Geçmiş 2

241 26 7
                                    

GEÇMİŞ

Oldukça kalabalık olan bahçeden ayrılmak için hızlı adımlarını evin içine doğru atarken, aniden karşısına çıkan kişi yüzünden kendisini yerde bulmuştu. Diz kapaklarındaki acıyı azaltmak istercesine küçük elleriyle ovalamaya başladığında, diğer yandan öfkeli gözlerini düşmesine sebep olan kişiye çevirmeyi ise ihmal etmemişti.

'' Önüne baksana ufaklık.'' dedi alayla. Duyduklarıyla iyice sinirlenen kız çocuğu kendisinden en fazla birkaç yaş büyük görünen çocuğa baktı. Yanındaki bir arkadaşıyla birlikte alaycı bakışlar atıp duruyorlardı.

''Sensin ufaklık! Senin yüzünden düştüm ben!'' diye bağırsa da etrafta çalınan sesli müzik yüzünden bağırdığını o iki çocuktan başkası bilmiyordu.

''Arkadaşıma çarpan sendin!''  diyerek öne çıkan çocuğun yeşil gözleri parıldıyordu. Ancak küçük kızı şaşırtan biraz önce onu düşüren çocuğun uzattığı  eliydi.

''Kalk.'' dedi kısaca. Henüz çok küçük olmasına rağmen hareketleriyle o kadar olgun davranıyordu ki. Dizinin üzerindeki elini çocuğun uzattığı eline bırakırken dikkatini gözleri çekmişti. Ela gözleri yeşile çalıyordu. Onun bu incelemesi çocuğu sıkmış olacak ki kavradığı elle kızı doğrulttu.

''Git hadi ne bekliyorsun?'' diye sorduğu an kız çocuğunun bakışları küçük kalbini hızlandırmıştı. Elini tuttuğunda ise gözleri büyüyerek korkuyla geri çekilmişti. Kız, koşarak oradan ayrılırken hem kendisi hem de arkadaşı onun arkasından bakmadan edemedi.

''Bu kız da kimdi? Sen tanıyor musun?'' diye sordu Berat'a. Küçük çocuk kafasını olumsuzca sallayarak yanıtlamıştı.

''Hayır. Ailesi kurula üye olmalı.''

Çağan düşünceli gözlerle tekrar önüne dönerken eline baktı. Biraz önce kızı yerden kaldırırken avuç içinde hissettiği şey çok ilginçti. Omzuna atılan ele döndüğünde arkadaşının gülümseyen yüzüyle karşılaştı.

''Gel hadi bizim sevdiğimiz yiyecekleri nerede sakladıklarını öğrendim.'' dedi.

''Mete nerede?'' diye sorunca kıstığı gözleri kısa bir an bahçede dolanmıştı.

''Kardeşini aramaya gitti. Kız kardeşler gerçekten baş belası olabiliyor.'' dedi ve umursamaz bir şekilde ilerlemeye başladı. Birkaç adımdan sonra geriye baktığında Çağan'ın hâlâ olduğu yerde durduğunu fark edince konuşmaya başladı.

''Hadi! Gelmiyor musun?''

''Sen git ben seni bulurum.'' dedi ve koşarak gözden kayboldu. Berat tek kalmış olmanın verdiği sıkıntıyla Çağan'ın arkasından bakarken yerde gördüğü şey dikkatini çekmişti. Küçük bir kutuydu. Böyle bir şeyin burada ne aradığını düşünürken aklına biraz önce düşen kız çocuğu geldi. Eğilerek aldığı kutuyu cebine attı ve kızın gittiği yöne doğru gitmeye başladı. Büyük evin içerisinde neredeyse girmediği oda kalmamıştı. En son gözüne kestirdiği odayla kendi kendine mırıldandı.

''Eğer orada da bulamazsam açacağım.'' diyerek kapısı kapalı olan odaya doğru ilerlemeye başladı. Kulpundan tutarak açtığı kapıdan içeri girerken karanlık olan odada duyduğu tiz sesle hızla lambayı yaktı.

''Sen de kimsin?''

Kahve saçları iki yandan örgülü olan küçük kız çocuğu ona yaklaşarak kapıyı kapatmıştı.

''Abime yakalanmamam gerekiyor sessiz ol!'' dedi Aysima korkuyla. Berat şaşkınlıkla kıza bakarken cebinde titreyen şeyle irkildi. Elini cebine sokarak kutuyu çıkardığında şimdi karşısındaki kız kendisine şaşkınlıkla bakıyordu.

''Bu da ne?'' diye soran meraklı gözlere baktığında omuzlarını silkmekle yetindi.

''Bilmiyorum... Ben de sahibini arıyordum.'' dediği an tekrar titreyen kutuyla, korkuyla geri adım attı.

''Bu şeyin içinde ne var! Neden hareket ediyor!'' dedi korkuyla Aysima.

''Bilmiyorum dedim ya!''

Her ikisi de korkudan ne yapacağını bilemez şekilde birbirlerine bakarken Berat çocuksu bir cesaretle kapağı açtı. Kutunun içerisinde simsiyah bir küre gördüğünde her ikisinin de gözleri şaşkınlıkla açılmıştı. Küçük küre siyah olmasına rağmen dikkatli bakıldığında mavi damarlarla çevriliydi. Ancak mavinin o kadar koyu rengiydi ki uzaktan bakan biri için kesinlikle ayırt edilmesi imkansızdı. Kaderlerini değiştirecek olan küreye dokunan Berat, küreyi parmaklarının arasında hafifçe çevirdikten sonra küçük kız çocuğu hızla elinden aldı. O da kendisi gibi ilgi ve merakla küreyi incelerken aniden açılan kapıyla avucunun içindeki küre yok oldu.

O an engel olamayacakları bir kader çoktan ağlarını örmeye başlamıştı.

&

En kısa bölüm bu oldu sanırım şu ana kadar.. Bu yüzden en geç akşam 10'a kadar bir bölüm daha atabilirim ama bilmiyorum.

Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın. Yıldızlar kadar öpücük!

VarisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin