Öğrenme

288 30 11
                                    

10 Gün Önce

Genç adam gecenin bir yarısı gördüğü tuhaf kabustan nefes nefese uyandı. Alnında biriken küçük ter damlacıkları ve hızlı kalp atışları kendine gelebilmesine hiç yardımcı olmuyordu. Ellerini saçlarına daldırıp derin bir nefes verdi. Bakışları yatağın hemen yanındaki gece lambasına takılırken daha da ileride odanın içerisindeki koltuğun üzerinde uyuyan kızı görmesiyle geriye sıçradı.

"Bu da ne böyle?" diye bağırdı şaşkınlıkla. Ses tonu yüksek çıktığı halde koltukta uyuyan kız, hiçbir tepki vermeden öylece uyumaya devam etti. Çağan hâlâ bunun bir rüya olduğu düşüncesiyle gözlerini ovalarken fark ettiği şeyle olduğu yere resmen çakıldı. Bu kızın bir bedeni yoktu! Orada uyuyan sadece bir ruhtu! Bilinçaltının ona acımasızca oyun oynadığını düşünerek yavaşça kalktı yataktan. Bunun bir kabus olduğu düşüncesiyle kendine telkinler verirken, tam önünde durduğu kızın aniden yok olması geçirdiği bir başka şoktu. O gün tüm saatlerini gece olanları düşünerek geçirmişti. Çok fazla çalışmaktan vakit bulamadığı için beyni acımasız bir oyun oynuyor olmalıydı. Çağan'ın tüm bu açıklamalarını yıkan şey elbette ki bir sonraki sabah yine aynı şekilde aynı yerde gördüğü ruhtu. Ne zaman yanına yaklaşmaya çalışsa kaybolan ruh ona hiç yardımcı olmuyordu. En sonunda uzun zamandır hatta ailesinin ölümünden beri gitmediği o yere zoraki de olsa gitme kararı aldı. Tüm bu olanlara açıklama bulamazsa kafayı yiyeceği kaçınılmazdı.

Genç adam son model arabasını bir patika girişine park ettiğinde kalan yolu yürüyerek gitmeyi tercih etmişti. Üzerinde siyah bir pantolon ve siyah kalın bir kaban vardı. Kıstığı gözleriyle etrafa hızlı bir göz taraması yaptığında aradığı kişinin önünde değil de tam arkasında olması onu hiç şaşırtmamıştı.

''Uzun zaman oldu Demren.'' dedi yaşlı adam. Oldukça uzun boyu ve gür beyaz saçlarıyla yaşına rağmen hâlâ genç duruyordu. Kahverengi gözleri genç adama odaklandığında duyduğu özlem özlem gözlerinden okunuyordu.

''Buraya mecbur kaldığım için geldim. Başka bir sebep arama.'' diye sert bir şekilde konuşan Çağan'a yine gülümseyerek bakmıştı.

''Buraya neden geldiğini biliyorum oğlum... Aslına bakarsan uzun zamandır bugünü bekliyorum.'' dediği an Çağan kaşlarını çatarak ona doğru yaklaştı.

''Bu da ne demek şimdi?''

''O kız seni rahat bırakmıyor anlaşılan...'' diyerek arkasını döndü ve ağır adımlarla yürümeye başladı. Çağan'da merakla onu takip ederken yaşlı adam hâlâ tek bir kelime etmiyordu. Genç adam bu katlanılmaz sessizliğe daha fazla tahammül edememiş olacak ki bağırarak konuştu.

''Neden susuyorsun! Kim o kız? Tanıyor musun? Benden ne istiyor? Neden bir bedeni yok?'' diye ardı ardına sıraladığı soruların her birine mantıklı bir cevap istiyordu. Yaşlı adam onun aksine büyük bir rahatlıkla başını çevirdiğinde tıpkı Çağan gibi ciddiyetle baktı.

''Onu tanımadın mı? İyi düşün. Onu ilk görüşün değil.'' dediği an Çağan ilk defa korkmuştu. Kendisine sarf edilen bu sözlerin şaka olmadığının farkındaydı. Hafızasında hızlı bir tarama yapmış olsa da bir türlü hatırlayamamıştı.

''Bilmiyorum... Kahretsin! Hatırlamıyorum işte söyle!'' diye haykırdı.

''Sana bugün sadece bilmen gerekenleri söyleyeceğim Demren. Daha fazlasını değil.'' dedi ve etrafı ağaçlarla çevrili ormanda  yeşilliklerin altına gizlenmiş bir kapağı açarak toprağın altına gizlenmiş olan evine girdi. Çağan burayı biliyordu, küçükken sadece birkaç defa gelmişti ama hatırlıyordu. Neyse ki giriş çok dar değildi yoksa öyle bir cüsseyle girmek imkansız olabilirdi. Yukarıdan aşağıya uzanan merdivenlerden nihayet inen yaşlı adam oldukça modern döşenmiş evin içinde tek bir noktaya sabitledi gözünü. Orası büyük bir aile tablosunun olduğu kısımdı. İçeriye girdiği an Çağan'ın da dikkatini çekmiş olacak ki gördüğü kişiler karşısında acıyla yutkundu.

''Ne içersin?''

''Hiçbir şey. Bir an önce sorularıma cevap ver.''

Çağan hiç değişmemişti. Çocukluğunda da bu kadar asi ve sertti. Onun yumuşak tarafını ömrü boyunca görme şansı edememişti yaşlı adam. Yine de kolay bir hayat yaşamadığı için anlayışla başını sallayarak  koltuklardan birine oturdu ve hâlâ ayakta dikilen adama eliyle gel işareti yaptı. Çağan tek kelime etmeden karşısındaki koltuğa otururken tüm dikkatini onun üzerinde toplamıştı.

''Seni dinliyorum. O kızı nereden tanıyorsun?'' diye sordu kısaca.

''Bu kolay bir soru oldu...'' dedi. Yaşlı adam ardından hafifçe gülümseyerek ekledi.

''O kız ölen varislerin kızı.'' dediği an Çağan'ın dudakları şaşkınlıkla aralanmıştı.

''Nasıl olur bu?''

''Onunla olan hesabını gerçekten o gece kapattığını mı düşünüyordun yoksa? Baban önceki varislere neden yardım etmek istemedi biliyor musun? Onların bir hiç uğruna ailesini ve sevdiklerinin canını tehlikeye attığını düşünüyordu fakat durum bu değildi! Önceleri rüyalarını kontrol edebilmenin bir hediye olduğunu düşünen varisler gerçeği görmüşlerdi. İnsanlık tarihinde bilinmeyene doğru ilk yolculuğu onlar yapmıştı. Leyass'ın zararsız bir gezegen olmadığını sende biliyorsun. Orayı besleyen enerji çok yakında Dünya'ya ulaşacak. Sonrasında olabilecekleri düşünmek dahi istemiyorum. Seçilmiş varisler olarak bunu onlardan başka kimsenin yapmaya gücü yetmezdi. Kurul üyelerini durdurmayı başaramadıkları için Leyass ve Dünya arasındaki geçit kapıları açılacak.'' dedi ve devam etti.

''Zaman değişti, geride kalanların elbet bir gün geri döneceği en başından beri belliydi. Sen o kapıyı açtığında yalnızca onların ölümüne sebep olmadın aynı zamanda kurula geri dönüşü olmayan bir güç verdin. Sırf bu yüzden yaptığın hatanın cezasını belki de henüz çekmemişsindir.''

Çağan duydukları karşısında cevap verememişti.

''Yani?'' diye sordu zorlukla.

''O kızın yanına sürüklenmesinin bir sebebi var.'' dediği an bu sebebin genç adamın geleceğini ne denli değiştireceğinden haberdardı.

''İyi düşün... Çok iyi düşün Demren! Bugün burada bana bu soruları yöneltmek tamamen senin hatandı.''

''Ne saçmalıyorsun? Ne yaptığımı bile bilmiyorum daha!'' diye sert bir şekilde çıkıştığında yaşlı adam oturduğu yerden kalkarak Çağan'a tepeden baktı.

''Çocukken elinden tutup kaldırdığın küçük kız, aylar sonra evinize ailenden yardım istemek için tekrar geldi. Ona ikinci dokunuşun o evde gerçekleşti. İstersen... Son dokunuşunu sana ben hatırlatmayayım.'' dedi an Çağan öfkeyle doğruldu. (fesat anlamayin arkadaslar dfkqwğsdlşqwğ)

''Varisler enerjilerini ilk paylaştıkları andan itibaren yeryüzünde birbirlerinden başka kimseye ait olamazlar. Kurul yıllardır gizli varis olan o kızı ve enerjisini paylaştığı eşini arıyor.''

''Bu saçmalıklara inanacağımı düşünmüyorsun değil mi?'' diye bağırdı. Ancak onun bu sert çıkışından etkilenmemiş olan yaşlı adam olumsuzca başını sallayarak Çağan'ın hayatını değiştirilemez yola sokacak cümlelerini çoktan sıralamıştı.

''Alışmaya başlasan iyi edersin. Çünkü sen dolaylı yoldan olan ilk varissin.''

&

Helloo! Nasılsınız asklarım? Bugün yetisirse iki bolum daha aticaam.

Okuyup da oylamayan cok kisi var oylarsanız sevinirim.

Yorum yapıp oylamayı unutmayın. Yıldızlar kadar öpücük!

VarisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin