslayarak "komutanım ne zaman paketleyeceğiz?" dediğinde yanındaki adam Alparslan'a ters ters baktı Ahmet onay verdiğinde Alparslan hışımla yerinden kalktı ve "sen benim yanımdaki kadına mı bakıyorsun lan p*ç " dedi adam da bu çıkışa karşılık verdiğinde Alparslan masayı devirdi karşısında kendisine saldırmaya hazırlanan adama "gel lan gel *ruspu çocuğu" diyerek bağırdı karşısındaki adam "lan bunlarda silah var" diye bağırdığında artık konuşmaların yerini mermi sesleri almıştı Ahmet içeride olanlardan dolayı tedirgindi Murat içeri dalmamak için kendini zor tutuyordu ama destek lazım olduğunda dışarıda iki otobüs asker ve polis vardı oflayarak yerinde kıpırdandı içeride ise durumlar karışıktı Alparslan taramalı tüfek gibi ateş ediyordu dur durağı yoktu karşısında adamların arkasında gördüğü kapüşonlu adama anlam vermeye çalışıyordu onlara sıkmıyor önündeki adamları indiriyordu kafasını eğerek kapüşondan görünen buruna ve dudakların kime ait olduğunu anlamaya çalışıyordu "Ahuuu dikkat et!" diyen Barbaros'un bağırışıyla oraya döndü....


* Bu bölüm de finish dostlar 

*Kapüşonlu adam hakkında tahminleri alalım lütfennnn

*Bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz beğendiyseniz yıldıza dokunmayı unutmayınız bir sonraki bölüm de görüşmek üzere Allah'a emanet olun 

DAĞ ÇİÇEĞİ'MHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin