Karpuz

229 30 61
                                    

''Hey!''

''Bu da ne?'' diye sordu şaşkınlıkla. Salondaki koltukta gözlerini açar açmaz yüzüne yaklaşan küçük boy bir karpuz görüyordu. Bir dakika! Karpuz mu? Hızla yerinden sıçrarken Çağan kendisine eğlenen bir ifadeyle bakıp alayla sırıttı.

''Barış imzalamaya geldim. Dün gece biraz kaba davrandım sanırım.'' dediği an Tuana ne tür bir adamla baş edeceğini düşünüyordu.

''Sen benimle dalga mı geçiyorsun?''

''Neden?'' (kaplumbaga deden.)

Çağan'ın aniden ciddileşen ses tonuyla genç kadın hayret etti.

''Neden mi? Ne tür bir insan özür dilemek için özellikle de bir kadına çiçek yerine karpuz alır!'' diye bağırdı.

''Çiçek alsaydım kuruyup gidecekti. Bunu yiyebilirsin, üstelik...''

''Neden yapıyorsun bunu?''

''Çok sağlıklı diyecektim.''

Tuana'nın ani sorusuyla elinde tuttuğu küçük karpuzu masanın üzerine bırakarak koltuğa oturdu. Geniş cüssesi koltuğa oturunca genç kadın istemeden yana kaymak zorunda kalmıştı. Çağan derince samanyolunu andıran boşluğa baktıktan sonra maskesini takarak gülümsemişti.

''Birbirimizi daha iyi tanımak için tabii ki.'' dedi kendinden emince.

Ancak Tuana bir tuhaflık olduğunun farkına varmıştı. Her şey bir yana bu adamın kendisine bu kadar yakın olmasından da haz etmiyordu. İster istemez ondan etkilendiğini daha fazla inkar edemezdi. Hâl böyleyken cesareti ve korkusuzluğu Çağan'ın karşısında sıfırın altına inip eksilerden kendine acı verici bir selam çakıyordu.

''Ve sende bunun için bana karpuz aldın öyle mi?'' diye sordu şüpheyle.

''Bil diye söylüyorum, ben kolay kolay kimseye bu meyveyi almam.''

''Ne büyük şeref!'' dedi alayla Tuana.

''İyi niyetimi kullanıyorsun şu an.''

''Madem birbirimizi yakından tanımamız gerekiyor o halde sevip sevmediğimiz şeyleri öğrenmekle başlayabiliriz.'' dedi ve uzattığı ayaklarını toplayarak koltuktan kalktı. Tuana kalkar kalkmaz Çağan iyice oraya yayılırken genç kadın ondan yeterince uzak tekli koltuğa geçip oturdu. Birkaç dakikalık düşünme sürecinin ardından konuşmaya başladı.

''En sevdiğin renk?'' diye sorduğu an Çağan kafasını geriye yaslayarak gözlerini yumdu.

''Beyaz.''

''En sevdiğin gün?''

''Perşembe.''

''En sevdiğin yiyecek?'' Genç adam gözlerini açmadan parmağıyla masanın üzerindeki karpuzu işaret etti. Gerçekten ya kendisiyle alay ediyordu ya da bu adamı tanımak düşündüğünden daha da zordu!

''Tamam... Peki en sevdiğin hayvan?'' Şimdiye kadar iyi gitmişti. Karpuz hariç verdiği cevaplarda anormallik yoktu. Ela gözler aralanıp kendisine yöneldiğinde hiç düşünmeden karşılık verdi Çağan.

''Koyun.''

''...''

''Beğenemedin galiba?'' diye sordu Çağan alayla.

Tuana şaşkınlıkla derin bir nefes aldı. Öfkeden dudaklarını dişlerken zorlukla da olsa sordu.

''Çok ilginç, neden seviyorsun onları?'' dedi.

''Sadık hayvanlar, sessizler ve en önemlisi de itaatkarlar.''
Genç kadın çaresizce onun söylediklerini dinlerken bu sefer Çağan soru sormak için doğruldu.

VarisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin