Günümüz
Elinde oynattığı kalemi masaya bırakırken, başını hemen karşısında susmak bilmeyen ünlü iş adamına çevirdi. Doğrusu ondan hazzettiği söylenemezdi ve daha fazla para da umurunda değildi. Bu sözleşme imzalansa da imzalanmasa da ölene kadar bitmeyecek bir servete sahipti. Düşüncelerinin haklılığı ile bakışları iyice keskinleşmiş, ela gözleri kısa bir anlığına şeytani bir şekilde parıldamıştı. Keskin hatlara sahip çene kemiği ve elmacık kemikleriyle çekici göründüğü kadar ürkütücü de görünüyordu. Kumral saçları ustaca geriye yatırılmış ve biçimli olmasının yanında her daim çatık olan kaşları yine görenlerin nefesini kesmeye yetmişti. Nihayet içinde bulundurduğu ortamdan sıkılmış olacak ki bir elini havaya kaldırarak hâlâ konuşmakta olan adamı susturdu.
"Savaş Bey, bahsettiğiniz belgeleri bizzat inceledim. Benim asıl ilgimi çeken yüklenen malın miktarı değil, ulaştırıldığı alıcının adresiydi."
"Siz beni mi takip ettiniz!" Diyerek üste çıkmaya çalıştığında Çağan'ın gür kahkahası duyuldu.
"Yanlış anlamayın ben size güveniyorum, çevreye güvenmiyorum. Bu yüzden direkt gönderdiğiniz kişiyi takip ettirdim."
İşaret parmağını yanağına hafifçe sürterek kaşıdı ve devam etti."Mal gümrükte kırmızıya kaldı, şu an incelemede ve duyumlarıma göre faturada belirttiğiniz ürünle yüklediğiniz ürün birbirinden farklı olduğu için sizi yüklü bir ceza bekliyor. Sahi, kara para aklamak için aklınıza gelen kişi ben miydim? Eğer öyleyse cesaretiniz için sizi ayrıca tebrik etmem gerekecek."
Dediğinde sesindeki alay tınısı herkesin buz kesmesine neden olmuştu. Böylesine büyük bir olayı nasıl rahatça söyleyebiliyordu? Onun yerinde bir başkası olsa çoktan adamın yakasına yapışıp mahvetmişti. Fakat sinirlenmek bir yana kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyordu."Çağan Bey bakın bir yanlış-" yüzü kıpkırmızı olan adam heyecanla ayağa kalktığında yaptığı hatanın nasıl ortaya çıktığını anlamamıştı. Tüm her şeyi ilik ilik işlemiş ve önlemlerini almıştı. Nasıl olur da Çağan aklının ucundan bile geçmeyeni öğrenmeyi başarmıştı? Bu adam sandığından da tehlikeliydi.
"Bu kadar yeter."
"Ama daha..." demişti ki sözleri Çağan tarafından sert bir şekilde kesildi.
"Tüm geçmişin pisliklere dolu. Bir işe yara ve şu sözleşmeyi daha fazla kurcalamadan imzala. Sana yapabileceklerimi bilseydin eğer, yapmadıklarım için pişman olurdun." Adam eline kalemi aldığında Çağan önünde duran dosyayı ona doğru fırlattı.
"Onu değil, bunu imzalayacaksınız."
"Çağan Bey!"
"İlk sözleşme iyi niyetimin bir göstergesiydi, bu ise yaptığınız hatanın bedeli. Bilin diye söylüyorum tekrar etmekten de hiç hoşlanmam. Şimdi şu önünüzdeki kağıdı..." dedi ve parmağıyla masanın üzerindeki sözleşmeyi göstererek devam etti.
"İmzalıyor musunuz?"
Koca salonda tüm herkes şaşkınlık ve korkuyla birbirlerine bakarken, iş adamı karşısındaki bu adamın sözlerinin sadece lafta olmadığını çok iyi biliyordu. Başka çaresi yoktu eğer imzalamazsa başına gelecekleri düşünmek bile istemiyordu. Dikkatle ona bakan adama yöneldiğinde korkuyla yutkundu ve elinde kalemi sıkarak hızla imzaları attı. Onun bu halini Çağan umursamazca izlemiş, diğer yandan kısa bir baş hareketiyle tüm herkesi odadan kovmayı ihmal etmemişti.
"Senden neden bu kadar korkuyorlar?"
"Başım ağrıyor." Diye fısıldadı kendi kendine. Hemen karşısında duran fakat tüm bedeni görünmez klan genç kızın susmaya niyeti yok gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Varis
Teen Fiction"Kimsin sen? Neden kendimi hep senin yanına sürüklenirken buluyorum?" NOT: Bu kurgu Demren kitabının Çağtu'ya uyarlanmış halidir.